Tahran: Avrupa dosyayı BM'ye taşırsa NPT'den çıkarız

İran’ın hamlesi Birleşik Krallık, Fransa ve Almanya'nın nükleer anlaşmadaki ihtilaf mekanizmasını başlatmasına cevaben geldi

İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani İran'ın güneyindeki Buşehr şehrindeki nükleer güç santralini ziyaret etmişti (AFP)

Meydan okuyan İran, ABD baskısına ve fazladan yaptırım tehdidine cevaben, ülkelerin atom bombası elde etmesini yasaklayan uluslararası anlaşmadan çekilmekle tehdit ederek Batı'ta karşı hamlelerini tırmandırdı.

Hem İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif hem de İran Meclis Başkanı Ali Larijani pazartesi uyarıda bulunarak, Avrupa'nın Tahran'ı 2015'te Batı'yla imzalanan anlaşmayı ihlal ettiği yönündeki iddialarını Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne götürmesi durumunda ülkenin 50 yıllık Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması'ndan (NPT) çekilmeyi düşündüğünü belirtti.

Hamle, İranlı yetkililerin iki Zafer gözlem uydusunun uzaya fırlatılmaya hazır olduğunu duyurmasının ardından geldi. Bu gelişme nükleer silahların yayılmasını önleme uzmanlarının, uyduları dünyanın yörüngesine yerleştirecek uydu fırlatma sistemlerinin uzun menzilli füzelerin fırlatılması içinde de kullanılabileceği yönünde endişe duymasına neden oldu.

İran Dışişleri Bakanlığı pazartesi ayrıca ABD askerlerine ev sahipliği yapan ülkelere yönelik tehdidini de yineledi. Eğer Amerika bahsi geçen ülkelerin topraklarını İran'a saldırı düzenlemek için kullanırsa, bu ülkelerin İran'ın misillemelerinin hedefinde olacağı belirtildi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

İranlı parlamenterlerin, Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani hükümetinden Birleşik Krallık'la yürütülen diplomatik ilişkilerin seviyesini büyükelçilikten maslahatgüzarlığa düşürmesini talep eden öneriyi kabul etmesi iki ülke arasındaki ilişkilerin kötüleştiğinin göstergesi.  Bu hamleyi, ocakta İran hava savunma sisteminin düşürdüğü Ukrayna yolcu uçağının hayatını kaybeden yolcuları ve mürettebatı için Tahran'da gerçekleştirilen siyasi amaçlı gösteriye katılması nedeniyle İngiltere'nin İran Büyükelçisi Robert Macaire'in kısa süreli gözaltında tutulması izledi. 

Öte yandan, ABD füzeleri tarafından vurulmasından sadece haftalar sonra İran'a bağlı Iraklı milis kuvveti Hizbullah Tugayları'nın (Ketaib Hizbullah) Irak-Suriye sınırında yeni bir üs kurduğu yönünde haberler de mevcuttu.

Hepsi birlikte ele alındığında bir dizi uyarı ve tehdit, ABD Başkanı Donald Trump hükümetinin başını çektiği tahrip edici ekonomik ve askeri baskıya Tahran'ın uluslararası kaygılara dair tüm başlıklarda saldırgan tavrını artırarak karşı koyduğuna işaret ediyor: Nükleer programı, füzeleri, yurtdışındaki faaliyetleri, sınırları dahilindeki yabancı vatandaşlara ve diplomatik birimlere karşı tavrı.

İran'ın tehditlerini ve pozisyonunu sertleştirmesini, Birleşik Krallık, Almanya ve Fransa'nın yasal mekanizmayı başlatarak tartışmayı BM Güvenlik Konseyi'ne götürebileceği yönündeki kararı izledi. Bu karar dönüm noktası niteliğindeki 2015 nükleer anlaşmasının fiiliyatta neredeyse tamamen çözülmesiyle sonuçlanabilir ve hatta İran'a daha sert yaptırımlar uygulanmasına neden olabilir.

ABD'nin Devrim Muhafızları komutanı Kasım Süleymani'yi 3 Ocak'ta Irak'ın başkenti Bağdat'taki uluslararası havaalanı yerleşkesinin dışında öldürmesinin ardından, Avrupalılar İran'ın Ortak Kapsamlı Eylem Planı (JPCOA)  kapsamındaki nükleer yakıt zenginleştirmeye dair tüm kısıtlamaları kaldırma kararına cevap vermişti.

 

ap.jpg
İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif, Venezuelalı mevkidaşıyla Tahran'da gerçekleştireceği toplantı öncesinde toplantının yapılacağı yerde (AP)

 

İran, ABD'nin Irak'taki iki üssüne füze bombardımanı gerçekleştirerek cevap vermişti. Saldırı sonucu ABD'nin 8 ordu personeli yaralanmış ve Iraklı yetkililerin İran'ın Irak'ın egemenliğini ihlal ettiği yönünde rahatsızlık duymasına neden olmuştu. İranlı yetkililer özür dilemedi.

