Koronavirüs Çin Devlet Başkanı'nı tehdit ediyor mu?

Dünyanın günlük olarak hem de çokça tükettiği ilaçları veya ilaç üretimi için gerekli maddeleri ürettiği için Çin’e “dünyanın eczanesi” olma rolünü verdiğinde Avrupa hata mı yapmıştı?

Gece vakti geniş ofisinde gidip geliyordu. Darbe, hiç kimsenin itiraz etmeye cesaret edemediği parti içindeki yoldaşlarından gelmemişti.

Göğüsleri madalyalar ve nişanlar ile süslü generallerden hiçbiri isyan etmemişti, zira bunun bedelini biliyorlardı.

En kötü düşman, kötü şanstır. Darbenin beklemediğin yerden gelmesidir.

Düşmanının, meçhul ve adı sanı bilinmez bir “şeytan” olmasıdır. Ona karşı partiyi seferber etmenin, üstüne büyük bir ordu göndermenin bir faydası yoktur.

Her şey kontrol altındaydı. Çin hayali, planlandığı gibi ve İsviçreli saatlerin dakikliği ile ilerliyordu. Son sınavları atlatmıştı.

Hong Kong gösterilerinin kendisini öfkeli bir karar almaya sevketmesine izin vermemişti.

Büyük boksör, küçük ringlerde sınandığında kaybeder. Bir sınavı daha atlatmıştı.

Donald Trump’ın ikili ilişkiler tahtasında gelecek hamlesini tahmin etmenin zor olduğu bir oyuncu olduğunu anlamıştı.

Bu yüzden, Trump’ın Beyaz Saray’da kalma olasılığı dahil tüm olasılıkları ele almış ve ticaret savaşından kaçınmayı tercih etmişti.

Yolda ne olduğu önemli değildir. Önemli olan yolun sonunda ne olacağıdır.

Her şey kontrol altındaydı. Çinliler kendilerini uzun bir süre onun yönetiminin gölgesinde yaşamaya hazırlıyorlardı.

2018 yılında devlet başkanının iki dönemden daha fazla görevde kalmasına olanak tanımayan maddelerin üstü çizilmişti. Bu, Trump’ın ondan önce yönetimden ayrılacağı anlamına geliyor.

Aynı şey Vladimir Putin için de geçerli. Parti, ondan desteğini esirgememiş ve onurlandırmıştı.

Vizyonu, parti tüzüğünün bir parçası haline gelmişti ki bu Mao Zedong’un varislerinden hiçbirine nasip olmamıştı. Deng Şiaoping bile ölümünden sonra onurlandırılmıştı.

Yurtdışı ziyaretleri ve katılımları kendisine istisnai bir imaj kazandırmıştı. Putin’in gücüne hayran olanlar son yıllarda onu ikinci sıraya iterek birinci sıraya ve “dünyadaki en güçlü adam” konumuna Çinli lideri yerleştirmişti.

Davos Forumu’nda yaptığı konuşma özellikle de korumacı önlemler, duvarlar inşa etme çağrısında bulunanlara karşı komünist bir lider olarak globalleşme ve malların serbest akışını savunduğu bölümü güç ve sorumluluk doluydu.

Aynı zamanda, “Bir Yol Bir Kuşak Projesi” İpek Yolu’nun hatıralarını uyandırarak atılımlarını sürdürmüştü. Ama bu yolda kervanlar değil Huawei ve Alibaba, ticari ve teknolojik başarıların treni kullanılıyor.

Ofisini tek başına arşınlıyordu. Halkına ve dünyaya ülkesinin bu daha önce görülmemiş kriz ile yüzleşme gücüne sahip olduğunu söylemişti.

Ordu, parti, sağlık personelleri, laboratuvarlar ve araştırmacılar her şey seferber edilmişti.

Ancak, salgın sözgelimi kendi sakinleri ve dünya için taşıdığı anlam ile nüfusu 25 milyona ulaşan Şanghay şehrinde yayılırsa ne olacak?

Bu durumda, 10 gün içerisinde dev bir hastane inşa etme yeteneğini sergilemenin yeterli olmayacağı kesin.

Ofisini ziyaret etmesini beklemediği raporlar onu çok üzmüştü. Boş sokakları ve evlerinde panik halinde sakinleri ile Vuhan şehri ve hayatını kaybedenlerin sayısı ile ilgili raporlar, koronavirisünün 30 ülkede görüldüğüne dair haberler onu üzmüştü.

Birçok ülkenin vatandaşlarını tahliye etmesi ve vatandaşlarına Çin’i ziyaret etmeme çağrısında bulunması, maske takan milyonlarca kişinin görüntüsü ona acı vermişti.

Öyle ki Time dergisi, son sayısının kapağında kendisinin maskeli fotoğrafına yer vermişti.
 


Bunlardan daha acı görüntüler de vardı. Yakın ve uzak başkentlerde yolcuların metroya binen herhangi bir Çinliden uzak durmaları, hiçbir müşterinin olmadığı boş Çin lokantaları gibi.

Çin Devlet Başkanı Şi’yi endişelendiren başka bir şey daha vardı. O da bazı Batılı çevrelerde dillendirilmeye başlanan, dünyanın pratik olarak Çin’in “dünyanın fabrikası”na dönüşmesini kabul ederek hata mı yapmış olduğuna dair soruydu.

Çin’deki fabrikalarda üretimin durması halinde diğer ülkelerin ihtiyaçları olan temel maddeleri sağlamada sıkıntı yaşayıp yaşamayacaklarını sorgulamaya başlamaları Çin Devlet Başkanı’nı endişelendiriyordu.

Bu çevrelerde gündeme gelen bir diğer soru da şuydu: Dünyanın günlük olarak hem de çokça tükettiği ilaçları veya ilaç üretimi için gerekli maddeleri ürettiği için Çin’e “dünyanın eczanesi” olma rolünü verdiğinde Avrupa hata mı yapmıştı?

Bu durum yalnızca elektronik, otomotiv ve tekstil sektörleri ile ilgili değil. Çin’de yaşanacak herhangi bir aksalığın üretim ya da teslimat operasyonlarının aksamasına neden olacağı uzun bir listeyi kapsıyor.

Virüsün yayılmasına karşı ilk uyarıda bulunan ve bu nedenle parti, güvenlik güçleri ve hastanelerin yönetimleri tarafından eleştirilere maruz kalan göz doktoru Li Wenliang’ın ölümünden sonra sosyal medyada çıkan öfkeli yorumlar onu rahatsız etmişti.

Doktorun salgına yakalanması ve hayatını kaybetmesi onu sıradan vatandaşların gözünde kahramana dönüştürmüştü.

Genel panik ortamlarında, siyasi bir virüse dönüştürme fırsatını arayan kötü niyetli kişiler bulmak her zaman mümkündü.

Korona gibi bir virüsü rejimin yeterliliğini ve verimliliğini, insanların sağlığı ile ne kadar ilgilendiği gibi soruları gündeme getirerek kullanmak isteyen kötü niyetliler olabilirdi.

İçerideki öfkeli yorumlar şu ana kadar onun için bir endişe kaynağı değildi.

Tüm vatandaşlar gibi sosyal medya da rejimin liyakatini ve çabalarını sorgulayan herhangi bir ifadenin hemen kaldırılmasını sağlayacak sıkı bir kontrole tabi tutuluyor.

Bazı yetkilileri feda ederek insanların öfkesini dindirmesi mümkün. Virüsün daha çok yayılmadan önce karantina altına alınması için önemli olan üç hafta boyunca hiçbir şey yapılmamasının sorumluluğu bu yetkililere yükleyebilir.

Asıl zor olan dış dünya ile olan sınavıydı. Koronavirisü, Çin rejiminin imajına büyük zararlar vermişti.

Bir sağlık probleminden yola çıkarak rejim birden fazla başkentte sorgulanır hale gelmişti.

Bu soruların en tehlikelisi şuydu: Son olayın “küresel köy”ün mahallelerinin koşulları arasındaki bağın derecesini, yakın ve uzak ülkelerinin kaderlerinin ne kadar iç içe geçmiş olduğunu göstermesinden sonra dünyanın “Çin fabrikası”na bağımlı kalmaya hakkı var mı yok mu?

Bazı devletlerin sorgulamaya başladıkları gibi; neredeyse tek bir üretim merkezine bağımlı kalmak yerine merkezleri çeşitlendirmek mi gerekiyor?

Özellikle de söz konusu üretim merkezi, rejimin imajını korumak için gerçekleri ve rakamları gizli işleme tabi tutan bir parti ve propaganda makinesi tarafından yönetiliyorsa.

Virüsün kaynağı yarasalar ya da karınca yiyenler olsun kesin olan şu ki Çin ejdarhası güçlü ve maliyeti büyük bir darbe almıştı. En kötü düşman, kötü şanstır.

Şu ana kadar, kayıpları belirlemek, trajedinin sayın başkanın ve rejiminin imajına verdiği zararı tahmin etmek mümkün değil.

Çin Devlet Başkanı Şi, ofisinde gidip gelirken ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun kriz sırasında söylediklerini hatırladı.

Pompeo, kendi liderliği altında Batılı demokratik değerlere karşıt değerler dayatmaya çalıştığı için Çin Komünist Partisi’ni dünya için en büyük tehlike saymıştı.

Güçlüler kulübünde üç adam. Birincisi, azil soruşturmasından aklanarak çıktı ve ekonomi rakamlarının da desteğini alarak ikinci kez seçilmeyi talep ediyor.

İkincisi, Suriye topraklarında ordular ve savaşlar arasında en zor birlikte yaşama operasyonunu yönetiyor. Üçüncüsü ve “dünyanın en güçlü adamı” ise, koronavirüsünün birikimini kemiren, ülkesi ile ekonomisinin dünyadaki imajına zarar veren siyasi bir vürüse dönüşmesini engellemeye kendini kaptırmış bulunuyor.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Beyan İshakoğlu

Şarku'l Avsat

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU