ABD ile Avrupa arasındaki çatlak Trump yönetiminin tavrıyla büyüyor

Münih Güvenlik Konferansı’nda Mike Pence’in Avrupa’nın İran’la nükleer anlaşmaya destek sunmasına yönelik eleştirisi alay konusu olurken, Angela Merkel’in Avrupa savunması büyük övgü aldı

Fotoğraf: The Independent

“Sizlere özgürlüğün ve güçlü ulusal savunmanın mühim bir şampiyonundan, Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) 45. Başkanı Donald Trump’tan selamlar getirdim” diyen ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence, hitap ettiği kalabalıktan alkış bekledi. Pence bu esnada da büyük lidere saygıya dururcasına başını hafifçe eğdi.

Ancak Pence’in beklediği alkış kopmadı, aksine sağır edici bir sessizlik yaşandı. ABD Başkan Yardımcısı, acı verecek şekilde huzursuz edici duraksamasının ardından, her yıl düzenlenen uluslararası Münih Güvenlik Konferansı’ndaki konuşmasını sürdürdü.

Konferans’ın gündeminde bu yıl özellikle Ortadoğu, IŞİD ve terörizm, konvansiyonel ve ticari savaşlar, siber saldırılar ve iklim değişikliği konuları buluyor.

Pence’in Başkan Trump’ın coşkuyla alkışlanacağı beklentisini biliyoruz. Çünkü Beyaz Saray tarafından paylaşılan önceden kaleme alınmış konuşma metninin kopyasında açılış sözlerinin ardından “alkış” için bir duraksama işareti gösteriliyor.

Metnin giriş bölümünde ayrıca Lindsey Graham ve Nancy Pelosi gibi ABD delegasyonundan üst düzey isimler de yer alıyor. Pence, Trump’ın destekçisi olan Cumhuriyetçi Graham’ın adını okudu, ancak hükümetin kapanması olayında Trump’la arası iyice açılan ve anketlerdeki popülaritesi artan Temsilciler Meclisi’nin Demokrat Başkanı Pelosi’nin adını zikretmedi.

John McCain Tez Ödülleri töreninde konuşan Pence’in, Münih ve diğer savunma konferanslarına katılmış olan vefat eden Cumhuriyetçi Senatör McCain’den konuşması içerisinde ve sonraki oturumlarda bahsetmesi coşkuyla alkışlandı.

Törende bulunan askerler Trump’a epey gayet sert eleştirilerde bulunan McCain’e alkışlarıyla saygılarını sundu. Vietnam Savaşı sırasında askerlikten kaçan Trump, Kuzey Vietnamlılar tarafından vurulan ve esir alınan Cumhuriyetçi senatör için daha önceleri küçük düşürücü ifadeler kullanmıştı.

Amerikalı bir savunma yetkilisi, Afganistan’da Amerikan askerlerine öncülük etmiş saygın bir özel kuvvetler komutanının kendisini eleştirisine Trump’ın, komutanın “boşboğazın, budalanın biri” ve “köpek gibi kovuldu” tweetiyle yanıt verdiğine dikkati çekti.

Bu konuda ne düşünüyordu? İlk kez Irak’tayken karşılaştığım bu emekli askere sordum. Cevap “Ne yapabilirsin?” ve bıkkın bir omuz silkme hareketiydi.

Ancak konferanstaki asıl çatışma Amerikaların kendi aralarında değil, Trump yönetimiyle Avrupalı devletler arasındaydı. Bu sorun Atlantik’in her iki yakasında da biliniyor. Münih’teki ABD delegasyonu, konferansa katılan gelmiş geçmiş en geniş heyet olarak dikkati çekiyor. New Hampshire Demokrat Senatörü Jeanne Shaheen, bu konuda şunları söyledi:

“Devletin başka bir kanadının, NATO’yu ve transatlantik ittifakı güçlü şekilde desteklediğini göstermek için gelmemiz gerekiyor.”

Pence, İran karşıtı bir kampanya oluşturma amacıyla Varşova’da yapılan başka bir konferanstan Münih’e gelmişti. Bu konferans, Körfez ülkelerinin, ülkesinde seçimle karşı karşıya olan ve özel toplantıları ifşa eden İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya ve Netanyahu’yu Ortadoğu barış planı konusunda besleyen Trump’ın damatı Jared Kushner’a yönelik kızgınlıklarını gösteren tatsızlıkla sona ermişti.

Bu arada Polonya hükümeti de İsrail liderinin ülkelerinin Holokost’taki rolü hakkında yaptığı yorumlar nedeniyle İsrail ile doğu Avrupa ülkeleri arasındaki bir toplantıyı boykot etmekle tehdit etmişti.

Münih’te Pence, İran’la imzalanan nükleer anlaşmadan çekilen Trump yönetiminin adımını izlemedikleri için Avrupalı devletlere yönelik eleştirisini sürdürdü. Britanya, Almanya, Fransa ile diğer iki imzacı Rusya ve Çin, anlaşmanın Tahran’ın nükleer silah elde etmesini önlemek noktasında işe yaradığını vurgulamakla kalmadı, işletmelerin ve bankaların Amerikan yaptırımlarına maruz kalmadan İran’la ticaret yapabilecekleri bir ödeme mekanizması da geliştirdi.

Başkan Yardımcısı sözlerine “Amerika’yı hiç olmadığı kadar güçlü kılarak”, ülkesini “yeniden dünya sahnesinde en öne” taşıyan Trump’ın “fevkalade” ve “olağanüstü” olduğunu ifade eden övücü sözlerle başladı.

Alkış beklemeyeceğini bu kez daha iyi biliyordu, fakat NATO müttefiklerini eleştirmeye başladı: “Avrupalı ortaklarımızın, başarısız İran nükleer anlaşmasından çekilmesinin ve ekonomik ve diplomatik baskıyı artırma konusunda bize katılmalarının zamanı geldi. Avrupalı ortaklarımızın, bu tehlikeli devrimci rejime yönelik ABD yaptırımlarını çökertmeye çalışmalarını sonlandırmasının zamanı geldi.”  

Pence’in bazı sözleri alaycı fısıldaşmalara neden oldu. Pence, İran’ın terörizmin en büyük sponsoru olduğunu vurguladığında, ABD’nin Körfez ülkelerindeki müvekkillerinin aşırılık yanlısı İslamcıları desteklediğine dair fısıldaşmalar yükseldi: öldürülen gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın adı gündeme geldi.

Hollandalı Avrupa Parlamentosu üyesi Marietje Schaake, şu gözlemde bulundu:

“Krize neden olanın Trump olduğunu düşündüğümüzde, ittifakta Amerikan liderliğinden bahsetmek çok tuhaf.”

Schaake ekledi:

“Birçok Avrupalı tarafından Trump yönetimi, gerginliğin ve Batı’nın zayıflamasının asıl sorumlusu olarak görülüyor.”

Eski kıdemli Amerikalı diplomat Nicholas Burns tarafından Franklin Roosevelt döneminden bu yana Batı’nın Amerikan yanlısı olmayan ilk lideri olarak nitelendirilen Almanya Şansölyesi Angela Merkel’in kavgacı bir hali vardı.

İran’la anlaşmayı savunan Merkel, eğer İran bu kadar tehlikeliyse niçin Trump’ın Suriye ve Afganistan’dan askerlerini çekmeye hazırlandığını sorgulayarak Avrupa için asıl problemi dile getirdi. Böyle bir adım Tahran’a her iki ülkede nüfuzunu yayma imkanı sunacak.

Merkel hükümetinin Rusya’yla yaptığı gaz anlaşmasını iptal etmesini isteyen ABD’nin talebini geri çevirdi. Merkel, Trump’ın Avrupa’da üretilen otomobillerin ithalatını “ABD’nin ulusal güvenliğine bir tehdit” olarak ilan edeceğine dair “ürkütücü” adımını da eleştirdi.

Şansöyle, şunlara dikkati çekti:

“Bu otomobiller ABD’de üretiliyor. BMW’nin en büyük fabrikası Güney Carolina’da bulunuyor. Otomobillerimizle gurur duyuyoruz, öyle de olmalıyız. Otomobillerin ABD’nin güvenliği için tehdit olarak görülmesi bizi şaşırtır.”

Merkel ayrıca ABD’nin izolasyonist politikasının tehlikelerini vurgularken, ABD’nin tehdidi altında bulunan uluslararası kuruluşları da kararlı bir şekilde savundu. Merkel, “Her şeyi mahvedemeyiz, birlikte çalışmak zorundayız, dedi ve şöyle devam etti:

“Artık alışkın olduğumuz klasik düzen üzerindeki baskıyı gördüğümüze göre, şimdi soru şu: yap-bozun parçalarına mı bölüneceğiz ve herkesin bu problemi en iyi kendi başına çözebileceğini mi düşünüyoruz?”

Merkel, “kendini diğer insanların yerine koymanın… ve birlikte kazan-kazan çözümleri elde edip edemeyeceklerini görmenin” akıllıca olacağını da sözlerine ekledi.  

Merkel konuşmasını, 30 hükümet başkanının ve 90 bakanın önünde yaptı. Konuşması tıka basa dolu salonda uzun süre ayakta alkışlandı. Fakat yerinde oturmayı tercih eden biri vardı, ABD Başkanı Donald Trump’ın kızı Ivanka Trump.

 

 

* Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independent.co.uk/voices

Independent Türkçe için çeviren: Ayşe Yıldız

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU