Rus polisi Lübnan-Suriye sınırında nüfuzunu artırıyor

Rus polisleri Doğu Kalamun tarafında bazı köyler ile Arsal ilçesi sınırında 23 geçişi kapattı

Fotoğraf: AFP

Beyrut, Lübnan-Suriye sınırlarının kontrol edilmesi gerektiği konusunda bölge ülkelerinden ve batıdan birçok uyarı mesajı aldı. Resmi raporlar, Arida, Abudiye, Bukiya, Cussiye- El-Kaa ve Masna olmak üzere 5 yasal geçişin dışında 136 yasadışı geçişin bulunduğunu ortaya koyuyor. Lübnan ordusu 38 gözetleme kulesi kurdu ve yaklaşık 200 askeri sınır merkezi oluşturdu.

Öte yandan Suriye sahasındaki kaynaklar, Lübnan-Suriye sınırının Suriye tarafında, iki yönlü kaçakçılık için kullanılan yasadışı geçişleri engellemek amacıyla Rus polislerin birden fazla noktada faaliyette bulunduğuna işaret ediyor.

Kaynaklara göre Rus polisleri Doğu Kalamun tarafında bazı köyler ile Arsal ilçesi sınırında 23 geçişi kapattı. Lübnan'ın Hermel şehri ile Suriye'nin Kusayr şehri arasındaki geçişlerin büyük bir kısmı her iki taraftan da Hizbullah'ın kontrolü altında.

Kaynaklar, Rus polisinin Suriye tarafından gıda maddeleri taşıyan 5 kamyonun bulunduğu bir konvoya geçiş izni vermediğini belirtti. Rus polisi, kamyonları beş saat boyunca tuttu ve daha sonra geldikleri yere dönmeleri için baskı yaptı. Lübnan'a kaçak mal taşıyan kamyon sayısının günlük 100’ün üzerine çıktığı tahmin ediliyor. Bu sebeple Lübnan gümrük gelirlerini ve diğer gelirleri hazineye aktaramıyor.

Kâr paylaşımı

Aynı kaynaklara göre kaçakçılık çeteleri, günlük 300 bin dolar olduğu tahmin edilen kârı Hizbullah ve Suriye rejimine bağlı milisler ile paylaşıyor. Hizbullah, Lübnan'a getirilmesi planlanan malların türüne bağlı olarak, her konteyner için 5 ila 10 bin dolar arasında bir tutar alıyor. Rus faaliyetleri kapsamında birçok yasadışı geçiş yolu kapatıldı. Diplomatik çevreler bu kararın bölgesel anlaşmalar neticesinde geldiğini ileri sürüyor. Bunlardan en önemlisi, geçtiğimiz Haziran ayında İsrail'de üçlü güvenlik zirvesinde yapılan anlaşmalar. Üçlü zirvede Netanyahu, ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton ve Rus mevkidaşı Nikolay Patruşev yer aldı. Zirvede üç ülke arasındaki işbirliği ve stratejik koordinasyonun derinleştirilmesi ve mevcut ittifakın yeniden güçlendirilmesi için çaba gösterilmesi konularına vurgu yapıldı.

Hizbullah’ın füzeleri

Diplomatik çevrelere göre anlaşmada Hizbullah'ın Suriye sınırından Lübnan'a stratejik silah ve hassas füze göndermesinin engellenmesi konusu da yer alıyor. Rusya sınırdaki kontrolünü sıkılaştırma ve uydu üzerinden izlenen yasadışı geçişleri kapatma sözü verdi. Rusya, Lübnan sınırlarında kontrolün gevşetilmesine karşı uyardı. Bu durumun İran'ın Beyrut'tan Tahran'a bir koridor açma projesine katkı sağlayacağı belirtildi. İran bu projeyi Lübnan’da Hizbullah, Suriye’de ise bazı kolları aracılığıyla hayata geçirmeyi planlıyor.

Lübnan ordusunun eli kolu bağlı

Lübnan askeri kaynaklar, yasadışı geçişler meselesini siyasi bir mesele olarak görüyor ve Lübnan ordusunun Bakanlar Kurulu’ndan çıkacak siyasi bir karar ile sınırların neredeyse tamamını kapatabileceğini ifade ediyor. Lübnan ordusu Bakanlar Kurulu’nun kararlarına tabidir. Askeri kaynaklar Hizbullah'ın Lübnan-Suriye sınırındaki faaliyetleri konusunda Lübnan ordusu üzerinde kısıtlamalar bulunduğunu belirtiyor. Ordu mekanizmaları da aynı şekilde ‘direniş güvenliği’ çerçevesinde harekete geçme meşruiyeti verecek Bakanlar Kurulu kararına tabi.

Askeri kaynaklar, Lübnan ordusunun İngiltere ve ABD’den sınırları kontrol etmek amacıyla gözetim ekipmanları ve gözetim kuleleri aldığını ifade etti. Söz konusu kaynaklar ABD Ordusu Merkez Kuvvetler Komutanı General Joseph Votel'ın Lübnan ordusunun doğu sınırındaki durumu hakkında bilgi almak için birçok kez Beyrut’a ziyaret gerçekleştirdiğinin altını çizdi.

Lübnan-İsrail sınırında da benzer bir durum söz konusu

Bu bağlamda siyasi kaynaklar, İran ve Suriye'nin Lübnan-Suriye sınırlarının çizilmesini reddettiklerini belirtiyor. Lübnan'ın doğu sınırı boyunca uzanan geniş alanlar iç içe geçmiş durumda. Bu da bazı alanların kaçakçılık yapan çetelerin barınağı olarak kalmasına neden oluyor. Şu anda çözüm için atılan en önemli adımlardan biri Lübnan’ın, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne (BMGK) 1701 sayılı BM kararının yetkilerinin genişletilmesi ve sınır boylarına uluslararası güçlerin konuşlandırılması yönünde ilettiği taleptir. Lübnan, uluslararası baskılar nedeniyle geçici olacağını öngördüğü Rus uygulamalarına şüpheyle bakıyor.

Kaynaklar, Birleşmiş Milletler (BM) ile işbirliği yapılarak Lübnan sınırlarının tüm yönleriyle (kara ve deniz) titiz bir şekilde çizilmesine ihtiyaç duyulduğunu vurguluyor. Söz konusu kaynaklar, Lübnan’ın Suriye ile olan doğu sınırının ciddi ekonomik kayıplara yol açtığını, bunun yanı sıra Lübnan egemenliğine zarar verdiğini belirtiyorlar. Tartışmalı noktaların çözüme kavuşturulamaması nedeniyle İsrail ile güney sınırı da sürekli bir endişe ve güvenlik tehdidi haline geldi. Lübnan karasularında 8, 9 ve 11. bloklarda bulunan petrol de risk altında bulunuyor.

Kaynaklar, Lübnan'ın uluslararası tahkime başvurabileceği ya da BMGK'dan Birleşmiş Milletler'e ait resmi haritaları dikkate alarak, Lübnan sınırlarını yeniden çizmesini isteyebileceği görüşünde. Bunun için Lübnan hükümetinin bir karar çıkarması gerekiyor. Ancak Hizbullah’ın çıkarları ile uyuşmadığı için bunun gerçekleşmesi mümkün görünmüyor. Hizbullah, elinde bulundurduğu silahlara meşruiyet sağlamak için çatışma ortamın korunmasını istiyor. Bazı siyasi güçler meseleyi Bakanlar Kurulu’na sunmak istediler ancak Hizbullah’ın karşı çıkması ile yüzleştiler.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Fatih Yılmaz

independentarabia.com/node/81931

DAHA FAZLA HABER OKU