Milyonlarca insanın aç yatmasına aldırmayan Diyanet’çiler, yiyip içip yan gelip yatıyor!

Yazar, düşünür Lütfü Oflaz Independent Türkçe için yazdı

En ünlü din adamlarımızdan Cübbeli Ahmet Hoca en çok neyiyle ünlü?

Cennete götüren terlikleriyle ünlü!

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Cübbeli Ahmet Hoca, “Bu terlikler cennete götürüyor” deyip terlik pazarlamacılığı yapıyor!

Diyanet İşleri Başkanı da pazarlamacılık konusunda ona özenmiş görünüyor.

Diyanet İşleri Başkanı, “Kuran kursuna bir tuğla koyana cennette ev verilecek” diyor.

Daha önce bu dünyada ev pazarlamacılığı yapan Diyanet, şimdi de öbür dünyada ev pazarlamacılığı yapıyor!

Malumunuz Diyanet, daha önce hükümetin inşaat sektörünü canlandırmak için geliştirdiği proje hakkında, “Bu projeden ev almak için devlet bankalarından kredi alanlar faiz ödemiş sayılmazlar” fetvasını vermişti.

İnsanları devlet bankalarından kredi alıp bu projeden ev almaya teşvik etmişti.

İşte bu duruma düşmüş Diyanet, bazen durumu kurtarmak için dostlar alış verişte görsün misali açıklamalar yapıyor.

Mesela “Duyarlı bir Müslüman alış verişini alkol satılan marketlerden, alkol satılan dükkanlara yakın yerlerden yapmaz” diyor.

Oysa sayıları 200 bine yakın Diyanet personeli, maaşlarını alkol ürettirip sattıran devletten alıyor.

Alkol satışından vergi alan devlet onlara maaşlarını veriyor.

Bakın devlet 2020 bütçesinde 784 milyar TL vergi geliri hedefliyor.

Ve bunun 90 milyar TL gibi hatırı sayılır kısmını, alkollü içki satışından alınacak vergiler oluşturuyor.

Ne var ki alkollü içki satışından alınan vergilerin bulunduğu bir bütçeden maaş almak Diyanet’çileri hiç rahatsız etmiyor.

Dahası, devlet başta Milli Piyango olmak üzere kumar da oynattırıyor.

Toto, Loto, İddia, At Yarışları gibi oynattırdığı pek çok kumardan vergi alıyor. 

Ne var ki kumar sektöründen alınan vergilerin bulunduğu bir bütçeden maaş almak Diyanet’çileri hiç rahatsız etmiyor.

İlaveten devlet genelevlerden de vergi alıyor. 

Hatta devlet, genelevlerin Matild Manukyan gibi patroniçelerini vergi rekortmeni ilan ediyor.

Matild Manukyan gibilere, düzenlenen devlet töreniyle, devletin bakanı vergi rekortmeni madalyası takıyor.

Ne var ki genelev sektöründen alınan vergilerin bulunduğu bir bütçeden maaş almak Diyanet’çileri hiç rahatsız etmiyor.

Kaldı ki iş sadece Diyanet mensuplarının aldıkları, ülkemiz koşullarında iyi sayılacak maaşlarla da bitmiyor.

Örneğin Diyanet İşleri Başkanı, devletin kendisine verdiği çok pahalı bir arabaya biniyor.

Yine devletin kendisine verdiği bir lojmanda oturuyor.

Müftüler de devletin verdiği arabalara biniyor.

Onlar da devletin verdiği lojmanlarda oturuyor.

Devlet imamlara, müezzinlere de lojman veriyor.

O imamlar ki günde beş vakit namaz kıldırıp, ondan sonra yan gelip yatıyor!

O müezzinler ki günde beş vakit ezan okuyup, ondan sonra yan gelip yatıyor!

Ayrıca devlet camilere bedava elektrik, su veriyor.

Bakımlarını, onarımlarını yaptırıyor.

Devlet bütün bu harcamaları içki, kumar, genelev sektöründen gelen vergilerin de bulunduğu bütçesinden karşılıyor.

Diyanet bundan hiç rahatsız olmuyor.

Aksine devletten sekiz bakanlığın bütçesinden daha fazla para alan Diyanet, devlet bütçesinden daha fazla pay alabilmek için çabalıyor.

Nitekim son 13 yılda Diyanet’in bütçesi 10 kat artmış bulunuyor.

Yine de Diyanet, yeni yapılan camilere imam, müezzin atamak için devletten ek bütçe istiyor.

Diyanet, her mahallede en az bir caminin bulunduğu ülkemizde cami azlığından yakınıyor. 

Ama Diyanet, ülkemizde milyonlarca insanın açlık sınırının altında yaşamasından hiç yakınmıyor. 

İnsanların çöplüklerden beslenmesinden hiç yakınmıyor.

Bu duruma en küçük bir tepki göstermiyor.

Komşuları açken tok yatmaktan Diyanet’çiler hiç rahatsız olmuyor.

Milyonlarca insanın aç yatmasına aldırmayan Diyanet’çiler, yiyip içip yan gelip yatıyor!

 

 

* Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.  

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU