İsrail, Ürdün Vadisi ve Batı Şeria’da egemenlik kurmaya çalışıyor

Netanyahu, Tel Aviv’e ulaşmadan önce İsrail güvenlik yetkilileri, Batı Şeria’daki protesto gösterilerinin genişleyebileceğine dair endişelerini dile getirdi

Ortadoğu Barış Planı, ABD Başkanı Donald Trump ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu tarafından açıklandı / Fotoğraf: Reuters

İsrail savaş uçakları, Gazze Şeridi’nin merkezindeki tarım arazilerine saldırı düzenlerken, İsrail ordusu da 29 Ocak Çarşamba gecesi Gazze Şeridi’nden İsrail’e doğru bir füze fırlatıldığını açıkladı. Gelişmelerle eş zamanlı olarak ordu, ABD Başkanı Donald Trump’ın Ortadoğu’da Barış Planı’nın açıklanması sonrasında oluşacak Filistin tepkisini püskürtmek için Batı Şeria’daki ve Gazze Şeridi çevresindeki varlığını güçlendirdi.

Başarı kazanıldı mı?

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İsrail’in ve yerleşimcilerin arzularını karşılayan büyük başarıların kazanıldığını duyurmak için Tel Aviv’e geri dönmeyi bekleyemedi. Ortadoğu Barış Planı’nın açıklanmasından bir saatten daha kısa bir süre sonra, Batı Şeria yerleşimlerinde ve Ürdün Vadisi’nde İsrail yasalarının uygulandığına dikkati çekti. Bu husustaki yasa tasarısı, onaylanmak üzere 2 Şubat Pazar günü haftalık kabine oturumuna sunulacak.

Partizan ve siyasi arenalar, seçim arifesinde kendisine karşı sunulan iddianamelerle uğraşırken Netanyahu, konuya ilişkin açıklamada bulundu. Öte yandan İsrail Başsavcısı Avichai Mandelbli, İsrail egemenliğinin dayatılması ve ilhak faaliyetlerine ilişkin İsrail ve uluslararası arenada bir karar olmadığını açıkladı.

Protesto gösterilerinin genişlemesi korkusu

Netanyahu, Tel Aviv’e ulaşmadan önce İsrail güvenlik yetkilileri, Batı Şeria’daki protesto gösterilerinin genişleyebileceğine dair endişelerini dile getirdi. Aynı şekilde İsrail güvenlik yetkililerinin, bu ay Trump’ın planına karşı Batı Şeria’da protesto gösterinin genişlemesini önleme amacıyla Filistin yönetimi ve güvenlik hizmetlerinin liderleriyle temasa geçtiği belirtildi.

İsrail basınında yer alan haberlere göre güvenlik yetkilileri, İsrail güvenlik organlarının Filistinlilerle güvenlik koordinasyonunu devam ettirmek için her türlü çabayı sarf edeceğini açıkladı. Aynı şekilde güvenlik organları, Hamas’ın protesto gösterilerine dahil olmasını da engellemeye çalışırken, ABD planının iki taraf arasındaki sakin atmosferi etkilemeyeceğini vurguladı.

Hükümet, başsavcıya karşı

26 Ocak Pazar günü İsrail’in egemenliğini dayatmayı amaçlayan yasa tasarısı sunulurken, başsavcı da ertelenmesi için konuyla nasıl ilgilenileceğini araştırmaya yöneldi. Ancak Netanyahu’ya yakın bakanlar ve politikacılar, tasarının sunulacağını ve onaylandığı an itibariyle başsavcının kararına bakılmaksızın İsrail’in ilhak ve egemenlik planının uygulanmaya koyulacağını açıkladı.

İsrailli bir yetkili, Netanyahu’nun, hükümete Ürdün Vadisi, Ölü Deniz ve Batı Şeria’nın bazı bölgelerini ilhak etme önerilerini sunacağını belirtti. Netanyahu’nun belirttiğine göre anlaşmanın ilanından sonra İsrail, Ürdün Vadisi ve Ölü Deniz’in kuzeyi üzerinde yasaların uygulanacağına dikkati çekti. Bu nedenle ‘İsrail Devleti’nin doğu sınırlarını bir kez daha ve tümüyle yeniden tanımlayacağız’ açıklaması yapıldı.

Netanyahu, ilhak planının iki aşamada uygulanacağını, planlandığı gibi ilk aşamanın yerleşim birimlerinin ve Ürdün Vadisi’nin ilhakını, ikinci aşamanın ise ‘izole edilmiş yerleşim birimlerinin ve buralara uzanan yolları’ kapsayacağını vurguladı.

Askeri uzman Nahum Barnea, Netanyahu’nun planının, Filistinlilerin devlet projesini hayal kırıklığına uğratacağını ifade etti. Barnea,"Bugün İsrail yasaları, yerleşim birimlerinin sakinleri için geçerlidir. İlhak için planlananlar, daha sonra zeminde gerçekleştirilecektir" ifadelerini kullandı.

Vaatler, uygulanamaz

Netanyahu’nun ve ‘Trump’ın planını, tarihi bir fırsat ve büyük bir İsrail başarısı olarak gören’ tüm tarafların, bir zafer sarhoşluğu yaşadıkları doğru. Bunun yanı sıra ABD’lilerin İsrail’e verdiği vaatlerin çoğunun da uygulanması zor olacak. Zira bu vaatler, mevcut krizi daha da derinleştirecek. Bazı Filistin sakinlerinin İsrail nüfuzu altındaki bölgelere transferi de dahil Filistinlilerle toprak değişimi hususundaki her şey, İsrail içerisinde Filistin bölgeleri oluşmasına yol açacak ve bu durum, İsrail’de hem uygulanamaz hem de kabul edilemez bir durum.

Öte yandan İsrailli yetkililer, Hamas ve Gazze’nin silahsızlandırılmasıyla ilgili her şeyi tedirginlik içinde takip ediyor. Zira bu adımlar, ortaya koyulmakla kalmayacak, aynı zamanda plana karşı iç ve uluslararası mücadeleyi koordine etme çabalarının bir parçası olarak Fetih ve Hamas arasındaki uzlaşmayı hızlandırabilecek. Söz konusu olasılık ise İsrail güvenliği için son derece büyük bir endişe kaynağı.

Plan ve uluslararası yasalar

Netanyahu’nun ‘planın zeminde uygulanacağını ve başsavcının buna karşı çıkabileceğini’ açıklamasından hemen sonra hukukçular, planın yasallığını incelemeye yöneldi. Uluslararası hukuk uzmanı Profesör Talia Einhorn, İsrail’in planı kabul etmesi ve Filistin’in de reddetmesi halinde, geriye kalan şeyin yalnızca ‘İsrail egemenliğinin, Yeşil Hat’tın ötesindeki yerleşimlere yayılması’ olacağını vurguladı.

Kalıcı sınırların, yalnızca İsrail ve komşuları arasında çizilebileceğini ifade eden Einhorn, Filistin yönetimi, İsrail ile gerçek bir barışçıl ilişki kurmak için ayrıntılı taahhütlerde bulunursa ve önerilen takvime göre gerçek eylemlerle bir barış sağlamak için çalışırsa plana göre İsrail taahhüdünün de uluslararası düzeyde olacağını belirtti.

İsrail’in taahhüdü buharlaşacak

Talia Einhorn,"Filistin yönetimi, planı kabul etmezse İsrail taahhüdü de buharlaşacak. Plandan geriye ise İsrail egemenliğinin Yeşil Hat’tın ötesindeki yerleşimlere yayılması kalacak" dedi. Uluslararası hukuk uzmanı,"Hükümetin İsrail yasalarını genişletmesi kalıcı sınırlar oluşturmuyor. Bu sınırlar, yalnızca komşu ülkelerin fikir birliği ile çizilebilir" ifadelerini kullandı.

İsrailli yazar Ran Adlest, ‘Karşılıksız çek’ başlığı altında, Trump’ın planının, statükoyu bozma olasılığı çerçevesinde saçma olduğunu belirtti. Planı ‘kötü ve komik’ olarak nitelendiren Adlest, planın da ‘Netanyahu’nun cezaevinden kurtulmasını ve İsrail Devleti’nin tarihi tasarımcısı olmasını’ amaçladığını vurguladı.

İsrailli yazar,"Her aklı başında insan, bunun, statükoyu bozma potansiyeline sahip bir saçmalık olduğunu hemen anlar. Tüm bu aldatmacanın, ‘gerçekte Washington’ın Ortadoğu’da bir fırtınaya yol açacak bir kelebek kanadı olmadığını anlamak için’ Trump’ın ABD Senatosu’nda devam eden azil tartışmalarını takip etmemiz gerekiyor" dedi.

Son savaş

İsrailli yazar Adlest,"Netanyahu gibi Trump da bugün hayatındaki son savaşı veriyor. Bu savaşın sonunda, Senatoya sunulan kanıtlar, bunu görmezden gelseler bile, ABD Başkanı’na ya da Cumhuriyetçi senatoya darbe vuracak. Netanyahu tarafından beklenen de tam olarak bu" dedi.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Kübra Şahin

independentarabia.com/node/90386

DAHA FAZLA HABER OKU