Araştırmalar esrarın depresyon riskini yüksek oranda artırdığını gösteriyor

Eğer gençler esrardan uzak durursa, depresyon oranı yüzde 7 oranında düşebilir

Kanada ve Oxford Üniversitesi’nden araştırmacılar esrar ve depresyon ilişkisi üzerine bugüne dek yapılan en kapsamlı araştırmayı gerçekleştirdi. Araştırmanın bulgularına göre, gençlerin 18 yaşından önce esrar denemesi, yetişkinliklerinde depresyona girme ve intihara meyilli düşünceler geliştirme ihtimalini artırıyor.

Araştırmacılar, uyuşturucunun gençler arasında yaygın kullanımının değişme ihtimalinin düşük olduğunu, ancak artan potansiyelle gençleri bu riskler konusunda eğitmek için çok daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyulduğunu söyledi.

Oxford Üniversitesi yazarlarından Andrea Cipriani, “Esrar kullanımı önlenmiş olsa nüfusta depresyonlu insan sayısı yüzde 7 oranında azalacaktı” diyor.

Cipriani ekledi:

 

“Bu, ABD'de yaklaşık 400 bin depresyon vakasına, Kanada'da 25 bine ya da ergenlerin artık kullanmaması durumunda önlenecek olan İngiltere'deki yaklaşık 60 bin depresyon vakasına denk geliyor.”


Etkili ve prestijli bir hakemli dergi olan JAMA Psikiyatri’de yayımlanan meta analizde 11 farklı çalışma incelenerek; 23 bin kişinin ilk esrar kullanımından 34 yaşına kadarki ruh sağlığı verileri derlendi.  

Araştırmacılar kaygı düzeyi ve esrar kullanımı arasında anlamlı bir bağlantı bulamadı fakat, depresyonla 18 yaşından önce esrar kullanımı arasındaki korelasyon yüzde 37’ye denk bulundu. Dr. Cipriani, depresyonda yine de aile öyküsü ve diğer yaşam stresleri gibi bireysel faktörlerin daha büyük bir rol oynadığını vurguladı.

Kanada geçen Ekim ayında 18 yaş üstü için esrarı yasallaştırmıştı. Kanada’daki McGill Üniversitesi’nden Dr. Gabriella Gobbi, okullarla yaptığı çalışmalarda yanlış anlaşılmaların yaygın olduğunu belirterek; “Bazı gençler, bitki olduğu için esrarın zararsız olduğunu düşünüyor, ergenleri kullandıkları esrar türleri ve bunun riskleri hakkında bilgilendirmek önem taşıyor” dedi. Gobbi esrarın temel psikoaktif (kafa yapıcı) bileşeni olan THC’deki yoğunlukların artmasıyla bulguların daha da kötüye gidebileceğini belirterek, şu vurguda bulundu:
 

“Bugün, THC yoğunluğunun yüzde 6 civarında olduğu 1980'lerin ve 1990'ların aksine, şimdi biz yüzde 10-15'lik THC ya da daha fazla ota sahibiz.”
 

Uyuşturucu yasası reformlarını savunan bir yardım kurumu olan Sivil Uyuşturucu Politikaları Dönüşümü Kampanyaları Başkanı Martin Powell ise piyasayı düzenleyerek gençleri korumanın mümkün olduğunu savundu.

Powell, The Independent’a yaptığı açıklamada, “Uruguay'ın yaptığı gibi, esrardaki THC oranını sınırlayabilirsiniz, onlar bunu yüzde 10 düzeyinde yapmışlardı” dedi.

Powell sözlerine şöyle devam etti: 

“Gençlerin asla uyuşturucu kullanmayacaklarını garanti etmek mümkün değildir. Kullanacaklar ancak piyasayı gençleri korumak için yaş, içerik ve nüfuz kısıtlamaları da içeren şekilde düzenlemek mümkün. Çocuklarının içki içmesini tercih etmeyen herhangi bir ebeveyn yine de içki içeceklerse içinde bilinmeyen bileşenlerin olduğu sahte bir içkidense alkol içeriği belirli olan bilinen bir markayı içmelerini tercih edecektir.”

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

 

https://www.independent.co.uk/news/health

 

Independent Türkçe için çeviren: Ayşe Yıldız 

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU