İran ve ABD arasındaki vekalet savaşlarının yaşandığı arena: Irak

ABD hükümeti, ABD-Irak ortak askeri tesislerine düzenlenen ve git gide artan füze saldırılarında İran parmağının olduğuna inanıyor. Saldırıların Irak’ta bulunan İran destekli gruplar tarafından gerçekleştirildiği düşünülüyor

Haşdi Şabi yanlılarının Bağdat'taki ABD Büyükelçiliği'ne yaptığı baskın / Fotoğraf: AFP

İran, ABD’nin 2003’teki Irak işgali ve sonrasında, kendisini Irak’ın eşik bekçisi addetti.

Bunu yapmaktaki amacı ise ABD’nin Irak’taki politikalarına meydan okumak ve çıkarlarına hizmet etmesi için müzakere kartlarını iki katına çıkarmaktı.

Bu durum, Irak’ın adeta ABD-İran çekişmelerinin yaşandığı bir arenaya dönüşmesine sebep oldu.

Irak'taki son protestolar, aynı zamanda İran’da gördüklerimiz, ABD-İran arasındaki müzakere yokluğu ya da bu krize Avrupa’dan bir çözüm getirilmemesi durumudur.

Tüm bunlar ışığında, ABD ve Irak askeri üslerine yönelik saldırılarda bir artış yaşandı ve Irak’taki ABD Büyükelçiliği’ne Hizbullah Tugayları tarafından saldırı düzenlendi.

ABD hükümeti, ABD-Irak ortak askeri tesislerine düzenlenen ve git gide artan füze saldırılarında İran parmağının olduğuna inanıyor.

Saldırıların Irak’ta bulunan İran destekli gruplar tarafından gerçekleştirildiği düşünülüyor.

ABD’li bir yetkilinin aktardığına göre son aylarda ABD kuvvetlerinin de içinde bulunduğu Irak üslerine ve yakınlarında bulunan bölgelere dokuz farklı füze saldırısı gerçekleşti.

Iraklı makamlar ise 12 Aralık’ta yaptıkları açıklamada, Bağdat Uluslararası Havaalanı yakınlarında ABD askerlerini barındıran bir askeri üsse iki füze atışı yapıldığını kaydetti. İran destekli milislerden biri olan Hizbullah Tugayları’nın bu saldırının arkasında olduğu öngörülüyor.

Irak milislerinin, askeri üsleri ve sahaları hedef alabilen füze platformlarına sahip oldukları ve daha önceden İran’ın onlara füze desteği sağladığı biliniyor.

Hizbullah Tugayları da İran’ın Haşdi Şabi’nin IŞİD karşısında savaşırken eğitilmesi konusunda güvendiği milislerden biri. Komutanı ise Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’ye yakın isimlerden biriydi.

Bu milisler, hem resmi web sitelerinde İran’a olan bağlılığını kabul ediyor hem de İslami iktidara ulaşmak için cihat yapmak istediklerini söylüyor. Bu yol için en doğru seçimin ise Velayet-i Fakih sisteminden geçtiğini belirtiyor.

Buradan, İran’ın ana araçlarını diğer tüm ülkelerde nasıl kullandığı, onları bu ülkelerin iç siyasetlerine nasıl dâhil ettiği anlaşılıyor.

Şu anda ABD hedeflerini vurmasının İran için özel bir boyutu olduğu söylenebilir.

Zirâ bu gelişmeler, vatandaşların Tahran’ın hakim olmaya çalıştığı Irak iktidarının başarısızlığına sinirlenmeleri nedeniyle düzenlenen protestolarla eşzamanlı geliyor.

Halkın öfkesi aynı zamanda ülkedeki ekonomik, politik ve toplumsal koşulların kötüleşmesine neden oluyor.

İran ise kendisine karşı öfkenin ve düşmanca sloganların hâkim olduğu bu protestolardan intikam almak istiyor.

Aynı zamanda bunların arkasında ABD’nin olduğunu öne sürüyor.

Tahran, bu protestoların Irak siyasi sistemini 2003’ten beri kontrol eden bir elitin yönetimine karşı halk hoşnutsuzluğundan kaynaklandığı algısının bozulmasını istemiyor.

Öte yandan ABD ile mücadelesinde kışkırtıcı eylemler gerçekleştirmeyi deneyen İran, böylelikle sanki üzerindeki ABD baskısını azaltmak için Trump yönetimine baskı kurmaya çalışıyor.

En nihayetinde Irak, iki dış taraf arasındaki vekalet savaşlarının yapıldığı bir arenaya dönüşüyor.

Irak’taki tüm bu gerilimler, ülkedeki uzun soluklu krizinin karmaşıklığını artıran çok boyutlu bir ilişkiyi yansıtıyor: Iraklı kızgın vatandaşlar, İran ve ABD.

Bu yüzden, Irak'ta silahlı örgütlerin ABD hedeflerine yönelik saldırılarının kesilmesi, ABD'nin Irak'taki varlığıyla ilgili değil; İran-ABD ilişkilerinin eğriliği, aralarındaki çatışmanın şiddetiyle ilgili.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Elif Turan

independentarabia.com/node/83466

DAHA FAZLA HABER OKU