Prof. Dr. Karul: Göbeklitepe, bugünkü toplum düzenimizde ne varsa onun köklerini görebildiğimiz bir yer

Berlin’de düzenlenen konferansta Göbeklitepe’nin tarihini anlatan Prof. Dr. Necmi Karul, “Göbeklitepe ve çevresinde uygarlık tarihinin önemli kırılmalarının izlerini görebilirsiniz” dedi

Fotoğraf: AA

İstanbul Üniversitesi Tarih Öncesi Arkeolojisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Göbeklitepe Bilim Danışma ve Eşgüdüm Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Necmi Karul Berlin'de  “Anadolu’da Yerleşikliğin Kökeni ve Göbeklitepe” konulu bir konferans verildi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Berlin Büyükelçiliğinde düzenlenen ve aralarında Prusya Kültür Varlıkları Vakfı Başkanı Prof. Dr. Hermann Parzinger ile çok sayıda Alman arkeolog ve Eski Çağ bilimcisinin dinleyici olarak bulunduğu konferansta konuşan Necmi Karul, Göbeklitepe'nin bugünkü toplum düzeninin köklerinin görebildiği bir yer olduğunu söyledi.

 

5- göbeklitepe.jpg
Milattan önce 10 binli yıllarda inşa edildiği bilinen ve tarihteki en eski ibadet merkezi olan Göbeklitepe, Şanlıurfa'ya bağlı Örencik köyü civarındaki Tek Tek Dağları'nın eteğinde bulunuyor ​​​/ Fotoğraf: AA

 

Karul, Göbeklitepe ve çevresinde uygarlık tarihinin önemli kırılmalarının izlerinin görüldüğünü belirterek, şöyle konuştu:

Nedir bu izler mesela? Bu insanların yerleşik yaşama geçiş sürecini ifade ediyor. Yerleşik yaşam birçok girdiyi de beraberinde getiriyor. Bir yerde yaşamak kalabalıklar halinde yaşamak onu organize edecek ve yürütecek bir sistem oluşturmak organizasyon, iş bölümü, artı ürün gibi birçok kavram ortaya çıkıyor. Bu kavramlara baktığımız zaman aslında bugünkü toplum düzenimizde ne varsa onun köklerini görebildiğimiz bir yer Göbeklitepe.  Bunlar içinde anıtsal yapılarıyla inançlar ve ritüellerle ilgili izleri çok detaylı bir şekilde görebildiğimiz bir yer olarak diğerlerinden farklılaşıyor. Göbeklitepe o dönem hakkında avcı toplulukların sembolik hayatı hakkında bize en fazla bilgi veren yer. Geçmişimiz hakkında hem ilgi çekici öğretici hem de aynı zamanda bugün niye bu haldeyim diye sorgulatıcı bir yer.

"İnsanlar geçmişlerini merak ediyor"

Göbeklitepe ve çevresinin çok ilgi görmeyi hak edecek kadar önemli kalıntılara rastlanılan bir yer olduğuna dikkati çeken Karul, şöyle devam etti:

Aslında çok büyük ilgi görmesine neden olarak Göbeklitepe'nin önemi kadar insanların bu tür arkeolojik alanlara duyduğu ilgiyi de gösterebiliriz.  Bu ilgi ülkemizde de karşılık buldu. Geçen yıl Türkiye'de Göbeklitepe yılı ilan edildi. Geçen sene 500 bin kişi Göbeklitepe'yi ziyaret etti. Bunun büyük bir kısmı Türk vatandaşı. Konuya ilgi ve duyarlılık var. İnsanların geçmişlerini merak ediyorlar. Bu çok büyük bir avantaj bizim için.

Karul, Türkiye'de yapılan çoğu kazının genelde baraj veya diğer faaliyetler nedeniyle kurtarma kazıları olduğuna işaret ederek, ''Göbeklitepe ve Karahantepe ise istisna. Burada akademik bir soru var. Hem bizim İstanbul üniversitesinin hem Alman Arkeoloji Enstitüsü'nün bir birikimi deneyimi var. Bir istisna olarak beraber bu iki projeyi birleştirip o bölgenin neolitiğini araştırmak üzere yeni bir sürece giriyoruz.'' dedi.

 

göbekli tepe.jpg
Fotoğraf: National Geographic

 

Bira mı, keşkek mi?

Bir dinleyicinin Göbeklitepe'de bulunanlar arasında bira olduğunun belirtildiğini hatırlatması üzerine ise Karul, ''Birada oksalat asit var. Göbeklitepe'de bulunan o. Ama bu birada olduğu gibi keşkekte de var. Keşkek Anadolu'da düğünlerde özel günlerde topluca insanların bir araya geldiklerinde yedikleri bir yiyecek, böyle bir ilişki kurulabilir. Sonuç olarak eğer orayı bir Türk kazsaydı keşkek diyecekti, bir Alman kazdığı için bira dedi.'' değerlendirmesinde bulundu.

Berlin Büyükelçisi Ali Kemal Aydın da vefat eden eski kazı başkanı Prof. Dr. Klaus Schmidt başta olmak üzere, Göbeklitepe'nin gün yüzüne çıkarılmasında emeği geçen Türk ve Alman bilim insanlarına teşekkür etti.

 

AA

DAHA FAZLA HABER OKU