Fukuşima’daki nükleer felaketin izleri 9 yılda ne kadar silinebildi?

Japonya bir yandan 2020 Tokyo Olimpiyatları'na ev sahipliği yapmaya hazırlanırken, diğer yandan 9 yıl önceki nükleer felaketin izlerini silmeye çalışıyor

Kontrol odasına giren herkes, özel kıyafet giymek zorunda (AFP)

Deprem ve tsunaminin 11 Mart 2011’de felaketi getirdiği Japonya’nın Fukuşima bölgesinde, Daiçi Nükleer Santrali'ni temizleme ve sökme işlemleri yoğun bir şekilde devam ediyor.

Kontrol odalarına ve nükleer santralin diğer kısımlarına izin alarak giren AFP, 2020 Tokyo Olimpiyatları’na aylar kala bölgedeki durumu gözlemledi.

Uzaktan bakıldığında santraldeki 6 reaktörden en çok hasar gören 4’üne ev sahipliği yapan binaların neredeyse tamamen onarıldığı görülüyor. Üçü hidrojen patlamasıyla mahvolan reaktörlerin olduğu binalara yakından bakıldığında ise, bazı duvarların eksikliği ve yerdeki molozlar dikkat çekiyor.

f3.jpg
Nükleer santral uzaktan tamir edilmiş gibi gözükse de, yaklaşınca gerçek ortaya çıkıyor (AFP)


Kontrol odalarına girenler “sarı bölge” için tasarlanan özel kıyafetleri giymek zorunda. Bunlar arasında korunmak için bir elbise, üçer çift eldiven ve çorap, botlar, yüzü tamamen kapatan bir maske ve bir başlık bulunuyor.

Bunlar giyenleri radyasyona karşı korumasa da, radyoaktif tozun vücuda nüfuz etmesini ya da kıyafetlerini kirletmesini engelliyor.

Odalara girmek için molozların üstünden zıplayıp bazı yerleri merdiven olarak kullanmak gerekiyor.

f2.jpg
Temizliğin uzun yıllara ihtiyacı olduğu düşünülüyor (AFP)


1970’lerden kalma asker yeşili kontrol ekipmanı hala odada ama felaket yüzünden uzun süredir kullanılamıyor. Üç reaktörün tamamen erimesine karşı yapabilecekleri hiçbir şey olmadığı halde, nükleer santrali kurtarmaya çalışan teknisyenlerin çaresizce yaptıkları hesaplamalar duvarda duruyor. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Reaktörün tabanına çöken eriyik haldeki nükleer yakıta ise sadece robotlarla erişilebiliyor. Yakıtın oradan alınması için tasarlanan çok hassas planlar, 2021’e kadar test edilmeyecek. Bu sürecin en iyi ihtimalle 2040 ya da 2050 civarında tamamlanması bekleniyor.

Bölgedeki dağlardan gelen yeraltı suları tesislere sızarak devasa miktarlarda radyoaktif sıvıya dönüştü.  Uzun zamandır büyük endişe kaynağı olan radyoaktif sıvıya, yeraltında bir metreden kalın ve bir kilometreden uzun “buzdan duvar” inşa edilerek biraz olsun ket vuruldu.

Santrali işleten TEPCO (Tokyo Electric Power Company-Tokyo Elektrik Enerjisi Şirketi) için çalışan bir mühendis “buzdan duvar” hakkında şu ifadeleri kullandı:

Dondurulması gereken bölgenin genişliğini düşününce, herkes bize bunun çok karmaşık bir iş olacağını söyledi. Ama sonunda Japonya’da tünel açma uygulamalarında kullanılan bir teknikle bunu yapabildik. Bu teknikte tünel kazıldıkça ucu dondurularak çökmesi engelleniyor.

Her gün 4-5 bin çalışan Fukuşima Daiçi Nükleer Santrali'ne gidiyor. Buzdan duvarın inşası sırasında bu sayı 8 bindi.

Santrale gelen suyun miktarı, pompalarla da azaltıldı. Ama reaktörleri soğutmak için kullanılan sular, günde 170 bin litre çok radyoaktif sıvının ortaya çıkmasına neden oldu.  


Bu sıvı, ALPS arıtma sisteminden geçerek radyoaktivitesi azaltılıyor. Ancak filtrelemeye rağmen trityum şu anki teknolojiyle tamamen temizlenemiyor.

Greenpeace gibi örgütler, suyun uzun dönem saklanarak teknolojinin gelişmesinin beklenmesi gerektiğine inanıyor. Bu fikre karşı çıkan Japonya hükümetinin önünde ise iki seçenek var: Suyu ya buharlaştıracaklar, ya da denize boşaltacaklar.

Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu iki seçeneğin de uygulanabilir olduğunu belirtse de, bölgedeki balıkçılar ve çiftçiler geçim kaynaklarına büyük zarar gelmesinden endişeli.


AFP

DAHA FAZLA HABER OKU