Karaağaç’ta göç hikayesi yeni başladı ama çok uzun sürmeyecek gibi görünüyor

Şimdiye kadar göç kriziyle hep ülkenin Suriye sınırındaki ilçeleri karşı karşıya kalmıştı. İlk kez batıdaki sınır ilçeleri bu çapta bir göç yoğunluğuyla karşı karşıya. Bu şaşkınlıkta herkes taşın bir ucundan tutmaya çalışıyor

2011’de başlayan Suriye iç savaşının en büyük etkisi şimdiye kadar hep Suriye sınırındaki ilçeleri etkilemişti.

Akçakale, Reyhanlı, Suruç, Ceylanpınar… Şimdiye kadar yüzbinlerce Suriyeli sığınmacının ilk durağı hep buralar oldu.

Nüfuslarından fazla göçmeni misafir eden bu ilçelerde sosyal doku zamanla değişmeye baş gösterince yerel halkın tepkisi göçmenlere yöneldi.

İlçelerdeki ekonominin kötüye gitmesi ve asayiş olaylarının günah keçisi göçmenler oldu. Üstelik kültürel olarak Suriye ve Suriyelilerle en yakın insanlar bu ilçelerde yaşayanlardı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Savaş dokuzuncu yıla girerken bu defa mülteci akınına ülkenin en batısındaki ilçeler uğradı.

Türkiye’nin Avrupa’ya geçmen isteyen göçmenlere artık engel olmayacağını açıklamasının ardından binlerce Afgan, Suriyeli ya da Afrikalı göçmen bu defa batıdaki sınır ilçelerine yığıldı.

O ilçelerden biri, Türkiye’yi Yunanistan’a bağlayan Pazarkule Sınır Kapısı’nın yanındaki Edirne İlçesi Karaağaç…

Karaağaç'ta göçmen pazarı

Şimdiye kadar Avrupa’ya geçmek isteyen göçmenler hep gözle-saklı yolları kullandılar ama Edirne ilk defa bu denli “yasal” göçmen akınına uğradı. Sınır kapısına giden yolda Karaağaç halkı mini bir Pazar kurmuş durumda. Göçmenler bu pazardan günlük ihtiyaçlarını temin etmeye çalışıyor. Bazı fırsatçılar fiyatları yükseltse de genel olarak ilçeye hakim olan duygu yardımlaşma… 

Cem Pakarda, Karaağaç’ta kahvaltı bahçesi işleten bir esnaf. 

Hergün yüzlerce simit yaptırıp bunları göç yoluna koyulan mültecilere ücretsiz dağıtıyor. Bebekli göçmenler için kamyonetinde muz da bulunduruyor.

"Kurak bir mevsim geçiriyoruz ama şimdi yağmur yağmamamasını istiyoruz"

“Bunları yadırgamıyoruz, bunlar bizim kardeşlerimiz” diyen Pakarda, “Suriyeli’den çok daha değişik milletlerden kardeşlerimiz var. Elimizden geldiği kadar Karaağaç halkı olarak yardım etmeye çalışıyoruz. Onlar da bir taşkınlık yapmıyorlar sağ olsunlar” dedi.

 

cem-pakarda.jpg
Karaağaçlı Cem Pakarda, yüzlerce simit yaptırıp bunları göçmenlere dağıtıyor / Fotoğraf: Independent Türkçe

"Üzerlerindeki son paralarla çoluk-çocuklarına bir şeyler alıyorlar" diyen Pakarda, şunları söyledi: 

İçlerinde ufak çocuklar var. Allah yardımcıları olsun. 4 gün yağmur veriyordu Rabb’im bak yağmur bile yağdırmadı. Onların yüzü suyu hürmetine olduğunu düşünüyoruz. Biz çiftçi olarak kurak bir mevsim geçiriyoruz burada. Yağmur için dua ediyoruz ama şu an istiyoruz ki yağmur yağmasın. Allah yardımcıları olsun, işleri zor. Halk ola7rak da elimizden geleni yapmak zorundayız, bu bizim vatandaşlık görevimiz.

Yunanistan’a geçmeye çalışan göçmenler içinde tek Irak ve Filistin vatandaşları da var.

Yunan polisinin bol gazlı müdahalelerinden biri sırasında konuştuğumuz Muhammed Kerküklü. 

Kerküklü Muhammed sınırda: Türkiye'de doğup büyüdüm ama vatandaşlık alamıyorum

“Ben burada doğup büyüdüm. 26 yıldır Türkiye’de yaşıyorum ama Türkiye vatandaşlık vermiyor. Irak’a da geri dönmek istemiyorum” diyen Muhammed Avrupa’da kendisine yeni bir hayat kurmak istiyor.

 

göçmenler.jpg
Çoğu göçmenin parası kalmadı, yardımlarla karınlarını doyurmaya çalışan göçmenler Yunanistan sınırında beklemeye devam ediyor / Fotoğraf: Independeht Türkçe

 

Bir başka Muhammet ise Suriye’nin Deyr ez Zor kentinden.

Sırasıyla ÖSO, IŞİD ve YPG’nin hakimiyet kurduğu memleketinde kendisini neyin beklediğini bilmediği için dönmeyi düşünmüyor bile.

O yüzden o da rotasını Avrupa’ya çevirmiş durumda.

Yunanistan sınırı açmadığı için Karaağaç’taki geçici kamp alanında bekleyen göçmenlerin sınırı geçmesi zor.

Denizden geçişler de can güvenliği nedeniyle yasaklandığı için birçoğunun yavaş yavaş geri dönmesi bekleniyor. 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU