Fehmi Koru: Türkiye 'zafer' peşinde koşarak nereye varabilir? Batılılar savaşmıyor, savaştırıyor

Koru: Dış politikaya yönelik her yanlış kararın dengeleri bozan etkileri olabilir

Suriye'nin İdlib kentinde TSK konvoyu yanında namaz kılan Suriyeli bir muhalif / Fotoğraf: AP

Gazeteci yazar Fehmi Koru, Türkiye’nin Suriye ve Libya’daki faaliyetlerini değerlendirdiği yazısında “Birbirine muarız diğer iki ülke olan ABD ve Rusya’dan farklı olarak, Türkiye, Suriye’deki varlığını her ikisiyle de iyi geçinme üzerine oturtmuş görünüyor” değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye’nin NATO müttefiki ABD’yi rahatsız etmemeye çalışsa da Rusya ile hoş geçinmek üzerine inşa ettiği bir Suriye siyaseti izlediği yorumunda bulunan Koru, “İbre ABD’ye kayınca Rusya ile ara soğuyor, tersi olduğunda da ABD’den ters açıklamalar geliyor” yazdı.

Fehmi Koru’nun yazısı şöyle:

Batılılar savaşmıyor, savaştırıyor

Savaşlar Batı’dan ülkemizin de içinde bulunduğu coğrafyaya kaydı: Arap-İsrail savaşları, SSCB’nin Afganistan’ı işgali üzerine başlayan direniş ve sonrasının halen çözülemeyen sıkıntılara yol açması, Irak-İran savaşı, Kuveyt’in Irak tarafından işgali üzerine ABD’nin bölgeye müdahalesi, 11 Eylül sonrasında ABD’nin yanına İngiltere’yi de alarak gerçekleştirdiği Irak’ın işgali…

Ve tabii bir de el-Kaide, Bako Haram ve IŞİD (DEAŞ da deniliyor) türü terör örgütlerinin ülkelerin içerisini karıştırarak zorladığı şimdilerde varlığını en ağır biçimiyle Yemen’de, Suriye’de ve Libya’da hissettiren iç-savaşlar…

Hepsi ve daha fazlası Ortadoğu’da ve Afrika’da sürüyor bu sıcak çatışmaların…

Çoğunda ABD, bazısında da Rusya varlığını genellikle proxy’leri -onlar namına çatışan yerli güçler- aracılığıyla hissettiriyor.

Türkiye bu tablonun neresinde? Hangi mevcut ihtilafta savaşa taraf ve sonunda ‘zaferler’ kazanacağı hesabı yapılıyor?

Akla gelen iki ülke var: Suriye ve Libya…

Yalnız, ne zaman Türkiye’nin Suriye ve Libya’da savaş halinde bulunduğu yazılı veya sözlü olarak ifade edilse, devlet adına konuştuğu/yorum yaptığı bilinenler, hemen “Biz orada savaşmıyoruz” cevabıyla iddiayı seslendirenin ağzına lafını yapıştırıp durdular.

Demek ki, iddialar yanlış değilmiş. Ülke olarak savaştaymışız.

Suriye’de savaş alanında Türkiye dışında iki ülke daha var: ABD ve Rusya…

Rusya kendisine ülkenin merkezi otoritesi sayılan, Türkiye’nin ise gayrı meşru muamelesi yaptığı Esad rejimini müttefik olarak seçmiş bulunuyor. Esad rejiminin arkasında da İran var.

ABD ise Suriye’de kendisine yerel müttefik olarak Türkiye’nin ‘terörist’ olarak ilan ettiği PYD/YPG örgütünü seçmiş görünüyor.

Türkiye de önce ‘Özgür Suriye Ordusu’ adını verdiği, şimdilerde ise ‘Suriye Milli Ordusu’ adıyla cepheye sürülen Sünni Arap unsurlardan derlediği güçlerle işbirliği halinde.

[Türkiye’nin Libya’da Trablus’taki merkezi otoritenin “BM tarafından tanınmış olma” gerekçesini öne sürerek ihtilafa taraf olurken, Suriye’de “BM tarafından tanınmış olma” özelliği bulunan Şam’daki merkezi otoriteyi tanımama çelişkisi dışarıya yapılanı anlatmayı zorlaştıran bir unsur]

Türkiye, bir oraya bir buraya

Birbirine muarız diğer iki ülke olan ABD ve Rusya’dan farklı olarak, Türkiye, Suriye’deki varlığını her ikisiyle de iyi geçinme üzerine oturtmuş görünüyor.

Genellikle NATO’da ittifak ilişkisi içerisinde bulunduğu ABD’yi rahatsız etmemeye çalışsa da Rusya ile de hoş geçinmek üzerine inşa ettiği bir Suriye siyaseti izliyor.

Kah ABD’ye, kah da Rusya’ya daha yakın duruyor.

İbre ABD’ye kayınca Rusya ile ara soğuyor, tersi olduğunda da ABD’den ters açıklamalar geliyor.

Bu tablodan ‘zafer’ anlamına gelecek bir sonuç beklenebilir mi?

Doğrusu kuşkuluyum.

 

fehmikoru.com, Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU