“Daha büyük kriz görmedik” diyen Abdullah Kiğılı’dan yeni açıklama: Röportajı 4 ay önce verdim, cımbızlayarak yayınladılar, 100 günde çok şey değişti

Tekstil ve hazır giyim sektöründe 54 yılı deviren Abdullah Kiğılı, “İçinde bulunduğumuzdan daha büyük kriz görmedik” ifadesinin yer aldığı röportajı dört ay önce verdiğini ve çok şey değiştiğini söyledi

Fotoğraf: www.abdullahkiğılı.com

Kiğılı Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Kiğılı, geçen hafta yayımlanan “Perakendenin en zor dönemine girdik. Bugün içinde bulunduğumuzdan daha büyük kriz görmedik” ifadesinin yer aldığı röportajı ile ilgili konuştu. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Hürriyet’yen Elif Ergu’ya konuşan Kiğılı, söz konusu röportajında çok şey anlattığını ve bazı cümlelerin cımbızla çekildiğini söyledi ve “Üstelik aylar önce yaptığım bir değerlendirme. Son 100 gün içinde de çok şey değişti” dedi. 

Röportajı dört ay önce verdiğini söyleyen Kiğılı, “O günün konjonktürüyle yaptığım açıklamalar çarpıtılmış durumda. Yaptığım açıklamaların içinden bazı ifadeler cımbızla çekilerek, açıkçası çok da anlam veremediğim bir haber yayılmaya başladı” diye konuştu. 

Abdullah Kiğılı “Ne değişti bu süreçte?” sorusuna ise şu yanıtı verdi: 

Sektörde benim de hayal edemeyeceğim kimsenin hayal edemeyeceği şeyler gerçekleşti. 

Sayın Cumhurbaşkanı olsun, Hazine ve Maliye Bakanı olsun, banka faizlerinin ineceğini söylemişlerdi. Bu gerçekleşti. 

Altı ay evvel bankalardan hangi firma giderse gitsin bir kredi talebinde bulunduğunda zorlanıyordu, ayrıca yüzde 24-25 yıllık faizle para alabiliyordunuz. O da alabilirseniz. Yani eğer şirketinizin maddi durumu iyiyse bu faizle alabiliyordunuz. 

Bugün yüzde 11-12’ye düştü faiz oranları. Yani bu indirimler zorluk çeken markaları inanılmaz derecede rahatlattı.

 

Enflasyonun düştüğünü de söyleyen Kiğılı, “Neredeyse tek rakamlara iniyor; bu da tabi fiyatlara tesir ediyor. Bunu piyasanın gerçek durumda anlayabilmesi belli bir süreç istiyor” ifadesini kullandı. 

Abdullah Kiğılı “100 günde gerçekleşen değişimlerden” üçüncüsünü ise şöyle açıkladı. 

Bugün satışımızın yaklaşık yüzde 80’i banka kartlarıyla yapılıyor. Yani Türk parası dönüşümü son derece az. Kredi kartlarının aylık faizi eğer bunu paraya çevirmek istediğinizde, aylık faizi yarıya indirildi. Bizim lehimize olan bu şartların hepsi oluştu. Artı çok önemli olan bir şey, yani kurlardan dolayı bütün AVM’lerde dövizle olan kiralarımızın tamamı TL’ye döndü. Artışlar da TEFE-TÜFE üzerinden yapılıyor. Bunların hepsi gerçekleşti. Şimdi bu gerçekleşen şeylerin ışığında perakende sektöründe bir ümit doğdu. Benim kendi sektörümün inanılmaz bir önü açıldı. Biz moral motivasyon kazandık.

 

Röportajında 2001 krizi ile de bir kıyaslama yapan Kiğılı, “Şaşkın bir vaziyetteydik ve ne yapacağımızı bilemiyorduk” dedi ve ekledi: 

19 Şubat 2001 tarihin hiç unutmam, dolar 680 TL idi. İnanılmaz bir şey bir ayda dolar 1000 lirayı geçti. 1500 TL’yi bulmuştu. O 17 tane mağazamız var; 209 tane çalışanımız vardı. Ne yapacağız nasıl yapacağız bu sıkıntıyı nasıl gidereceğiz derken, korku içindeydik. Aradan

19 yıl geçmiş, bu 19 yıl zarfında bizim 209 çalışanımız olmuş 2000. 17 mağaza olmuş 225 mağaza...

 

Önceki röportajında Türkiye’de 450 alışveriş merkezinin çok zor durumda olduğunu, artık AVM açılmaması gerektiğini söyleyen Abdullah Kiğılı, bu sözlerine de şöyle açıklık getirdi: 

Şu bir gerçek; AVM’ler Türkiye’deki perakende sektörünü inanılmaz boyutlara getirdi. Yüzbinlerce istihdam söz konusu. Çok ciddi rakamlardan ve cirolardan bahsediyoruz. Aynı zamanda AVM’lerle birlikte kayıtdışı ekonomi yerini kayıt içi ekonomiye bırakmış durumda. Bu sektör hem istihdam sağlıyor hem ciddi manada vergi geliri yaratıyor. Perakende sektörüne AVM’lerin katkısı tartışılamaz. Benimle şimdi bu röportajı yapıyorsun; 25 sene evvel bana o gün üç tane beş tane mağazamız varken, ‘Abdullah Bey 50 tane mağaza açmayı düşünüyor musunuz?’ diye sorsaydın, ‘Elif benimle dalga geçiyor’ derdim. Yani bugün mesela öyle bir noktaya geldik ki Türkiye çok cazip bir pazar yurt dışı markaları için. Özellikle İspanyol ve İsveç markaları Türkiye’yi çok sevdi.

 

Independent Türkçe  

DAHA FAZLA HABER OKU