Uyku yoksunluğu ağrıya duyarlılığı artırıyor

Araştırmacılar, elde edilen bulguların ağrıyı daha etkili bir şekilde yönetmeye yardımcı olabileceğini belirtiyor

Benedict Carey – The Independent

California Üniversitesi’nden bilim insanlarının yaptığı yeni bir araştırma, uyku eksikliğinin ağrıyı artıracak şekilde beyindeki devreleri değiştirebileceğini ortaya koydu. 

Kronik ağrı yaşayan insanlar genellikle uyku kabiliyetini kaybeder ve acele bir kararla bunun sırt ağrısı, siyatik ya da eklem iltihabının bir işareti olduğunu savunur. Ancak döngü bu şekilde devam ederse, uyku kaybı daha kötü bir sırt ağrısına yol açabilir ve bir sonraki gece uyumak daha da zorlaşabilir.

Uyku yoksunluğunun ağrıları artırma nedeni tam olarak çözülmüş değil fakat bu durum kesik ya da ayak bileği dönmesi gibi bir zedelenmeye bedenin nasıl karşılık verdiğiyle ilgili. İlk olarak, sinirler omurilikle beynin içine sinyal gönderir. Orada sinir bölgeleri ağı, yaralanmaya tepki vererek duyguyu yönetir ya da duyarsızlaştırır.

Söz konusu deneyimi, darbeyi alan ana birim ile hasarı korumaya çalışan komuta merkezi arasında bir tür fizyolojik diyalog olarak düşünelim. Bir grup sinirbilimcinin yaptığı yeni çalışma, bu değişimin yukarıdan aşağı nasıl bir komuta zinciriyle çalıştığını ve uykudan nasıl etkilendiğini daha net ortaya koydu.   

The New York Times gazetesinin haberine göre, Berkeley’deki California Üniversitesi’nden Adam J. Krause ve Matthew P. Walker’ın başkanlık ettiği araştırma ekibi, laboratuvar ortamında 25 yetişkinin sıcaklık karşısındaki ağrı eşiklerini inceledi.

Araştırmaya katılan her bir denek için iki ölçüm yapıldı. Bunlardan biri, tamamen uykuyla geçen bir gecenin sabahında, diğeri ise uyanık geçen bir gecenin sabahında gerçekleştirildi. Laboratuvara en az bir hafta arayla yapılan iki ziyaret sırasında, beyin görüntüleme makinesinde yapılan ölçümler de kaydedildi.

Çalışmalar sırasında ayak bileklerine yakın bir yere ısıtılmış küçük bir tamponla baskı yapılan deneklerden hissettikleri acıya 1’den 10’a kadar derece vermeleri istendi. Sıcaklık kademe kademe artırılıp azaltılırken, araştırmacılar da her bir kişinin 10 ya da “dayanılmaz” olarak derecelendirdiği ağrı seviyesini not etti.

Tüm gece uyanık kalmanın, ertesi sabah ısıya karşı duyarlılık derecesini ağrı skalasında yüzde 15 ila 30 oranında artırdığı tespit edildi. Bu beklenmedik bir sonuç değildi çünkü çeşitli üzücü duygularla ilgili daha önce yapılan araştırmada da benzer bulgular elde etmişti.

Ancak beyin görüntüleme, olaya yeni bir boyut kazandırdı: Her katılımcı için ağrı algı bölgelerindeki hareketlilik birden yükseldi, ağrıyla baş etme ya da azaltmaya yardım ettiği düşünülen bölgelerde düşüş yaşandı. En uç noktalar ise kulaklık bandı gibi beynin üstünden geçen sinir doku şeridi olan somatosensori korteksinde görüldü.

Beyinde bedendeki sinir haritasına karşılık gelen homunculus adlı biçimsiz “küçük adam” şeklindeki bu bölüm, ağrı algısının bilinçli bir “ah!” tepkisine dönüştüğü yer olarak görülüyor.

Ölçümler sırasında hareketlilikte en keskin düşüşün ise beynin talamus ve ödüllendirme merkezinde yaşandığı kaydedildi.

Laboratuvar ortamındaki uyku deneyinde araştırmacılar, tek bir gece uyku yoksunluğu yaşamanın, ağrı eşiğini yüzde 15’ten daha fazla düşürdüğü ve beyindeki ağrı yönetim merkezlerinde net bir işaret bıraktığı sonucuna ulaştı.

Araştırma ekibi ayrı bir deneyde ise bir günden diğerine değişen ortalama uyku miktarındaki küçük sapmalarla ertesi gün hissedilen genel ağrı seviyesini tahmin edebildi.

California Üniversitesi Uyku Bilimleri Merkezi Direktörü Walker, “Yani burada aynı anda olan iki şey var: Ağrıya karşı artan bir his ve doğal analjezik reaksiyon kaybı. Bu ikisinin birden olması şaşırtıcıydı” ifadelerini kullandı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Doğal dünyada bilerek uyku yoksunluğu yaşamak sık rastlanan bir durum değil. Konuyu örneklendirirken bülbüller ve sincapların televizyonda yayımlanan “Saturday Night Live” programını kaçırmamak için gece yarısına kadar beklemediğini söyleyen Walker, bu nedenle beynin ağrı yönetim sistemini ayarlamak ya da iyileştirmeye yardımcı olacak bir yedekleme sisteminin gelişmemiş olabileceğini ifade etti.

Araştırma sonuçlarını değerlendiren Ulusal Kalp, Akciğer ve Kan Enstitüsü Uyku Bozuklukları Bölümü Direktörü Michael J. Twery ise şu açıklamalarda bulundu:

“Bulgularla ilgili heyecan verici nokta, bu işleyişin çözülmesi için daha fazla araştırma yapılmasını teşvik edecek ve haklı çıkaracak olmasıdır. Uyku yoksunluğunun, bu yolların işlevini nasıl değiştirdiğini öğrendiğimizde ağrıların bütün türleriyle daha etkin bir şekilde baş edebileceğiz.”

Çalışmanın kapsamının küçük olduğunu belirten araştırmacılar, daha büyük çaplı tekrarlara ihtiyaç duyulduğuna dikkati çekti. Bununla birlikte araştırma ekibi, kronik ağrı şartlarının ve uyuşturucu bağımlılığının yükseldiği bir zamanda yapılan yeni çalışmanın, vücudun acıyla baş etme yeteneğinin, herhangi bir reçeteye ihtiyaç olmadan gelişebileceğini hatırlattığını belirtti.

 

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independent.co.uk/news/health

Independent Türkçe için çeviren: Elvide Demirkol

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU