Süleymani’nin öldürülmesinin ardından ABD ve İran arasındaki ilk temas Maskat’ta

ABD ile İran arasındaki kriz, Kasım Süleymani'nin öldürülmesiyle zirveye çıktı. Dünya savaş korkusu yaşarken ilişkilerin yumuşayacağına yönelik ilk iddia geldi: İki ülke, Maskat büyükelçilikleri vasıtasıyla görüşmeye başladı

Fotoğraf: Twitter

İran ile ABD arasında son dönemde tırmanan krizin yumuşayacağına yönelik ilk sinyal Körfez’den geldi.

Umman’ın başkenti Maskat’taki ABD ve İran büyükelçiliklerinin, Süleymani krizinin ardından ilk temasta bulunduğu iddia edildi.

Bağdat’taki temas noktası Maskat’a taşındı

Diplomatik kaynaklar, iki ülkenin daha önce Bağdat büyükelçilikleri vasıtasıyla ilişki kurduğunu belirtirken bu adresin Maskat’ın arabuluculuğuyla Umman’a taşındığını belirtiyor.

 

İran uzmanı Arif Keskin, bu iddianın yaşanan bazı gelişmeler çerçevesinde değerlendirildiğini söyledi. Keskin’e göre İran, Irak’taki ABD üslerini vurmadan önce ABD askerlerinin sığınağa girmesi gibi olaylar bu görüşmeler çerçevesinde yorumlanıyor.

ABD Dışişleri, büyükelçiliklerine “İranlı muhaliflerle görüşmeyin” talimatı verdi

ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan bütün ABD büyükelçiliklerine “İranlı rejim muhalifleriyle görüşme yapılmasın, görüşme yapılmadan haber verilsin. Bu, İran’la yapıcı görüşmelere zarar veriyor” şeklinde bir yazı gönderildiğine vurgu yapan Keskin, “Böyle bir gerginlik döneminde rejim muhalifleriyle görüşmek yerine yapılacak görüşmeler engelleniyor” şeklinde konuştu. 

1988 krizinin ardından da görüşme yapıldı

“İki ülke arasında kesinlikle görüşme yapılıyor” demek için çok erken olduğunu söyleyen Keskin, “1988’de, Irak’la savaşan İran’ın üzerinde çok büyük bir ateşkes baskısı vardı. İran bu baskılara rağmen ateşkesi kabul etmiyordu. Bu gelişmeler üzerine ABD İran’ın yolcu uçağını düşürdü. İran buna rağmen ABD ile masaya oturdu” dedi.

ABD İran’a ne mesaj veriyor?

ABD’nin İran’a “Senin rejimini devirmek istemiyorum” mesajını verdiğini belirten Keskin şöyle konuştu: 

İran rejimindeki temel soru şu: ‘Ben kalacak mıyım, kalmayacak mıyım?’ ABD de bu soruya rejimin istediği cevapları vererek mukabele ediyor. ‘Ben senin rejimine karşı bir alternatif aramıyorum, seninle de devam edebilirim’ demeye çalışıyor. ABD daha önceki görüşmeler esnasında bir liste hazırlamıştı. Listeyle ABD’nin Tahran’dan istedikleri arasında ne insan hakları ne de demokrasi vardı. Sadece İran’ın silahlanma çabası, füze teknoloji ve Ortadoğu siyaseti ile ilgili ABD talepleri bulunuyordu. Bu anlamda ABD’liler İran rejimiyle çok sorun yaşamıyorlar. İran bu alanlarda bir davranış değişikliğine giderse ilişkiler açısından çok şey değişir.

 

Arif Keskin.jpg
Arif Keskin / Fotoğraf: Twitter


İki devlet de pragmatik 

ABD ve İran arasında Humeyni döneminde dahi görüşmelerin yaşandığını dile getiren Keskin, “Son kertede her iki devlet de pragmatist. İran ideolojik görülse de pragmatik. ABD ise bütün düşmanlarıyla masaya oturabilir. Afganistan ve Irak’ta işbirliği yaptılar. Bu işbirliklerini İran devleti net bir şekilde itiraf etti. Devam etmemesi için bir neden de yok.

 

Avrupa’nın korkusu 2.5 milyon Afgan mülteci

Avrupa devletlerinin ABD ve İran arasındaki ilişkilerin yumuşamasından memnun olduğu belirtiliyor. Avrupa’nın temel çekincesi tıpkı Suriye meselesinde olduğu gibi kendisine doğru yapılacak mülteci akını. İran’da durumların daha da karışması ülkede yaşayan 1.5 milyon kayıtlı, 1 milyon da kayıtsız Afgan mültecinin Türkiye üzerinden Avrupa’ya gitmeye çalışmasına kesin gözüyle bakan Avrupalı devletler konuyla ilgili diplomatik önlemlerini aldı.

Kriz nasıl tırmandı?

ABD, 29 Aralık’ta İran Devrim Muhafızları’nın Irak’ta desteklediği Şii milis örgütlerden biri olan Haşdi Şabi çatısı altındaki Hizbullah Tugayları’nın 5 merkezini vurdu. 

Hava saldırılarının ardından Hizbullah Tugayları milisleri ABD’nin Bağdat Büyükelçiliği önünde gösterilere başladı. 31 Aralık’ta bazı milisler büyükelçiliğe girdi. 

Bu yaşananlardan 3 gün sonra, İran Devrim Muhafızları’nın farklı ülkelerdeki askeri faaliyetlerini kontrol eden Kudüs Gücü’nün komutanı Kasım Süleymani, Bağdat Uluslararası Havalimanı’nda ABD saldırısı sonucu hayatını kaybetti. 

Süleymani’nin yanında bulunan Hizbullah Tugayları Komutanı ve Haşdi Şabi Başkan Yardımcısı Mehdi el Mühendis de öldürülenler arasındaydı.

 

Bu olayın ardından İran’dan güçlü bir “intikam” vurgusunun gelmesiyle ABD Başkanı Donald Trump, aralarında “İran ve İran kültürü açısından çok önemli olan 52 hedef belirlediklerini” açıkladı.

Süleymani’nin cenazesi Irak ve İran’da birçok şehir dolaştırılarak Tahran rejiminin ABD nefretinin sembolü haline getirildi. Kirman’daki cenaze töreninde çıkan izdihamda 56 kişi öldü.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU