Iraklı göstericilerin tanıdığı mühlet ve taleplerinin kabulü

Gerilimi tırmandırma kararı bir yandan daha çok kan dökülebileceği riskini akıllara getirirken, diğer taraftan gençlerin zorluklar karşısındaki azim ve iradesini gösterdi

Irak gençliği vatanını geri almak için zorluklarla karşı karşıya / Fotoğraf: AFP

Irak’ta yaklaşık 4 aydır süren protestolarda, eylemci gençler kritik bir dönemece girdi. Nitekim Nasıriye’deki göstericilerin siyasi elitlere verdiği sürenin üç gün önce sona ermesiyle birlikte eylemciler, protestolarda yaşanan cinayetlerin faillerinin adalete teslim edilmesi başta olmak üzere taleplerinin kabulü için gerilimi bir üst seviyeye taşıdı.

Diğer kentlerdeki göstericiler de Nasıriye’nin tanıdığı süreye bağlı olduklarını bildirerek buna ‘vatan süresi’ ismini verdi. Göstericiler, taleplerinin kabulü noktasında hükümet ve parlamentonun somut adımlar atmaması halinde hukuki çerçevede kalmak şartıyla protestoları bir üst boyuta taşıma konusunda uyardı.

20 Ocak’ta tanınan bir haftalık sürenin sona ermesiyle birlikte göstericiler harekete geçti. Bu kapsamda göstericilerin protesto düzenledikleri kentlerde anayol ve diğer illere giden uluslararası yolu trafiğe kapatması gerginliğin iyice tırmanmasına yol açtı. Sürenin bitmesiyle eylemlerin yapıldığı ilk günde göstericiler ile güvenlik güçleri arasında çıkan çatışmalarda 10 kişi hayatını kaybetti, yaklaşık 200 kişi yaralandı.

Orantısız güç endişesi

Gerilimi tırmandırma kararı bir yandan daha çok kan dökülebileceği riskini akıllara getirirken, diğer taraftan gençlerin zorluklar karşısındaki azim ve iradesini gösterdi. Ancak göstericilerin bu kararı, güvenlik güçlerinin orantısız güce başvurabileceği endişelerini de beraberinde getirdi.

İngiltere'nin Bağdat Büyükelçisi Stephen Hickey, Twitter hesabından paylaştığı mesajda, “Göstericilere karşı aşırı güç kullanılmasının hiçbir gerekçesi yok” diye yazdı.

Bu gelişmenin neticesi kaçınılmaz bir şekilde halk iradesinin zaferiyle sonuçlanacaktır. Başka bir deyişle gençlerin zorluklara göğüs germeleri ve kurban vermeye devam etmeleri, İran destekli dinci partilerin çaldığı vatanlarını geri almak içindir. Vatan süresi ve bu satırların yazıldığı esnada bile halen kanların dökülmeye devam etmesi mutlaka yeni bir gerçeklik ortaya çıkaracak ve gösterici kalabalıkların lehine sonuçlanacaktır.

Sadr’ın ‘milyonluk gösteri’ çağrısı

Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr, İran’ın Kum kentindeki evinden başkent Bağdat’ta ‘milyonluk gösteri’ düzenleme çağrısında bulundu. 24 Ocak’ta düzenlenmesi beklenen gösterilerin hedefinde ise ABD’nin Irak’taki varlığı bulunuyor. Asaib Ehlil Hak, Nuceba Hareketi, Hizbullah Tugayları, Bedir Örgütü ve Davet Partisi gibi İran destekli grupların tümü bu gösterileri destekliyor. Bu da daha önce aralarında bir ön anlaşma olduğunu gösteriyor.

Göstericiler çağrıya itiraz etti

Başkent Bağdat’taki Tahrir Meydanı’nda 4 aydır protesto düzenleyen göstericiler, yayınladıkları ortak bildiride Sadr’ın çağrısının ‘siyasi olduğunu ve Irak davasına hizmet etmediğini’ belirtti. Açıklamada, “Sadr eğer bu çağrısında samimi olsaydı İran’ın askeri kollarının da ülkeden çıkarılması için çağrı yapardı” denildi.

Göstericilerin büyük bir bölümü bu çağrıyla şüpheyle yaklaşırken, siyasilerin halk protestolarını kendi aralarındaki hesaplaşmalara alet etmelerini reddediyor.

Göstericiler, İran’ın Irak’ın Anbar ve Erbil kentlerini füzeyle vurması konusunda Sadr’dan herhangi bir kınama açıklaması gelmediğine dikkat çekerek, bu çağrının kendilerini aldatmayacağını belirtiyor.

Irak’ın Tahran ve Washington arasında çatışma sahasına dönüşmesine karşı çıkan göstericiler meydanlarda ‘İran’a hayır, ABD’ye hayır, Irak’a evet’ sloganları atıyor.

Göstericilerin çağrıyla ilgili endişelerini özetleyecek olursak:

1- Sadr’ın İran’ın halk protestolarını sonlandırmakla ilgili gizli planını uyguluyor olabilir. Sadr, 8 yıldır ne İran destekli Bedir Örgütü lideri Hadi el- Amiri ne de Mehdi Ordusu’ndan ayrılan Kays el-Hazeli ile bir uzlaşı sağladı.

2- Sadr destekçilerinin büyük bir kısmı yoksul ve okuma yazma bilmeyen kesimlerden oluşuyor. Bu nedenle söz konusu çağrının hedefinde halk protestolarını ortadan kaldırmak bile olsa bu çağrıya kolayca icabet edeceklerdir.

3- Göstericilerin şiddet ve çatışmaların içine çekilme ihtimali. Bu olasılığın gerçekleşmesi halinde halk protestolarının sonlanması ve hiçbir şey olmamış gibi eski düzenin devam etmesi endişesi hakim.

4- İran’ın art niyetli yaklaşımları doğrultusunda, milyonluk gösterileri Irak’ta ABD’ye karşı düzenlenen bir ‘halk gösterisi’ gibi lanse ederek, asıl İran ve Irak’taki yozlaşmış kollarına yönelik halk protestoları gölgelemeye çalışmak.

Her ne olursa olsun, halk protestoları ile İran’ın güdümündeki Bağdat hükümeti arasında önümüzdeki günlerde yaşanacak gelişmeler, tarih ve mantığın bir değişmez kaidesi olarak, Allah’ın izniyle halkın iradesi lehine sonuçlanacaktır.

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Halil Erdoğan

independentarabia.com/node/88521

DAHA FAZLA HABER OKU