Demokratik değişim talepleri Afrika ve Ortadoğu'da yayılıyor, ilgisizlik de öyle

Otoriter rejimleri devirmek isteyenler, bu rejimlerin taktiklerini yakından incelemeli ve çözüm bulmalı

Cezayir'de cumhurbaşkanlığı seçimi sonrası on binlerce eylemci sokaklardaki gösterilerini siyasi düzenin tamamen değişmesi talebiyle sürdürüyor (AP)

Yaklaşık 41 yıl önce, Vaclav Havel, mağazadaki sebzelerin arasına “Dünya İşçileri Birleşin” yazısını koyan manavı yazdı.

Slogana gerçekten inanmış mıydı? "Dünya işçileri arasındaki birlik fikrine dair gerçek bir heyecan duyuyor muydu?" diye merak ediyordu dönemin muhalif şair ve oyun yazarı.

Muhtemelen, hayır.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Havel, "Güçsüzlerin Gücü" adlı ünlü makalesi ve kitabında şöyle yazıyordu: "Bunları camekanlara koymuştu çünkü yıllardır böyle yapılmıştı, çünkü herkes böyle yapıyordu ve çünkü izlenmesi gereken usul buydu."

Havel devamla, "Böyle yapıyordu çünkü bunlar bir insanın hayatını geçindirebilmek için yapması gereken şeylerdi. Ona görece sakin bir yaşamı garanti edebilecek binlerce detaydan biriydi." diyor.

Bu yıl Havel'in mirası, günümüz Çekya'sında komünist iktidarın devrildiği Kadife Devrim'in 30. yıldönümünde kutlandı.

1993'teki dağılışına kadar Çekoslovakya'ya, sonrasında ise 2003'e kadar Çekya'ya başkanlık eden Havel 2011'de öldü.

Ancak Havel'in bilgeliği ve içgörüleri, bugün Ortadoğu, Kuzey Afrika ve ötesindeki uluslar insanları boyun eğmeye zorlamaya çalışan yerleşik otoriter rejimlere karşı baş kaldırırken ayrı bir alaka kazanıyor.

Arap Yarımadası'nın son aylardaki yaygaradan etkilenmeyen en sert monarşileri haricinde Ortadoğu'nun her yerinde yenilenen demokratik değişim taleplerinin yaşandığı sıra dışı bir dönemdeyiz. Otokrat rejimlere karşı gösteriler bu yıl Irak, Lübnan, İran ve Mısır'ı vururken, Sudan ve Cezayir'de uzun yıllardır süren iktidarları devirdi.

Geçmişteki 2011 Arap Baharı ayaklanmalarının aksine, sokaklardaki göstericilerin saf ve kör iyimserliği büyük ölçüde yitirilmişti. Libya, Yemen ve Suriye'de baş gösteren felaketleri izleyen Cezayir, Beyrut ve Bağdat'taki protestocular, önlerindeki yolun ne kadar zor olacağının farkında. Bir akademisyen bana, Cezayir'deki durumu "Cezayirli olmanın ne demek olduğunu yeniden tanımlamak isteyen" bir halkın "uyanışı" şeklinde tanımlamıştı.
 


Bununla birlikte, yerleşik rejimlerin güçlerinin genişliğinin farkında olması etkileyici herhangi bir atılıma set çekiyor. Şiddetin yanı sıra bir iki memuru görevden alma gibi taraftar kazanma yollarını kullanarak protesto hareketlerini çekirdeğine kadar yontmayı ve geri kalan birkaç çıban başını tutuklamayı arzuluyorlar.

Bu yöntem başarısızlığa uğradığındaysa, protestoların bitmesini beklemeye çalışıyor, -belki de doğru olarak- zamanın yanlarında olduğuna inanıyorlar. Örneğin Irak'ta giderek artan biçimde, Bağdat'taki Tahrir Meydanı'nda hükümetin görevden alınmasını talep eden göstericiler, yurttaşlarının geri kalanından izole edilmiş bir ütopya inşa etmeye başlıyor.

Irak'taki bir akademisyen bana "Tahrir büyüleyici" dedi.

Bunun üzerine doktora yapabilirsiniz. Orada gerçekten yeni bir kültür oluşuyor. Dayanışma diğer yerlerde de herkesi kapsıyor ancak Irak sosyal medyasında karşılaştığınızdan daha ağır dozda bir kötümserlik söz konusu. Dayanışma ve sempati güçlü olmasına rağmen Bağdat'taki günlük yaşam olanlardan etkilenmiyor.

Yeterli çoğunluğu sağlamanın yolu, Havel'in makalesinde yakalamaya çalıştığı şekilde, otoriter sistemlerin günlük hayatı nasıl şekillendirdiğini anlamaktan geçiyor.

Havel, gücün nasıl çalıştığını, hakimiyetini zımni vasıtalar aracılığıyla "herkesi kendi iktidar alanına" çekerek "kendilerini insani varlıklar olarak değil, kendi insani kimliklerini sistemin kimliği lehine teslim etmelerini sağlayarak" sürdüren "post-totaliter" aşırı düzenli ve bürokratik bir sistem çerçevesinde değerlendirmeye çalışıyordu.

İran, Mısır ve Cezayir'deki rejimlerin yanı sıra Irak ve Lübnan'daki yerleşik iktidar klikleri de çeşitli sofistike katmanlarda faaliyet gösteriyor. Uluslararası Af Örgütü'ne göre İran'daki güvenlik güçlerinin göstericilere açtığı ateş sonucunda yüzlerce kişi öldü. Iraklı maskeli milislerin yaklaşık 400 göstericiyi vurduğu söyleniyor. Cezayir'de iktidarda olan generallerse daha incelikli hareket ediyor, kilit muhalifleri tutukluyor ve sadece sisteme itaat eden adayların yarıştığı seçimler sunuyor.

Ancak, rejimler hakimiyetlerini sürdürme yolunda en önce, halkın büyük çoğunluğunun ilgisizliğine, uyumluluğuna ve aşağılayıcı teslimiyetine güveniyor.

Ortadoğu ve Kuzey Afrika'da değişim isteyen bu insanlar, Hong Kong, Şili ve insanların milyarder Başbakan'a karşı Kadife Devrim'in gerçekleştiği Wenceslas Meydanı'nı doldurduğu Çekya dahil diğer ülkedekiler, eğer Havel'in ruhuna kulak vermiş olsalardı iyi iş çıkarabilirlerdi.

Meydanı terk edip yerel manav veya bakkala giderek onlara duvara Ruhani Lider Ayetullah Hamaney'in ya da Başkan Abdulfettah Sisi'nin fotoğrafını asmaya neyin ittiğini, neden kenarda beklemeyi seçtiklerini sorun.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independent.co.uk/voices/

Independent Türkçe için çeviren: Kerim Çelik

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU