İstanbul Tabip Odası: Özel hastaneler pandemiye karşı acziyet içinde

Koronavirüs salgınıyla ilgili özel hastaneleri inceleyen İstanbul Tabip Odası bir rapor hazırladı. Raporda, özel hastanelerin Kovid-19 pandemisine karşı aciz kaldığı iddia edildi

Fotoğraf: Pixabay

İstanbul Tabip Odası (İTO) bir rapor hazırlayan İstanbul’daki özel hastanelerin Kovid-19 pandemisine hazırlıksız yakalandığını savundu.

Sağlık Bakanlığı’ndan yapılan açıklamalarda testleri pozitif çıkan vakaların esas alındığını, hastanelerde yatan ya da ayaktan takip edilen “şüpheli/olası vaka” sayılarının bildirilmediğini hatırlatan İTO, sayıların gerçek tabloyu göstermekte eksik kaldığını öne sürdü.

Raporda, “Bütün ısrarlarımıza rağmen Sağlık Bakanlığı toplam vakaların bölgelere,  illere göre dağılımını açıklamadığı için diğer illerde olduğu gibi İstanbul’daki sayıları da bilemediğimizi ifade etmek isteriz. İstanbul Tabip Odası (İTO) olarak meslektaşlarımızdan topladığımız bilgilerle tabloyu görmeye çalışıyoruz” denildi.

Özel hastanelerde koronavirüs tanısıyla yatan hasta sayısı bin 

2 Nisan 2020 itibaryla İstanbul’daki özel hastanelerde kesin ya da şüpheli Kovid-19 tanısıyla yatırılan hasta sayısının binin üzerinde olduğuna değinilen raporda, aynı tanıyla özel hastanelerin yoğun bakım ünitelerine yatırılan vaka sayısının ise “yüz civarında” olduğu ifade edildi.

Özel hastanelerde çalışan 200 sağlık çalışanı enfekte oldu

İstanbul’daki özel hastanelerde bugüne kadar enfekte olan hekim sayısının 100’ü, toplam sağlık çalışanı sayısı ise 200’ü geçtiğinin vurgulandığı raporda, “Kadrosunda göğüs hastalıkları, iç hastalıkları ve enfeksiyon hastalıkları uzmanlarından ikisini bulunduran hastaneler pandemi hastanesi ilan edilmiştir. Ancak kamu hastanelerine benzer şekilde İstanbul’daki özel hastaneler de çoğunlukla pandemiye hazırlıksız yakalanmıştır” ifadeleri yer aldı.

Malzeme eksiği var

Özel hastanelerde de görüle maske, önlük, eldiven, gözlük gibi kişisel koruyucu malzeme eksikliğinin olduğunu savunan İTO, bu hazırlıksızlığın organizasyon eksikliğini ve bozukluğunu açık olarak gösterdiğini iddia etti.

Merkezlerden test sonucu geç geliyor

Kovid-19 hastalarıyla ilgili testlerin bakanlığın belirlediği merkezlere gönderildiğini hatırlatan İTO, test sonuçlarının geç geldiğini, hastalara daha çok klinik ve radyolojik tanıtanılar konulduğunu öne sürdü. 

Tanı konulan hastalar için ilaçların Sağlık Müdürlüğü aracılığı ile temin edildiğini belirten İTO, özel hastanelerde sadece Sağlık Bakanlığı’nın belirlediği merkezlere gönderilen testlerden ve yoğun bakım yatışlarından ücret alınmadığına değinerek, bunun dışındaki tüm işlemlerden pandemi öncesindeki gibi ücret alınmaya devam edildiğini belirtti.

"Özel hastanelerin acziyeti, kamu kaynaklarıyla büyütülen özel hastanecilik sisteminin ihtiyaçlara cevap vermekten uzak olduğunu gösterdi"

Rapordaki diğer tespitler şöyle sıralandı:

Bazı hastanelerde kaynağı bilinmeyen testler parası olan hastalara uygulanmaktadır.

Özel hastanelerde uzunca bir süredir doktorlara şirket kurdurularak hizmet satın alma şeklinde iş gördürülmekte, doktorlar bu şekilde 4857 sayılı İş Kanununa tabi olmadan çalışmaya zorlanmaktadır. Baktığı hasta, yaptığı işlem sayısına göre özel hastaneye fatura veya serbest meslek makbuzu keserek “hak ediş” üzerinden gelir elde eden hekimlerin gelirleri bugünlerde hızla azalmakta, neredeyse ücretsiz olarak çalışmaya zorlanmaktadırlar.

Şirket kurdurularak hizmet sözleşmesi ile çalışan hekimlerin bu durumda uğradığı hak kayıplarından birisi de Kovid-19 hastası olmaları durumunda iş kazası/meslek hastalığı olarak tanımlanmasının zorluğudur. Sabit ücretle çalışan hekimlerin (ve diğer sağlık çalışanlarının) ise ücretsiz izne çıkarılması veya yarı zamanlı çalıştırılması söz konusudur.

Yıllardır hekimlerin, sağlık çalışanlarının emekleri üzerinden servetlerine servet, kârlarına kâr katan özel hastane patronları bu süreçte elini taşın altına sokmaktan kaçınmakta, “kriz”in bedelini gene emekçilere ödetmeye çalışmaktadır. Özel hastane patronlarından gelen “Devlet üç, beş ay özel hastanelere el koysun, sonra gene bize devretsin” sözleri esasında “Bu sürecin mali yükü özel hastane bütçelerinden, öz sermayelerinden değil, büyük oranda emekçilerin ödediği vergilerden oluşan devlet bütçesinden karşılansın” anlamına gelmektedir.

Bazı özel hastaneler ise salgını fırsata dönüştürmeye çalışmakta, Kovid-19’lu hasta bakmayıp, temiz hastane olduklarını belirten reklamlar yaparak diğer hastanelerin “müşteri”lerini kapmaya çalışmaktadır.

Kovid-19 pandemisinin daha başlangıcında özel hastanelerin içine düştüğü bu yetmezlik ve acizlik durumu yıllardır kamu kaynaklarıyla beslenerek büyütülen özel hastanecilik sisteminin Türkiye’nin ihtiyaçlarına cevap vermekten ne kadar uzak olduğunu;  bütün itirazlarımıza rağmen uygulanan sağlıkta özelleştirme politikalarının toplum sağlığı için ne kadar zararlı olduğunu açık olarak göstermektedir.


Independent Türkçe 

DAHA FAZLA HABER OKU