Pazartesi Tahran'da gazetecilere verdiği demeçte Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Seyid Abbas Musevi, "İran'daki güvenlik uzmanları ve askeri uzmanlar bu korkak hamleye bir ülkenin veya rejimin yardım ettiği ve (saldıryı gerçekleştirenlerle) birlikte çalıştığı sonucuna varırsa, bedelini ödeyecek" ifadelerini kullanmıştı. 

Savaş çıkarma peşinde değiliz fakat herhangi bir kötü davranışa karşı güçlü biçimde savunmaya hazırız.

ABD'nin İran Özel Temsilcisi Brian Hook geçen hafta, "azami ekonomik baskı ve askeri gücün yaratacağı inandırıcı tehdidin caydırıcılığının yenilenmesinin birleşiminin", "bölgede barışı ve istikrarı kuvvetlendireceğinde" ısrar etmişti.

Fakat uzmanlar, İran'ın NPT'den ayrılışının bölgede feci sonuçlar doğuracağı ve dünyanın en istikrarsız yerlerinden biri olan bölgede nükleer silahlanma yarışını tetikleyeceği konusunda uyarıyor.  Pakistan, Hindistan ve Kuzey Kore anlaşmadan çıkarak nükleer silahlara sahip ülkeler haline gelmişti. Açıklanmamış nükleer güç İsrail'se anlaşmayı hiçbir zaman imzalamadı.

İran anlaşmadan ayrılmadan önce tehditte bulunsa da son uyarı, ülke üzerinde daha önce görülmemiş ulusal ve uluslararası baskı gündemdeyken geldi.

Zarif'in, "Eğer Avrupalılar daha fazla siyasi oyun oynamaya devam ederse, pek çok seçeneğimiz olacak" sözleri aktarılmıştı.

 

 

İran, nükleer silah elde etmeye çalışmama karşılığında, nükleer silaha sahip olmayan ülkelere nükleer teknoloji erişimi sunan 1970 tarihli anlaşmanın ilk imzacıları arasındaydı.

Fakat 2003'te uranyum zenginleştirmek için gizli bir program başlatan ülke olarak tanınmasıyla anlaşmaya "uymadığı" tespit edilmişti. Bu faaliyet nükleer silah elde etmenin yanı sıra nükleer enerji üretmeye yönelik izlenen yollardan biri olarak kabul ediliyordu.

İran nükleer programının, enerji ve tıbbı içeren, yalnızca barışçıl sivil amaçlarla tasarlandığını söylüyor.  Ancak Batılı istihbarat yetkilileri, İran'ın ABD'nin Irak'ı işgalinde Saddam Hüseyin'in devrildiği 2003 yılına kadar bilfiil gizli bir nükleer silah programını sürdürdüğüne inanıyor.

O zamandan bu yana pek çok bağımsız nükleer silahların yayılmasını önleme uzmanı İran'ın NPT'yi ihlal etmeden nükleer silah programına sahip olmak için çeşitli parçaların peşinde olduğu bir nükleer belirsizlik politikası izlediği kanaatinde.

2015 nükleer anlaşması ekonomik teşvikler karşılığında İran'ın nükleer programına daha katı kısıtlamalar getirmek için tasarlanmıştı. Fakat Trump'ın anlaşmayı feshi ve Avrupalıların Amerikan yaptırımlarına uyması İran'ı, nükleer programını kontrol altında tutmak için verilen teşviklerden yoksun bıraktı.

Trump ve ona İran konusunda danışmanlık yapan Washington'daki şahin politikacılardan oluşan küçük bir grup, 2030'da sona erecek nükleer anlaşmanın İran'a nükleer programını kısıtlaması karşılığında çok fazla şey verdiğini söylüyor.

Avrupalı yetkililer diplomatik mutabakatlar açısından dönüm noktası diye gördükleri anlaşmayı korumak istediklerini dile getiriyor. Yetkililer, İran'ın nükleer programını yaptırımların yenilenmesi amacıyla BM Güvenlik Konseyi'ne getirecek ihtilaf mekanizmasını İran'ın nükleer faaliyetlerini daha da genişletmesini önlemek için başlattıklarını söylüyor.

Almanya Savunma Bakanı Annegret Kramp-Karrenbauer geçen hafta Londra'da gazetecilere verdiği demeçte Trump yönetiminin, anlaşmadaki Avrupalı tarafların İhtilaf Çözüm Mekanizması'nı işletmemesi halinde AB'nin araba ithalatına yüzde 25 vergi uygulamakla tehdit ettiğini dile getirdi.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

https://www.independent.co.uk/news/world/middle-east

Independent Türkçe için çeviren: İrem Oral

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU