Afrika Kıtası'ndaki ittifaklarda yeni eğilimler

Afrika ülkeleri arasında süregelen çatışmaların doğrudan sorumlusu 19’uncu yüzyılın ortalarında Fransa'nın İtalya ile Afrika’daki sınırlarını çizme sürecidir

Eritre Devlet Başkanı Isaias Afewerki, Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed Ali ve Güney Sudan Devlet Başkanı Salva Kiir Mayardit / Fotoğraf: AFP

Afrika Kıtası’nın üç ülkesi arasında Eritre’nin başkenti Asmara’da son 30 gün içinde yapılan toplantılar, Etiyopya'nın bölgedeki uyumu sağlamadaki başarısına ilişkin soru işaretlerine neden oldu. Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed Ali’nin son dönemde Etiyopya ile Eritre arasında uzun süredir devam eden savaşı sonlandırılmasındaki ve Eritre ile Cibuti arasındaki sınır anlaşmazlığı nedeniyle kesilen diplomatik ilişkilerin yeniden tesis edilmesindeki çabaları, kendisine Nobel Barış Ödülü’nü getirdi. Ancak öyle görünüyor ki üstlendiği bu rolü tamamlayamadı ve komşuları gibi terör sorunlarından ve toplantılarda ele alınan organize suçlardan şikayet eden Cibuti, Eritre’deki görüşmeleri dışında tutuldu. Aynı şekilde Kenya da Etiyopya’nın yoğun çalışmalarının dışında kalmış gibi görünüyor. Addis Ababa, Nairobi'yi siyasi ve ekonomik çıkarlarını ihmal eden yeni eğilimleri nedeniyle birçok kez kınadı.

Virajlar ve etkileşimler

Bir yandan Afrika Kıtası ülkeleri diğer yandan bölgesel komşu ülkeler arasındaki virajlara ve uluslararası etkileşimlere yönelik yaklaşım belki de uluslararasının yanı sıra bölgedeki etkileşimlerin de geleceğini ve bunların Arap ve Afrika ülkeleri üzerindeki etkilerini daha iyi anlamak için ihtiyaç duyulan tabloyu ortaya koyuyor.

Bu bağlamda özellikle Cibuti ve Kenya’nın Asmara zirvelerinden dışlanması oldukça dikkat çekici.

Bugün Kıta’da sıkça rastlanan bir durum olan Afrika ülkeleri arasında süregelen çatışmaların doğrudan sorumlusu 19’uncu yüzyılın ortalarında Fransa'nın İtalya ile Afrika’daki sınırlarını çizme sürecidir. Bu süreçte Fransa ve İtalya’nın Cape Doumeira (Doumeira Dağı) ve çevresindeki adaların hassas olan sınırları umursanmadı. Ancak daha sonra Cape Doumeira’nın jeopolitik değerinin artmasına katkıda bulunan iki önemli olay yaşandı.

Bunlardan ilki 1869’da Süveyş Kanalı'nın açılmasıydı. İkincisi ise son 10 yıl içinde Cibuti'de artan uluslararası askeri varlıktı. Geçtiğimiz hafta Rusya da burada, diğer büyük ülkelerin yanında bir askeri üs kurma niyetini açıkladı. Böylece Asmara ve Cibuti arasında tartışmalı olan bu toprakların değeri arttı. Ancak 1993’te Etiyopya’dan bağımsızlığını kazanan Eritre şu an bu küçük tepeye (Cape Doumeira) Cibuti ile kara sınırlarının çizilmesindeki önemi açısından bakmıyor. Daha ziyade Eritre'nin Kızıldeniz'in güney girişi üzerindeki egemenliği içinde olan Doumeira Adası’nın kaderinin belirleyicisi olarak görülüyor. Çünkü her ikisi de (Cape Doumeira ve Doumeira Adası) Eritre'nin Babu'l-Mendeb ile ilişkisini belirliyor.

Tansiyon yükseliyor

Hem Cibuti’nin hem de Eritre'nin Kızıldeniz'de limanları olmasından, Etiyopya’nın bu ülkelerle büyük kara sınırları bulunmasından ve Etiyopya’nın her iki ülke için de ekonomilerini destekleyen önemli konumundan dolayı her iki tarafın da Etiyopya ile olan ilişkileri iki ülke arasında tansiyonun yükselmesinde veya düşmesinde önemli bir faktördür. Cibuti'nin 1999 yılında Etiyopya ile askeri iş birliği anlaşması imzalaması, Cibuti ile Eritre’yi savaşın eşiğine getirmişti. Söz konusu dönemde yaşanan gerilim, dönemin Libya lideri Muammer Kaddafi’nin müdahalesiyle durulurken 2000’lere gelindiğinde ihtiyatlı da olsa sakin bir atmosfer oluştu. Ancak 2006'da tarafların Somali’nin durumuyla ilgili tutumlarının arka planında tansiyon yeniden yükseldi. 2008 yılına gelindiğinde iki ülke arasındaki etkileşim silahlı çatışmalara dönüştü. Bunun sonucunda çok sayıda insan öldü.

Katar'ın Cibuti ve Etiyopya’yı barış anlaşması imzalama ve Katar güçlerinin sınır bölgelerine yerleştirilmesi sonrası iki ülke arasındaki sınır bölgesinden aniden çekilmesinin ardından Doha’nın takındığı tutum, 2017 yılında iki ülkenin arasında gerilimin artmasında önemli rol oynadı. Doha’nın geri çekilmesinin nedeni iki ülkenin kendisini boykot eden Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’yle (BAE) uyumlu olmalarından dolayı kesilmiş bir ceza olarak görüldü. Eritre, tartışmalı bölgeyi işgal ederken Cibuti askeri hazırlıklarını artırdı. BM Güvenlik Konseyi (BMGK), Hükümetler Arası Kalkınma Otoritesi (IGAD) ve Afrika Birliği (AfB) Haziran 2017'de bölgede bir çatışma çıkmaması için gerginliğe müdahale ettiler.

Bölgedeki sınır sorunu sadece Eritre ve Cibuti ile sınırlı değil. Aynı sorun Etiyopya ile Somali arasında da yaşanıyor. Etiyopya, petrol bulunan Somali'deki Ogaden bölgesini işgal etti. Bu da sınır sorununun Afrika Kıtası’ndaki virajların oluşmasında temel bir rolü olduğuna işaret ediyor.

sudan 2 afp.jpg
Fotoğraf: AFP

 

Her ne kadar sınır sorunları bir geçmişe sahip olsa da Afrika Kıtası’ndaki ekonomik ittifakların yönelimleri de artık önemli bir faktör haline geldiler. Bu yönelimler, bölgede yeni sorunlar yaratmada kilit rol oynuyor. Etiyopya, Eritre ile ilişkilerini kestiği dönemde Kenya ile ittifaklar kurmaya yönelik stratejilerini Lamu Limanı-Güney Sudan-Etiyopya Ulaştırma ve Geliştirme Koridoru Projesi (LAPSSET) adlı büyük bir altyapı projesiyle pekiştirdi. LAPSSET, bölgesel karayolları, ham petrol boru hatları, demiryolları ve son olarak uluslararası havaalanları olmak üzere çeşitli projelerden oluşuyor.

Elbette bu proje Kenya için ekonomik açıdan büyük bir sıçrama anlamına geliyor. Güney Sudan ve Etiyopya için ise petrol ihraç edilebilecekleri bir liman demek. Güney Sudan şu an günlük 300 bin varile kadar ekonomik bir etkiye sahip oranda petrol üretiyor. Kenya Proje Direktörleri Derneği (KAPM) verilerine göre 7 milyar dolara mal olan petrol boru hattı tamamlanırken Etiyopya’nın Ogaden bölgesindeki petrol aramaları halen devam ediyor.

Diğer yandan Kenya’nın bu projesi, Afrika Kıtası’nda son yıllarda yaşanan siyasi dönüşümler sonrası Cibuti'yi de kapsayan büyük çaplı bir altyapı projesinin hayata geçirilmesi fırsatını da zayıflattı. Bu siyasi dönüşümlerden biri de Sudan'ın özellikle Nisan 2019'daki Müslüman Kardeşler yönetimini deviren devrim sonrası hem Hartum hem de Juba ile ilişkilerini düzeltmesi ve iç barış dosyasında birbirlerini desteklemeleriydi. Bu gelişmeyle artık Port Sudan’ın varlığı, Güney Sudan'ın Kenya’nın Lamu Limanı’na olan ihtiyacı azalttı.

Etiyopya açısından ise Abiy Ahmed’in iktidara gelişi Addis Ababa’nın Eritre ile Somali arasında uzlaşıya öncülük etmesine ve dikkatini bu ülkelere yönlendirmesine katkıda bulundu. Cibuti'ye olan ilgisi ise özellikle Çin’in Addis Ababa ve Cibuti arasında 750 kilometre uzunluğunda ve 3,4 milyar dolara mal olan bir demiryolu hattı inşa etmesiyle arttı. Bu demiryolu, Etiyopya'nın Kızıldeniz boyunca acil ihtiyaçlarının sağlanmasına katkıda bulundu. Ancak demiryolunun Cibuti'den değil, Kenya'dan başlaması gerekiyordu.

Ek yükler

Babu'l-Mendeb’in Çin’in ‘Bir Kuşak Bir Yol’ projesinde deniz yolunun ana girişi olması da dahil olmak üzere bir dizi nedenden ötürü stratejik öneme sahip olan bu bölgeye yönelik yatırımlar beraberinde ek yükler de getiriyor. Bu hat belki de Akdeniz ve Güney Avrupa için mevcut olan tek yol olduğundan merkezi bir öneme sahiptir.

Diğer yandan Körfez'in Kızıldeniz’e yönelik stratejik eğilimleri ve Körfez güvenliği için stratejik öneme sahip olduğu düşüncesi, Afrika Kıtası’ndaki siyasi ve ekonomik atmosferden ve İran ile Türkiye gibi Arap olmayan bölgesel güçler arasındaki dalgalanmalardan büyük ölçüde etkileniyor gibi görünüyor. Ayrıca Körfez’deki bölünme ve bu bölünmenin devam etmesi, Körfez ve Arap ülkelerinin Afrika Kıtası’ndaki yeteneklerinin zayıflamasında önemli rol oynadı. Belki de Mısır'ı Kızıldeniz'deki Safaga Limanı’nda Güney Ordu Komutanlığı'nı ve limandan çok da uzakta olmayan bir yerde Berenice Askeri Üssü’nü kurmaya iten de bu bölünmedir.

Özetle Etiyopya'nın Afrika Kıtası’ndaki etkileşimlere ve Kıta ülkeleri arasındaki anlaşmazlıkların çözümüne öncülük etmeye çalıştığı, bununla birlikte bölgeyi yatırımlara uygun hale getirme ve yatırımları güvence altına alma yükünü taşıdığı söylenebilir.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Seda Demiröz

independentarabia.com/node/92551

DAHA FAZLA HABER OKU