HDP’li Oluç: İktidar meşruiyetini yitirdi, erken seçime ihtiyaç var

İktidarın, kamusal ve demokratik meşruiyetini yitirdiğini ileri süren HDP Grup Başkanvekili Hakkı Saruhan Oluç, “Eğer, bu kamusal ve demokratik meşruiyeti yeniden kazanmak istiyorsa bir erken seçime ihtiyaç vardır" dedi

Fotoğraf: AA

HDP Grup Başkanvekili Hakkı Saruhan Oluç, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde düzenlediği basın toplantısında, gündeme dair başlıkları değerlendirdi. AK Parti iktidarının ekonomi politikalarını eleştiren Oluç, Bankacılık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin, Plan ve Bütçe Komisyonu'ndan yeterli şekilde tartışılmadan geçtiğini ve büyük ihtimalle bu hafta TBMM Genel Kurulu'nun gündemine geleceğini söyledi. 

AK Parti'nin, 2001 yılında yaşanan krizin sorunlarının tekrar yaşanmaması için 2005 yılında oldukça sert önlemler içeren bir kanunla düzenlemeler yaptığını söyleyen Oluç, şöyle konuştu:

Şimdi getirilen kanun teklifi, 2001 krizi üzerine yapılmış olan değişikliklerden çok daha sert önlemler içeren bir tekliftir. Tüm alanlarda yaşanan merkezileşme, tekelleşme ve otoriterleşme dalgasından nasibini bankacılık düzeni de alacaktır. AKP'nin bankacılık sisteminde yeni bir kriz yaşamamak için kriz korkusuyla hazırladığı bir teklifle karşı karşıyayız.  

Oluç, teklifin tamamına baktıklarında, iktidarın esas itibarıyla kamu bankalarına bugüne kadar yaptırdığı işlemleri şimdi de özel bankalara yaptırmanın önlemlerini aldığını öne sürdü. 

Teklifin, halkın ihtiyaçlarına cevap vermediğini savunan Oluç şu eleştirileri yaptı:

Dün Konya'da bir tır şoförü çok büyük borçlarla karşı karşıya olduğu için intihar etti. Toplum, ekonomide ciddi bir kriz yaşıyor. Yoksulluk, işsizlik had safhaya varmış durumda. Hayat pahalılığı son derece ciddi bir sorun olarak ortada ama AKP iktidarı istihdam ve sosyal politikalardaki sorunları giderecek, öğrencilerin borçlarını azaltacak, EYT'lilerin (emeklilikte yaşa takılanlar), çiftçilerin, tarım çalışanlarının, emekçilerin sorunlarını giderecek, esnafın dertlerine, asgari ücretle açlık ve yoksulluk sınırının altında yaşayanlarının dertlerine çare üretecek yerde bankalar kanunu ile uğraşmaktadır. 

‘Bir sonraki adım İş Bankası’na çökmek’

Oluç, teklifle, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’na (BDDK) inanılmaz yetkiler verilerek, ekonomi üzerine her türlü eleştiri yapacak olanların sesini kısmaya yönelik adımlar atıldığını da savundu. 

Oluç, "Bu kanun teklifinin bir sonraki adımının ne olacağını şimdiden söyleyelim; İş Bankası'nın hisselerine çökme meselesi... İktidar, uzun zamandır bu konuyu konuşmaktadır, planlamaktadır. Özellikle AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu konuda defalarca konuşmuştur, talimatlar vermiştir, hazırlıklar yapılmıştır" dedi.

‘Kanal İstanbul'da kendi günahlarına halkı alet etmeye çalışıyorlar’

Toplumun çok büyük bir kesiminin Kanal İstanbul Projesi'nin "yanlış bir proje" olduğunu düşündüğünü ifade eden Oluç, iktidarın, bu proje için iç ve dış finansman bulmakta zorlandığını söyledi. 

Teklifte, Kanal İstanbul Projesi'nin finansmanı için düzenlemelerin de bulunduğunu belirten Oluç, "Kitle finansmanı yaratmak istiyorlar. Yani teklifle birlikte büyük projelere yurttaşların ortak olması sağlanabilecek. Böylece, kaynak bulmakta zorlanan iktidar, kamusal rıza sorunu meselesini de aşmış olacağını düşünüyor. İktidar aslında Kanal İstanbul'da kendi günahlarına halkı alet etmeye çalışıyor. Kitle finansmanı düzenlemesi esas itibarıyla günahına ortak etme projesidir." ifadelerini kullandı. 

Oluç, Türkiye Varlık Fonu’na sınırsız borçlanma yetkisi verilerek Kanal İstanbul Projesi'nin de finansmanına destek sağlanmak istendiğini belirtti. 

'İktidar hala Gezi direnişinin travmasını yaşıyor'

Gezi Parkı odaklı olaylara ilişkin, Osman Kavala'nın da aralarında bulunduğu 16 sanığın yargılandığı davayla ilgili mütalaada,  Kavala ile Yiğit Aksakoğlu ve Ayşe Mücella Yapıcı'nın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmaları istendiğini hatırlatan Oluç, şöyle devam etti:

Gezi direnişi, cumhuriyet tarihinin en kitlesel, en önemli protestolarından biriydi ve Türkiye demokrasi tarihinin yüz akıydı. Tüm toplumun adalet, özgürlük ve yerel demokrasi arayışının bir ifadesiydi. Gezi öyle bir direnişti ve öyle bir önemli demokrasi eylemiydi ki üzerinden 6,5 yıl geçti ve iktidar hala onun travmasını yaşıyor. Şimdi 'üç kişiyi ağırlaştırılmış müebbetle cezalandırırsak o zaman cadı avını tamamlamış oluruz ve Gezi direnişinin ruhunu ortadan kaldırmış oluruz' diye düşünüyorlar. O dayanışma ruhunu bitiremezsiniz. 

‘2023'e kadar o koltukta oturamazlar’

Basın mensuplarının, erken seçim tartışmalarını anımsatması üzerine Oluç şu karşılığı verdi:

Hangi tarihte olacağını söylemek mümkün değil ama en azından 2023'e kadar bu iktidarın koltuğunda oturamayacağını söylemek mümkün. Dolayısıyla bir erken seçim ihtimali güçlüdür. İktidar, kamusal ve demokratik meşruiyetini yitirmiş bir iktidar halindedir. Eğer, bu kamusal ve demokratik meşruiyeti yeniden kazanmak istiyorsa bir erken seçime ihtiyaç vardır.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin hiçbir şekilde toplumun ihtiyaçlarına cevap veremediğini savunan Oluç, "Bir erken seçim ihtiyacı vardır ama iktidarın erken seçimden köşe bucak kaçacağını, bunu istemeyeceğini düşünüyoruz." dedi. 

 

Independent Türkçe, AA

DAHA FAZLA HABER OKU