Fehmi Koru: ‘Birlik beraberlik’ klişesi bile ayrımcılık kokuyor; yeni bir dile ihtiyaç var

Koru, ‘Birlik ve beraberlik içerisinde olmamız gerektiğini’ söyleyenlerin kritik ortamlarda, insanları derhal farklı köşelere yönlendirdiğini ifade etti

Fotoğraf: Twitter

Kişisel blogunda yazılar kaleme alan Fehmi Koru, “Kritik durumlarda herkesin ‘birlik ve beraberlik’ içerisinde hareket etmesi arzu edildiği halde, neden kritik olmayan konularda farklılaşmayı, kendimiz gibi düşünmeyen insanları ötekileştirmeyi uygun görüyoruz?” sorusuna yanıt aradı.

Elazığ ve Malatya cuma günü meydana gelen 6.8 büyüklüğündeki depremle ilgili olarak, “Deprem vurduğunda, yerle bir olan evler ve hayatını kaybeden insanlar gölgesinde, düne kadar insanları farklı görüşlerinden dolayı adam yerine koymak istemeyenler, ötekileştirenler, bu defa ‘Birlik ve beraberlik içerisinde bulunmamız gereken şu günlerde’ diye başlayan cümleler kuruyorlar” diyen Koru, “Birlik ve beraberlik içerisinde olmamız gerektiğini’ söyleyenler, öyle kritik ortamlarda bile, insanları derhal farklı köşelere yönlendiriyorlar” dedi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

“En ufak bir sorgulamaya karşı sopa gösteriliyor”

“Deprem de birleştiremedi.. “Birlik beraberlik” klişesi bile ayrımcılık kokuyor.. Yeni bir dile ihtiyaç var…” başlıklı blog yazısında farklı köşelere yönlendirdiklerini, depremin sıcak ortamında, silkelemek için elinden geleni ardına bırakmayanların çok olduğunu ifade eden Koru, “En ufak bir sorgulamaya karşı sopa gösteriliyor” görüşünü savundu.

Daha önce ötekileştirilmiş bir kesimden gelen deprem yardımına bile geçit verilmek istenmediğini söyleyen Koru, “Hani ‘birlik ve beraberlik’ içerisinde bulunmak gerekiyordu?” tepkisini gösterdi.

Koru şöyle devam etti:

“Birlik ve beraberlik içinde bulunmak” ile kast edilenin, merkezi otoriteye tabi olmak anlamına geldiğini en iyi anlatan örnek de bu aslında: Ötekileştirilenler yardım toplayabilir, ya da kendi imkanlarını seferber ederek deprem mahalline malzeme getirebilir; ancak getirdiklerini kendileri kendi kimlikleriyle bizzat halka dağıtamazlar…
“Kızılay’a veya AFAD’a versinler” denilmiş siyaseten ötekileştirilmiş bir kesimden gelen deprem yardımları için…
İşte benim de “Anlayamıyorum” dediğim nokta bu.
Deprem vurduğu yerlerde hangi ırktan, hangi siyasi eğilimden insanların yaşadığına bakıyor mu? Birkaç gün önce Manisa’yı vurmuştu, en son Elazığ ve Malatya’yı yokladı, her an ülkenin en büyük ve en kozmopolit kentini de vurabilir.
Hayır, deprem ayırımcı davranmıyor.
İnsanlar ise ayırımcılık yapmayı marifet sayıyor.
Sıradan sayılabilecek dokundurmalara da, eğer o dokundurmayı yapan daha önce ‘farklı görüşü’ sebebiyle ‘öteki’  sayılmışlardan biriyse, sıradışı dokundurma muamelesi yapılıyor.
Açın herhangi bir yayın organını, deprem sonrası yazıların ve yorumların çoğunda, birkaç kişi üzerinden muhalif görünenler adam akıllı hırpalanıyor.

Koru, muhalefette de ellerine iktidar fırsatı geçse şimdi karşılaştığımıza benzer bir tavır benimseyebileceklerini düşündüren örnekler olduğunu iddia etti.

 

fehmikoru.com

DAHA FAZLA HABER OKU