Mehmet Ocaktan: İşte fırsat, Müslüman dünya adil bir sistem kursun görelim

Karar yazarı: Unutmayalım, bilimi öncelemeyen, hukukun üstünlüğünü esas almayan hiçbir sistemin yaşanabilir bir dünya oluşturması mümkün değildir

Fotoğraf: Twitter

Geçmişte AK Parti’den milletvekilliği yapan Karar yazarı Mehmet Ocaktan, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle dünyayı nasıl günlerin beklediği konusunda kimsenin fikri olmadığını söylerken “İşte tam bu noktada, demokrasiyi reddeden, ya da şüpheyle bakan Müslüman dünyanın bugüne kadar hayalini kurduğu o ütopik “İslam devleti”ni inşa etmenin fırsatı önüne gelmiş olabilir” dedi.

Ocaktan, “İşte fırsat Müslüman dünya adil bir sistem kursun görelim” başlıklı köşe yazısında bugüne kadar Müslüman dünyada hukukun üstünlüğüne dayalı, insan hakları temelinde demokratik bir sistem inşa edilmediğini söyledi.

“Müslümanlara göre demokrasinin Batı icadı olduğunu, her şeyin Kuran’da yazdığını, başka bir sisteme ihtiyaç olmadığını” söyleyen Ocaktan, şunları yazdı:

Ancak 21. Yüzyıla geldiğimizde ortaya çıkan manzara son derece açık ve net; demokrasiye itibar etmeyen, kendisi de adalet temelinde bir sistem kuramayan Müslüman dünyada özgürlük yok, hakka-hukuka riayet yok, liyakat önemsenmiyor ve koyu bir despotizm hakim.

Eğer bu imrenilmesi gereken bir tablo ise, söylenecek bir şey yok demektir, sefalete devam... Ama bu hastalıklı yapılarla artık devam edilemeyeceğinin de herkes farkında.

Şimdi yeni tip Covid-19 musibeti yüzünden bütün dünya ekonomik ve sosyal anlamda derin bir sarsılma yaşıyor. Kimse bu salgın sona erdiğinde bizi nasıl bir dünyanın beklediği konusunda net bir bilgiye de sahip değil. Ama şu kesin; eski yapıların mevcut haliyle devam etmesi mümkün olmayacak. Çünkü salgınla birlikte ortaya çıktı ki, yönetişim ve eşgüdüm esnekliği ile birlikte dayanışma ruhunu kaybeden neo-liberal yapılar güven kaybına uğradı. En gelişmiş ülkelerde bile mali ve sosyal politikalar sınıfta kaldı. İflaslar ve işsizlik korkusu tüm ülkelerin korkulu rüyası haline geldi.

Ocaktan, Prof. Sencer Ayata’nın T24’e verdiği söyleşide kullandığı ifadeleri hatırlattı:

Neo-liberalizm yorgun, yıprandı, zayıfladı. Ama yerine ne konacak? Ne kadar kamu ne kadar piyasa? Kültürel kimlik politikaları? Ne kadar farklılık ne kadar ortak özellikler? Ne kadar mavi yakalı işçi sınıfı ne kadar yeni toplumsal güçler? Sorun sömürü, otoriter baskı ve ayrımcılığa birlikte karşı çıkarak yoksulları, otoriter baskı altında ezilenleri ve kimlikleri ötekileştirilenleri birleştiren bir siyaset oluşturmak. Bir büyük senteze ihtiyaç var…

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Dünyanın önünde büyük zorlukların yanı sıra yeni bir siyaset oluşturmak için fırsatlar olduğunu belirten Ocaktan, şöyle devam etti:

Şimdi bütün dünyanın önünde büyük zorluklar, ama aynı zamanda yeni bir siyaset oluşturmak için de fırsatlar var. Evet liberal demokrasi yorgun, otoriter liderlerin vaat ettiği pembe dünya ise iflas etmiş durumda.

Salgın sonrasında oluşması muhtemel yeni dünya tasavvurunda, mevcut sistemin hastalıklarından kurtularak yepyeni bir sentez oluşturabilenlerin daha kazançlı olacağını şimdiden söylemek mümkün.

İşte tam bu noktada, demokrasiyi reddeden, ya da şüpheyle bakan Müslüman dünyanın bugüne kadar hayalini kurduğu o ütopik “İslam devleti”ni inşa etmenin fırsatı önüne gelmiş olabilir. Hiçbir sınır, sistem, din ve ideoloji tanımadan bütün dünyada insanları önüne katıp, sistemleri hallaç pamuğu gibi atan Covid-19 virüsüyle birlikte liberal demokrasinin itibar kaybettiği, otoriter rejimlerin cilasının çoktan dökülmeye başladığı bir dünyada alın size yeni bir imkan...

Madem hukukun üstünlüğünü, kuvvetler ayrılığını esas alan, insan hakları ve özgürlükler temelinde bir demokratik sistem insanların sorunlarına çare üretemiyor, madem İslam’da daha mükemmeli var; o zaman bu ideal devlet modelini insanlığa sunun ve yeni bir dünyanın kapısını aralayın herkese.

Bilimi öncelik olarak görmeyen, hukukun üstünlüğünü esas almayan hiçbir sistemin yaşanabilir bir dünya oluşturmasının mümkün olmadığının altını çizen Ocaktan, yazısını şu ifadelerle sonlandırdı:

Ancak bugüne kadar ortaya çıkan örneklere bakarak söylemek gerekirse; böyle bir ütopyanın gerçekleşmesi asla mümkün olmayacak. Kabul edelim ki Müslüman dünyanın, özellikle 20. Yüzyılda daha çok ideolojik saiklerle görünür hale gelen “İslam devleti” hayali, “İslam gelecek dertler bitecek” retoriğinden öteye geçememiştir.

 

Karar, Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU