Küresel ısınma IŞİD'e yarıyor

Küresel ısınma Orta Doğu’da daha fazla savaş ve yerinden edilmeye yol açacak

Ebu Bekir el-Bağdadi, 27 Haziran 2014'te Musul'da halifelik ilan etmişti.

Dünyanın en istikrarsız bölgesi daha fazla kaosa sürükleniyor çünkü iklim değişikliği, bölgedeki gıda ve su kıtlığıyla birlikte insanların yerinden edilmesine, savaşların kıvılcımlanmasına, aşırılık yanlısı grupların fırsattan istifade etmesine yol açıyor. Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da yaklaşık 7-10 milyon civarında insanın gelecek on yıl içinde gıda kıtlığı ve su eksikliği sebebiyle yaşadıkları yeri terk etmek zorunda kalmaları bekleniyor.

Uluslararası uzmanlar ve yetkililerin katıldığı Hollanda’da düzenlenen Dünya Güvenliği konferansında iklim değişikliğinin Ortadoğu’ya etkileri ele alındı. Konferans katılımcıları 2008’de Ürdün’de gerçekleşen gıda krizi, doğu Akdeniz ülkeleri ve Kuzey Afrika’daki diğer sıcak noktalar dahil bölgedeki küçük ve büyük çaplı çatışmalara atıfta bulundu.

Hollanda hükümeti ve birkaç uluslararası organizasyonun desteğiyle ilk kez 2015 yılında düzenlenen konferansın iklim değişikliği ve buna bağlı krizleri ele alması bekleniyor. Konferans ayrıca güvenlik tanımını, silahlar ve sınırların ötesinde, günlük maişeti içerecek şekilde genişletmeyi hedefliyor.

McGill Üniversitesi’nden Profesör Cemal Sagir, “gıda ve yakıt güvenliği/güvensizliği hızlıca kargaşaya yol açabilir. Bu tür şokların tekrar yaşanması muhtemel. Bu tür krizler şiddetli krizi tetikleyebilir ve uygulanabilir alternatifler sunarak aşırılık yanlısı gruplara halk desteğini artırabilir. IŞİD gibi terör örgütleri de yeni üyeler elde etmek için iklim değişikliğinden faydalanıyor. Yoksul çiftçilerden yararlanmak için onlara yiyecek, maaş ve diğer avantajlar sunuluyor.” diye konuştu.

Bilim adamları ve politikacılar, Ortadoğu’nun on yıllardır muzdarip olduğu kuraklığın iklimsel değişikliklerle ilişkili olduğunu zaten belirtiyordu. Açılış konuşmasında söz alan Irak büyükelçisi, Bağdat'ta ortalama yağışların iyice azaldığı ve sıcaklığın son on yılda sürekli olarak yükseldiği bir grafiğe dikkati çekti.

Değişen koşullar, Suriye ve Irak'ta karışıklığa ve diğer Arap uluslarının 2011’de Arap Baharı ayaklanması ve ardından IŞİD’in ortaya çıkması üzerine kaosa neden oldu. Ancak sorunlar bitmiyor, sıcaklıklardaki artış örneğin Irak'ı besleyen Dicle ve Fırat nehirlerinin su seviyelerinin azalmasına yol açıyor. Beyrut Amerikan Üniversitesi’nden iklim değişikliği profesörü Nedim Fercallah şöyle konuşuyor: “Irak'ta, yağış miktarlarında veya ırmak kaynaklarında bulunan karlarda azalma öngörülüyor. Orta Doğu şu anda tüm sorunlara sahip ve ihtiyacı olan tek şey bir kıvılcım.”

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Diğer yandan Ortadoğu bölgesi tahılın yüzde 65'ini ithal ediyor ve bu oran sürekli artıyor böylece bölgede yaşayan nüfus ve hükümetler pazar değişimlerine veya iklimsel değişikliklere karşı daha savunmasız hale geliyor. Stockholm Uluslararası Barış Araştırma Enstitüsü'nden araştırmacı Johan Schaar, bölgenin “gıda güvenliği için dünyanın diğer bölgelerindeki sürdürülebilir tarım idaresine tamamen bağlı” olduğunun altını çiziyor.

Birleşmiş Milletler ve diğer kalkınma ajansları, yaklaşan krizi önlemek amacıyla 100 milyon civarındaki nüfusun büyük kısmının Nil Nehri çevresinde yaşadığı Mısır'a su çözümleri bulmak için bir fon oluşturdu.

Orta Doğu meselelerine odaklanan bir BMKP yetkilisi Kishan Khoday ise Somali'ye güneş enerjisi getirme ve yeraltı su kaynaklarının idaresine ilişkin girişimleri konusunda bilgi verdi.

Ürdün ve Gazze'de uluslararası yetkililer, sürdürülebilir tarımsal su kaynakları bulma çalışmalarını başlattı.

Fakat konferansın son değerlendirme oturumunda, politikacıların veya toplumların yaklaşan bu tehdidi anlama ve muhtemel kriz dalgaları konusunda şüpheci davrandığına vurgu yapıldı.

Ürdün, Tunus ve Fas dahil birkaç hükümet iklim değişikliği konusunu ele almaya başladı. Tunus’un bir dönüm noktası niteliğindeki 2014 anayasası girişinde “doğal kaynaklarımızın sürdürülebilirliğini garanti eden sağlıklı bir çevrenin korunması” üzerinde önemle duruluyor.  

Ancak çoğunlukla hükümetler özellikle de petrol ve gaz ihracatına dayalı varlıklı Arap Yarımadası ülkeleri sorunu görmezden geliyor.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.   

https://www.independent.co.uk/news/world/middle-east/

Independent Türkçe için çeviren: Büşra Kırkpınar

 

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU