Mehmet Y. Yılmaz: Seçim dönemlerinde kapı kapı kömür, deterjan, makarna dağıtan kaymakamlar, valiler nerede?

"Mesele Türkiye’nin imkanlarının kısıtlı olup, olmaması değildir. Mesele, kısıtlı olan imkanlarımızın doğru yerlere harcanıp, harcanmadığı meselesidir"

Fotoğraf: AA

T24 yazarı Mehmet Y. Yılmaz, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sebebiyle hükümetin almadığı önlemleri eleştirdi ve “Seçim dönemlerinde kapı kapı kömür, deterjan, makarna dağıtan kaymakamlar, valiler nerede?” diye sordu.

Yılmaz, “Erdoğan sorunu hâlâ anlayabilmiş değil” başlıklı köşe yazısında hükümetin bazı medya kuruluşları ile birlikte “kendi almaları gereken kararın sorumluluğunu vatandaşlara yıkma derdinde olduğunu” yazdı.

Yılmaz, eskiden köşe yazarlığı yaptığı Hürriyet gazetesini de eleştirdiği yazısında şu ifadeleri kullandı:

Onların "sokağa çıkan sorumsuzlar" gördüğü yere baktığımda benim gördüğüm "işinden atılmamak ve aç kalmamak için evinden çıkmak zorunda kalanlar" var.

65 yaşın üstündekilerin sokağa çıkması yasak ama emekli maaşını alıp, bakkal – kasap borcunu ödemek için emekli maaşlarını almak üzere banka şubelerine gitmek zorunda olanlar da onlar!

Hükümet, bu teknoloji devrinde, emeklilere maaşlarını adreslerinde ödemeyi bile beceremiyor.

Dün Hürriyet gazetesi, birinci sayfasına Şanlıurfa’dan bir fotoğraf koymuş, üzerine de "Bu neyin inadı" diye manşet atmış!

Vatandaşlar, "canım hükümetimizin" aldığı kararlarla inatlaşıp, hastalığı yaymaya devam ediyorlar gibisinden bir alt metni var bunun.

Aynı fotoğrafa ben bakınca bir PTT şubesi görüyorum. Kuyruktakiler de emekli maaşını almak istiyor olmalı. Muhtemelen aralarında bir yerlere para göndermek ya da kendisine gelen havaleyi almak isteyenler de var.

Kimse keyfi için orada değil.

Kimsenin hayatı ucuz değil. Herkes biliyor, sokağa çıkmanın ve başka insanlarla yakın temasın tehlikelerini.

İşe gitmemek kendi ellerinde mi? Hükümet önlem almak için işe gitmeyenlerin işini koruyacağının garantisini veriyor mu?

Bir gün çalışamaz ise evde yiyecek ekmek bulamayacak olanların sayısı kaç?

Hükümetin vatandaşlara "merak etmeyin, evde oturun, yiyecek kolileriniz akşam elinizde" diyemediğini öne süren Yılmaz, şöyle devam etti:

Seçim dönemlerinde kapı kapı kömür, deterjan, makarna dağıtan kaymakamlar, valiler nerede?

"Suriyeli kardeşlerimiz" için 40 milyar doları bulabiliyoruz da hastalıktan çoluk çocuk korunabilsinler diye "işçi kardeşlerimize", iki ay için 100 milyon dolar bulamıyor muyuz?

Putin’in gönlü hoş olsun diye 2,5 milyar doları, hiç kullanamayacağımızı hepimizin bildiği bir füze sistemine verebiliyoruz da memleketin kapanan küçük işyerlerinin sahiplerinin, oralarda çalışanların gönlünü hoş tutmak için bunun yarısı kadarını niye bulamıyoruz?

Mesele Türkiye’nin imkanlarının kısıtlı olup, olmaması değildir.

Mesele, kısıtlı olan imkanlarımızın doğru yerlere harcanıp, harcanmadığı meselesidir.

 

T24, Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU