Afganistan'da barışa duyulan özlemin tarihi ülkenin savaşları kadar eskiye dayanıyor

Taliban’ın kurucusu Molla Muhammed Ömer’le ilk röportajı yapan gazeteci unvanını taşıyan Rahimullah Yusufzai, ABD ve Taliban arasında yapılan son anlaşmayı değerlendirdi

29 Şubat'ta ABD ve Taliban arasında imzalanan anlaşma Afganistan ve Pakistan'da sevinçle karşılandı (AFP)

Katar'da Taliban ve ABD dönüm noktası niteliğindeki anlaşmayı imzalamaya hazırlanırken, insan kendini Afganistan'da barışın tesisi yönünde geçmişte sarf edilmiş çoğunlukla başarısız çabalara göz atmaktan alamıyor.

Her ne kadar Taliban'ın güvenlik garantileri sunması karşılığında yabancı güçlerin Afganistan'dan çekilmesini öngören şartlı Taliban-ABD anlaşması, büyük ölçüde barışın tekrar temini ve savaşan silahlı Afgan hizipler arasında güç paylaşımı tesis etmeyi amaçlayan eski anlaşmalardan farklı olsa da, geçmiş deneyimler bu son barış inisiyatifinden neler bekleyebileceğimiz konusunda bilgi sunabilir.

Savaşmak ve barış için çaba göstermek, 40 yıldan fazla bir süredir çatışmalarla boğuşan Afganistan bağlamında aşina olunan terim ve sloganlar arasında yer alıyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Güç peşindeki Afgan savaş ağaları 'cihat' kelimesini kullanarak Afganları İslam adına savaşmak için saflarına çekmeye çalışırken, siyasetçiler de güvenilir bir barış sürecini üstlenme sözü vererek kamuoyunun desteğini almaya çalışıyordu. Afganlar acı çekmeyi sürdürür ve bitmeyen savaşa karşı tedbirler alırken , özellikle Devlet Başkanı Necibullah'ın son Afgan komünist rejiminin devrilmesi ve Sovyet güçlerinin çekilmesiyle başlayan 1990'lardaki mücahit iç savaşları süresince barış sloganları yaygınlık kazandı, barış 'jirga'ları, toplulukları ve kurumları çoğaldı. Bununla birlikte, barış ulaşılmazlığını korudu.

Afgan halkı arasında barışa özlem o kadar yaygın ki, son kamuoyu araştırmaları büyük bir çoğunluğun Taliban'la barış görüşmelerini desteklediğini gösteriyor. Bir ankete göre, 10 Afgan'dan 9'u Taliban'la barış istiyor.

Barışa özlem geçmişte de güçlüydü ancak savaş ekonomisinden beslenen ve genellikle dış güçlerin desteklediği savaş ağaları çatışmaların sürmesini sağladı.

Çatışmanın esas tarafları müzakerelere dahil edilmediği sürece başarısızlık riski her zaman var olacaktır. Yeni barış anlaşmaları görüşülürken bu prensibin hatırda tutulması gerekir.
 


Afganistan'da barışın tesisi, 6 yıl süren yorucu müzakereler sonrasında 1988 Nisanında Cenevre Anlaşmalarının imzalanmasıyla dünyanın gündemine oturmuştu. Anlaşmalar, 9 yıl Afganistan'da kalmasına karşın ABD öncülüğündeki Batılı güçler, Pakistan, İran, Suudi Arabistan ve başka ülkelerce desteklenen mücahitleri mağlup edemeyen Sovyet güçlerinin düzenli geri çekilişini kolaylaştırmıştı. Bu anlaşmaların en büyük kusuru, gelecekteki Afgan yönetimini kurma yönünde bir yol haritasına sahip olmamasıydı. Görüşmeler, çatışmanın ana taraflarından biri olan mücahidlerin yokluğunda gerçekleştirilmişti. Anlaşmalar, Afgan hükümeti ve Pakistan arasında dolaylı müzakere edilerek imzalanmış, ABD ve SSCB büyük ölçüde sembolik garantörler olarak yer almıştı. Çatışmanın esas tarafları müzakerelere dahil edilmediği sürece başarısızlık riski her zaman var olacaktır. Yeni barış anlaşmaları görüşülürken bu prensibin hatırda tutulması gerekir.

Cenevre Anlaşmaları Pakistan'da, askeri lider General Ziya ül-Hak ve kendi seçtiği Başbakan Muhammed Han Junejo arasında Afgan mücahitlerin zaferi ve Sovyetler Birliği'nin mağlubiyetini teyit eden anlaşmadan kendine pay çıkarma hususunda anlaşmazlığa sebep olmuştu.

1990'larda büyük umutlarla yapılan birçok barış anlaşmasına dair canlı anılara sahibim. Çeşitli Afgan mücahit gruplarının Pakistan, Suudi ve başka yerlerden yetkililerin desteğiyle müzakereler yürüttüğü şehirlerden adını alan Peşaver Anlaşmaları ve İslamabad Anlaşmaları vardı. Afganistan'ın siyasi şekillenmesinde İslamabad'ın etkisi o dönemlerde açıkça görülüyordu. Bu Anlaşmalar sonucu kurulan mücahit liderliğindeki yönetimlerden bahsedilirken "Peşaver ve İslamabad'da kurulan Afgan yönetimleri" denildiğini de hatırlıyorum. Barışı tesis edemeyen Celalabad Anlaşması da aşağı yukarı o dönemde sonuçlandırılmıştı.

Peşaver Anlaşması Peşaver'deki geniş Valilik Konutunda müzakere edilmişti. Bir muhabir olarak, müzakerecilerin gelmesi veya ayrılması esnasında görüşmelerin seyrine dair ayrıntılar alabilmek umuduyla günlerce orada bekledim. En sonunda, 25 Nisan 1992'de, Peşaver Anlaşması imzalandı ve Afgan mücahit liderleriyle Pakistan'ın o zamanki Başbakanı Navaz Şerif'in katıldığı bir basın konferansıyla detayları bizimle paylaşıldı. Geçici hükümete mücahit liderlerin en güçsüzü Sibgatullah Müceddidi'nin sadece 2 ay başkanlık ettiği, sonrasında 4 aylığına Burhaneddin Rabbani'nin görevi devralacağı garip, oldukça işe yaramaz bir anlaşmaydı. Güçlü Savunma Bakanı Ahmed Şah Mesud'un desteğiyle görev süresi sonunda çekilmeyi reddeden Rabbani manipülasyonlarla 4 yıl boyunca iktidarda kaldı. Peşaver Anlaşması'nın önemli bir eksiği de önemli bir mücahit lider olan Gulbaddin Hikmetyar'ın geçici hükümete katılmayı reddetmesi ve İran temelli 8 Afgan Şii grubunun güç paylaşım görüşmelerinde yer almamasıydı.

BM aracılığında 1993 Martında imzalanan müteakip İslamabad Anlaşmasıyla kendisine Başbakanlık önerilen Hikmetyar mücahit hükümete dahil edilmeye ve iktidar mücadelesinin sebep olduğu şiddet sonlandırılmaya çalışıldı. İmzacı taraflar Suudi Arabistan'a giderek Mekke'deki Kutsal Kabe önünde Anlaşma'ya uyacakları yönünde yemin etti. Yine de Anlaşma başarısızlığa uğradı ve iç savaş şiddetlendi.

İslam'ın en kutsal şehrinde verilen yemin Anlaşma'ya uyulacağı ve barışın yeniden tesis edileceği yönünde büyük umutlara neden olmuştu. Bunun gerçekleşmemesi sebebiyle Afganistan'da barışa yönelik yeni tüm çabalar şüpheyle karşılanıyor.

 

* Rahimullah Yusufzai Pakistan'da kıdemli bir siyaset ve güvenlik analistidir. Taliban'ın kurucusu Molla Muhammed Ömer'le ilk röportajı gerçekleştirmiş gazetecidir. 1998'de Usame bin Ladin'le iki röportaj yapmıştır.

* Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.arabnews.pk

Independent Türkçe için çeviren: Kerim Çelik

DAHA FAZLA HABER OKU