Dijital detoks gerçekten işe yarıyor mu?

İddiaların aksine, şimdiye kadar dijital detoksun faydası olduğuna dair çok fazla bilimsel kanıt sunulmadı

Yeni yıl kararlarının en yoğun alındığı şu dönemde, pek çok kişi teknoloji kullanımını azaltmayı, hatta tamamen bırakmayı seçmiş olabilir. Teknoloji kullanımının etkileriyle ilgili ortaya çıkan çok sayıda negatif bulgu, bu tür “dijital detoksların” git gide artan popülerliğini destekliyor. Bu tarz eylemlerin insanların stresini azaltmaya, daha çok “anı yaşamaya” ve şefkatli olmaya yardımcı olabileceği iddia ediliyor.

Ancak teknoloji ve sosyal medyanın sık kullanımı kendi içinde bir sorun teşkil etmiyor. İddialara rağmen, dijital detoksun faydası olduğuna dair çok fazla bilimsel kanıt yok. Hatta cihazlarınızdan tamamen vazgeçmek, kendi içinde istenmeyen olumsuz sonuçlara sebep olabilir.  

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Dijital detoksların bizim için iyi görünmesinin nedenlerinden biri, teknolojinin özü itibariyle zararlı olduğuna dair olan yanlış kanı. Aşırı teknoloji kullanımı ile kalitesiz uyku, git gide artan depresif belirtiler ve yüksek seviyelerde anksiyete arasında bağ kuran sayısız araştırma var.

Ancak araştırmalar kapsamında katılımcılara teknolojiyi ne kadar kullandıkları ve ne seviyede depresif ya da kaygılı oldukları sorulduğunda bunun kendilerinde herhangi bir etkisi olup olmadığını açıklayamıyorlar. Temelde, depresyonda oldukları için sosyal medyayı kullanıyorlar ya da sosyal medyayı kullandıkları için depresyondalar gibi bir şey söyleyemeyiz. Bir kişi neden depresif ya da kaygılı hissettiğine dair pek çok sebep sayabilir.

Çoğu araştırma aynı zamanda teknoloji kullanımına ilişkin, kişilerin kendilerini rapor ettiği tahminlere dayanır ki bu genelde gerçeği yansıtmaz ve hatalı bilgi içerebilir. İlginçtir ki bir ekranın önünde geçen zaman, bir uygulama ya da cihaz tarafından otomatik olarak ölçülürken, depresyon ve anksiyete şiddeti toplam akıllı telefon kullanımıyla ilişkili değildir.

Araştırmalar genellikle tüm teknoloji kullanımını eşit olarak ele alma eğilimindedir. Bu eğilim, kullandığımız her tür teknoloji ile farklı bir deneyimimiz olduğu gerçeğini göz ardı eder. Örneğin Instagram’da ekranı amaçsızca kaydırmak, WhatsApp’da sohbet etmek ya da bir fitness takip cihazı kullanmaktan çok daha farklıdır.

İngiltere’de çocuklar üzerinde uzmanlaşmış doktorları temsil eden bir kurum olan Kraliyet Üniversitesi Pediatri ve Çocuk Sağlığı Merkezi (RCPCH), yakın zamanda yaptığı bir açıklamada ekran başında geçirilen sürenin sağlık açısından “zehirleyici” olmadığını ve zararlı olduğuna dair kanıtın abartıldığını vurguladı.

Ancak olumsuz bulgular kamuoyunda daha büyük yer bulmaya devam ediyor ve popüler basında daha sık yer alıyorlar. Bu bazen araştırmanın yalnızca doğrudan “asılsız” medya iddialarına yanıt verdiği bir kısır döngüye dönüşebiliyor. Sonra da sonuçlar daha da endişe verici başlıklar oluşturuyor.

Öte yandan dijital detoksun gerçekten de bir faydası olduğuna dair çok az kanıt var. Var olan şeylerin çoğunluğu bilimsel çalışmalar yerine anekdotlara dayanıyor. Teknolojiyi kullanmayı bırakmanın insanları fiziksel olarak daha aktif olmaya teşvik edebileceği gibi bazı argümanlar mantıklı görünebilir. Ama yine de, bunun gerçekten doğru olduğunu ispat etmiş bir araştırma yok.

 

 

Teknolojiden vazgeçmek aynı zamanda onunla ilgili iyi şeylerden de vazgeçmek anlamına gelir. Örneğin akıllı telefonlar ve sosyal medya insanların iletişim kurmasına ve sosyalleşmesine yardımcı oluyor ki bunun da mutluluğu arttırdığı biliniyor. Bu yüzden, bazı araştırmaların sosyal medyadan tamamen çıkmanın olumsuz sonuçları olduğunu ortaya koyması şaşırtıcı değil. Bu sonuçlar, daha az memnuniyet, can sıkıntısı, sosyal baskı ve korku duyguları olabiliyor.

Dijital platformda var olmayı kısa bir süre için bırakmak, insanların yaşamlarının diğer yönleriyle yeniden bağlantı kurmalarına izin verebilir. Ancak bu genellikle devam ettirilmesi mümkün olmayan geçici bir durum. Çoğu insan günlük yaşamın önemli bir parçası haline gelmiş olan önceki alışkanlıklarına dönecektir.

Yaşla ilgili endişeler

İnsanlar kitlelerce benimsenmiş neredeyse her teknolojik icat hakkında daima endişelenmiştir. Sosyal medya ve akıllı telefonlar da bu durumun dışında değil. Ancak ekran merkezli teknolojilerin topluma zarar verdiği düşüncesi, şüpheli kanıtlar ve medya abartması ile çevrili önemli bir tartışma kaynağı olmaya devam ediyor. Daha fazla araştırma tamamlandıkça bulguların daha fazla yanlış yorumlanmayı ya da korku borazanlığını engellemek için dikkatle sunulması önemli.  

Dijital detokslar söz konusu olduğunda, insanların büyük bir kısmı için teknolojiden uzaklaşmakta ciddi bir yanlış olması muhtemel değildir. Fakat bunun “iyi bir fikir” olduğu ya da kalıcı etkileri olduğu düşüncesi henüz bilim ile desteklenmiş değil. Aslında teknolojinin doğası gereği kötü olduğunu gösteren çok az kanıt olduğu görüldüğünde, dijital detoksların ilk etapta çözülmesi gereken bir sorun olmayabileceği ortaya çıkıyor.

Elimizde, onlarca yıllık kötü uygulamadan kaynaklanan yarım yamalak kanıtlar var. Gerçekler yavaş yavaş gelişmiş yöntemlerle ortaya çıkıyor. Bu da teknoloji kullanımının kendi içinde zararlı olmadığını göstermeye başlıyor. Politikacıların teknolojinin etkisini düşünürken bu gelişmeleri dikkate almaları gerekiyor.

*David A Ellis, Lancaster Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nde öğretim görevlisi ve Brittany I Davidson, Bath Üniversitesi’nde doktora araştırmacısı. 

 

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

https://www.independent.co.uk/news/science

Independent Türkçe için çeviren: Sezin Bala

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU