DSÖ Avrupa Bölgesi Direktörü Emiroğlu: Türkiye'nin virüs tespit etme mekanizması oldukça ilerlemiş durumda

Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Bölgesi Bulaşıcı Hastalıklar ve Acil Durumlar Direktörü Dr. Nedret Emiroğlu, koronavirüsle ilgili son gelişmeleri Independent Türkçe'ye değerlendirdi

DSÖ Avrupa Direktörü Nedret Emiroğlu / Fotoğraf: WHO

Çin’in Vuhan kentinde ortaya çıkan ve tüm dünyada paniğe neden olan yeni tip koronavirüs (2019-nCoV), hala dünya gündeminin tepesinde yer alıyor.

Şu ana kadar küresel anlamda 60 bin 331 vaka tespit edilmiş durumda. Ölü sayısı ise son rakamlara göre 1100’ü geçti.

Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) "uluslararası kamu sağlığı acil durumu" ilan ettiği yeni tip virüs hakkında uzmanların henüz cevaplayamadığı birçok soru var.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bununla birlikte, koronavirüsün ortaya çıktığı günden bu yana büyük bir bilgi kirliliği söz konusu.

Independent Türkçe olarak, yeni tip koronavirüsle ilgili merak edilenleri Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Bölgesi Bulaşıcı Hastalıklar ve Acil Durumlar Direktörü Dr. Nedret Emiroğlu’na sorduk.

7 binden fazla vakanın ağır seyrettiğini söyleyen Emiroğlu, bu nedenle ölü sayısının giderek artabileceği ihtimali üzerinde duruyor.

Ölümlerin büyük çoğunluğunun ileri yaşta insanlarda görüldüğünü aktaran Emiroğlu, virüsten korunmanın yollarını anlattı.

Çin’in Vuhan kentinde ortaya çıkan koronavirüs salgını şu an Türkiye’de tehdit oluşturuyor mu, Türkiye’nin bu konuda aldığı önlemleri yeterli buluyor musunuz?

Türkiye ilk günden itibaren virüse karşı önlemleri almaya başladı. Türkiye’de bu tip bulaşıcı hastalıkları tespit etme mekanizması oldukça ilerlemiş durumda. DSÖ olarak Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığına bu kapasiteyi geliştirecek çok fazla çalışma yaptık. Hastalıkların izlenmesi, erken uyarı sistemi gibi özellikler kullanılıyor. Özellikle İstanbul Havaalanını düşünürseniz, burada uluslararası trafiğe açık alanlarda gerekli kontroller yapıldı. Hastaların izlenmesi, gerekirse onlara tıbbi destek sağlayacak altyapı, bilgilendirme, şüpheli semptomları yönlendirme gibi önlemler alındı. Tabi Türkiye bu yolcuların nereden nereye seyahat ettiğini, kimlerle temas ettiğini ve nasıl bir risk oluşturduğunu araştırıyor.

"DSÖ gözlemleri Çin’in elinden gelen her şeyi yaptığı yönünde"

Virüs ortaya çıktığında Çin hükümetinin konuya ciddiyetle yaklaşmadığı iddiaları hakkında ne düşünüyorsunuz, erken davranılsaydı bu salgının önüne geçilebilir miydi?

Bunları söylemek için çok erken. Öncelikle salgını durdurmak gerekiyor. Diğer ülkelere sıçramasını engellemek için bütün çalışmaları yapıyoruz. Geriye dönük ilk vaka ne zaman çıktı, nasıl engellenebilirdi bunların araştırmalarını sonra yaparız.

Hem DSÖ Genel Direktörü hem de bir ekip Çin’e gitti ve yerinde inceledi. Şu anda onların gözlemleri Çin’in elinden gelen her şeyi yaptığı yönünde. 60 milyonluk bir ilde seyahat tamamen yasaklandı. Önlemler alındı. Şu ana kadar gördüğümüz, yapılmış bir halk sağlığı uygulaması değil bu. DSÖ olarak Çin’in gerekeni yaptığı inancındayız.

şi cinping AFP.jpeg
Çin Devlet Başkanı Şi Cinping maske takarak muayene oldu / Fotoğraf: AFP

 

"Yaptıkları bütün aktiviteleri paylaştılar"

Dünya Sağlık Örgütü, Çin makamlarının şeffaf hareket ettiğini düşünüyor mu?

Çin dışındaki vaka sayısına baktığımız zaman bu şeffaflığı kanıtlıyor. Eğer çok geç kalsalardı bütün dünyaya yayılmış olurdu. Ama bunları bilimsel bir zemine dayandırmak için geriye dönük olayları izlemek gerekiyor.

Açıkçası bir şeyleri saklamalarında bir gerekçe göremiyoruz. İlk başlardan itibaren çok açık davranıp, yaptıkları bütün aktiviteleri paylaştılar. İlk süreçte başta vakaları bulmak çok kolay olmuyor.

DSÖ, koronavirüsün ortaya çıktığı ilk günlerde neden "uluslararası kamu sağlığı acil durumu" ilan etmedi?

Olayın epidemiyolojik olarak ilerlemesine bakarsak; ilk acil durum komitesi toplandığı zaman vaka sayıları azdı ve sadece Çin’deydi. İnsandan insana bulaştığı henüz tespit edilmemişti. DSÖ kendi kendine karar vermiyor buna. Dünyadan birçok konudaki uzmanlardan oluşan bir komite durumu değerlendiriyor ve genel direktöre önerilerde bulunuyor. Çin’in yüksek risk altında olduğu, ama Çin dışında vaka görülmemesi ve insandan insana bulaştığı tespit edilmemesi nedeniyle uluslararası alarma geçmek için erken olduğunu düşündüler. Zaten birkaç gün içerisinde insandan insana bulaştığı ortaya çıkınca küresel acil durum ilan edildi.

Ölü sayısı gizleniyor mu?

Böyle bir durum söz konusu değil. Medya aracılığıyla bu tür spekülasyonlar ve komplo teorileri ortaya atılıyor. Ölü sayını gizlemek kimsenin işine yaramıyor. Çin hükümeti bu konuda en başından beri şeffaf hareket ediyor.

koronavirüs-reuters-2.jpg
Dünyadaki 43 bin 103 koronavirüs vakasının yüzde 99'u Çin'de / Fotoğraf: Reuters 

 

"Çok fazla yanlış bilgi dolanıyor"

Avrupa’da kaç vaka görüldü?

Avrupa bölgesinde 45 vaka var. Bunlarda Almanya 16, Belçika 1, Finlandiya 1, Fransa 11, İtalya 3, Rusya 2, İspanya 2, İsveç 1, İngiltere 8.

Çin'in önde gelen epidemiyologlarından Cong Nanşan ve ekibi kuluçka döneminin 24 gün sürebileceğini açıkladı. DSÖ’nün gözlemleri kaç gün olduğu yönünde?

Tek vakaya dayalı bir bilgi bu. Bunda aldığınız hikaye de önemli. Belki de temasla bulaştığını düşündüğü dönemde bulaştı. Şu ana kadar gördüğümüz vakaların çoğunun yaklaşık 14 gün içerisinde bulaştığı yönünde izlenimler var. Bunun daha uzun olduğuna ilişkin yeterli kanıt yok şu anda. Çok fazla yayın ve yanlış bilgi dolanıyor ortalıkta. O anlamda insanları şaşırtıyor ve korkutuyor. Çok fazla komplo teorisi var ve çok fazla yorum yapılıyor.

"Aşı için incelemeler devam ediyor"

Fransız Pasteur Enstitüsü’nden Dr. Christophe D-Enfert, koronavirüs aşısının 20 ay içinde kullanıma hazır olacağını öne sürdü. Aşının bulunması neden bu kadar uzun sürüyor, bu süre zarfında virüsün yayılmasını önlemek için ne yapılabilir?

Dün ve bugün inceleme-araştırma komitesi toplandı. Sanıyorum 400 civarında hem fiziksel olarak hem internet kanalıyla dünyadaki bütün araştırmacılar, klinisyenler, bu konuda çalışanlar, Çin’den tedaviyi devam ettiler. Klinisyenler DSÖ önderliği altında 2 gündür toplantı düzenliyorlar. Amaç yeni koronavirüse karşı hangi aşının, hangi ilaçların etkili olabileceğine ilişkin bir inceleme araştırma yol haritası belirlemek ve çizmek. Aşının geliştirilmesi 20 ay bilemiyorum 16 ay olabilir 20 ay alabilir ama önemli olan aşıyı üretmekten öte aşının etkinliğinin ve zararlarının araştırıldığı çalışmaların yapılması gerekiyor. Yaptığınız bir aşı etkin mi, zararlı bir etkisi var mı diye incelemeden önce, bunlar faz faz gidiyor, önce laboratuvar ortamında, daha sonra hayvanlar üzerinde bakılıyor ondan sonra bir grup insan üzerinde bakılıp daha büyük popülasyonlarda deneniyor.

koronavirüs-masker-Reuters.jpg
Koronavirüsten maske talepleri karşılanamıyor / Fotoğraf: Reuters

 

"Öksüren kişilerden en az bir metre uzak durmalı"

Hastalığa karşı en basit hangi önlemleri alabiliriz?

Hijyen önemli, öksüren kişilerden en az 1 metre uzakta durmalı. Bu damlacıkla bulaşıyor. Öksürdüğünüz ya da konuştuğunuz zaman ağzınızdan çıkan ama görmediğiniz küçücük damlacıklarla bulaşıyor. Bu damlacıklar 1 metreden öteye gitmiyorlar. Ama solunum yolları hastalıklarında daha uzun mesafeye gidebiliyor. Öksürürken kolunuzla kapatmanız, sık sık el yıkamanız öneriler arasında.

Sağlık hizmetleri düşük ülkelerde risk ne durumda?

Önceliğimiz sağlık hizmetlerinin altyapısının daha zayıf olduğu ülkelere destek olmak. Şu anda DSÖ hem laboratuvar personelinin eğitimi, hem de gereken koruyuculuk, kendini koruması için özel maskeler şeklinde, bunlarla ilgili bütün desteği, sağlık sistemleri daha zayıf olan ülkelere temin etti. Bu tarz ülkelere virüsün geldiği durumda tespit edilmesi için bütün çalışmaların daha hızlı yapılması için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz.

Şöyle bir pozitif görüntü var; şu ana kadar şüpheli birkaç vaka tespit edildi ancak Afrika’daki ülkeler negatif çıktı.

Dr. Nedret Emiroğlu kimdir?

1987-1997 yılları arasında Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı’nda görev alan Dr. Nedret Emiroğlu, bulaşıcı hastalıkların önlenmesi ve kontrolü alanında 10 yıl çalıştı. Aşı ve aşı ile önlenebilir hastalıklar programlarına öncülük etti.

nedret emir.jpg
Dr. Nedret Emiroğlu / Fotoğraf: Twitter

Emiroğlu, 1997-2001 yılları arasında Dünya Sağlık Örgütü Batı Pasifik Bölgesi’nde Genişletilmiş Bağışıklama Programı’nda görev aldı. Türkiye ve Balkanlar’da aşılama ve çocuk felcine ilişkin çalışmalarda sorumluluk üstlendi.

2001’de DSÖ Avrupa Bölgesi aşı ile önlenebilir hastalıklar ve bağışıklama programında Bölge Danışmanı olarak görev yürüttü. DSÖ Sağlık Programları Bölümü Başkan Vekili olarak da görev yaptı.

Dr. Emiroğlu, 2009 yılında AIDS, tüberküloz, sıtma, aşılama programlarından sorumlu olarak Bulaşıcı Hastalıklar Birimi Başkanlığına geldi.

Halk sağlığı alanında 30 yıllık uluslararası bir tecrübeye sahip olan Dr. Nedret Emiroğlu, 2010-2015 yılları arasında Bulaşıcı Hastalıklar, Sağlık Güvenliği ve Çevre Bölümü Müdür Yardımcısı, Binyıl Kalkınma Hedefleri gibi görevlerde yer aldı.

Danimarka’nın başkenti Kopenhag’da Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Bölgesi Bulaşıcı Hastalıklar ve Acil Durumlar Direktörlüğü görevini sürdüren Emiroğlu, bulaşıcı hastalıkları, bağışıklama, bulaşıcı olmayan hastalıklar, çevre ve sağlık alanlarında uzmanlığa sahip.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU