Önce Diyanet’e değil, önce bilime, sağlığa bütçe!

Yazar, düşünür Lütfü Oflaz Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Rahnuma

Küba Devlet Başkanı Fidel Castro, 1996 yılında Türkiye’ye gelmişti.

Evinde büyüdüğüm Süleyman Demirel o sırada cumhurreisiydi.

1996 Haziran’ında bir sabah evde Süleyman Demirel, Nazmiye Demirel ve ben kahvaltı yaparken, Süleyman Bey bana “Senin Castro’ya, Küba’ya olan sempatin malum. Yarın Fidel Castro’yla yapacağım görüşmede yanımda ol da seni onunla tanıştırayım” demişti.

Fidel Castro ile tanışmamız işte o gün gerçekleşmişti.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

O görüşmenin ardından 1997 yılında Küba’yla bir dizi işbirliği anlaşması imzalanmış ve Türkiye uzun süredir sıkıntısını çektiği Hepatit-B aşısını bu ülkeden ithal etmişti.

Şimdi bu anılar nereden mi aklıma geldi?

Küba koronavirüse karşı geliştirdiği 22 ilacın rezervlerinin dünyaya yeteceğini açıkladığı için aklıma geldi.

Koronavirüs tedavisinde etkili olan Interferon Alfa 2B ilacının mucidinin Kübalı doktor Luis Herrera olması nedeniyle aklıma geldi.

Tanıyıp dost olduğum Küba Devlet Başkanı Fidel Castro’nun, “Emperyalistler başka ülkelere asker, biz ise doktor göndeririz” şeklindeki sözleri kulaklarımda çınladığı için aklıma geldi.

Koronavirüs tedavisinde etkili olan Interferon Alfa 2B ilacının mucidi Kübalı doktor Luis Herrera’nın, “Dünya sağlığın ticari mal değil, aksine bir temel hak olduğunu artık anlamalı” şeklindeki sözleri nedeniyle aklıma geldi.

Malumunuz Küba komünist bir ülkedir.

Komünist olduğu için, ABD’nin 56 yıllık ambargosuna maruz kalmasına rağmen, sağlık alanında devleşmiş bir ülkedir.

Bu nedenle İtalya gibi dünyadaki pek çok ülke, koronavirüse karşı Küba’yı yardıma çağırmıştır ve de 77 ülkede 40 bin Kübalı doktor hizmet vermektedir.

Çin’i de Komünist Partisi yönetir.

Bakın Çin, koronavirüsün ilk çıktığı ülke olmasına rağmen, çok kısa zamanda koronavirüsle mücadeleyi kazanmış ülkedir.

Çin, koronavirüse karşı mücadelede ülkemizde de kullanılan hızlı tanı kitini üreten ülkedir.

Ve bilim dünyasına göre, bugün koronavirüs aşısını bulmaya en yakın iki ülke Çin ile ABD’dir.

Çin ile ABD’nin yönetim sistemleri farklıdır; ama ikisi de bilimi baştacı etmişlerdir.

İkisi de bilimi rehber edinmişlerdir.

Nitekim insanlığa en faydalı olan, bilimsel, tıbbi, teknolojik buluşlar yapan ülkeler, bilimi baştacı eden ülkelerdir.

İnsanlığa en faydalı olan, bilimsel, tıbbi, teknolojik buluşlar yapan ülkeler, dünyada en çok kitap okuyan insanların ülkeleridir. 

Haftanın bir günü ibadethaneye, haftanın her günü bilimhaneye, kütüphaneye giden insanların ülkeleridir.

Ömür boyu dua okuyup da ömür boyu bir kitap bile okumazsan insanlığa faydalı olamaz, insanlık için faydalı buluşlar yapamazsın.

Günde beş vakit ibadethaneye gidip de yılda bir vakit bile kütüphaneye gitmezsen insanlığa faydalı olamaz, insanlık için faydalı buluşlar yapamazsın.

Bugüne kadar dünya birçok salgın hastalıkla kırıldı.

Veba gibi birçok salgın hastalık yüz milyonlarca insanı hayattan kopardı.

Ama bu hastalıklar bilim insanlarının o hastalıkların aşısını, çaresini bulmasıyla ortadan kalktı.

İşte bugün de bilim insanları koronavirüsün aşısını, çaresini bulmak için gece gündüz demeden olağanüstü bir gayretle çalışıyor.

İşte bugün de başta doktorlar, hemşireler olmak üzere sağlıkçılar, koronavirüse karşı savaşta en ön safta yer alıp kendilerini feda ediyor.

Üzerlerine dalga dalga gelen koronavirüse karşı adeta koranakıran oluyor!

Bu duruma bakıp ülkemizde Diyanet’e ayrılan bütçe ile örneğin Bilim Sanayi Teknoloji Bakanlığı’na ayrılan bütçeyi yeniden düzenlememiz gerekiyor.

Bilim Sanayi Teknoloji Bakanlığı’nın bütçesinin, Diyanet’in bütçesinin dörtte biri kadar olmasına itiraz etmemiz gerekiyor.

Diyanet’in bütçesinin sekiz bakanlığın bütçesinden daha fazla olmasına itiraz etmemiz gerekiyor.

Ataması yapılmayan imam yokken, 550 bin sağlıkçının, yarım milyon öğretmenin atamasının yapılamamasına itiraz etmemiz gerekiyor.

Daha çok ibadethane değil, daha çok bilimhane, kütüphane, laboratuvar yapılmasını istememiz gerekiyor.

Bilim Sanayi Teknoloji Bakanlığı’na, Sağlık Bakanlığı’na, Milli Eğitim Bakanlığı’na daha fazla bütçe verilmesini istememiz gerekiyor.

Ve hep birlikte şöyle haykırmamız gerekiyor:

Önce Diyanet’e değil, önce bilime bütçe!

Önce Diyanet’e değil, önce sağlığa bütçe!

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.  

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU