İmamoğlu: Kanal İstanbul bir cinayet, bir felaket projesidir; deprem riskini tetikliyor

İmamoğlu, proje ile ilgili uyarılarda bulundu: TEM ve E-5 sık sık trafiğe kapatılacak; deprem açısından risk taşıyor, milyonlarca insanın ölümüne kapı açacak

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "çılgın proje" olarak nitelendirdiği Kanal İstanbul'u cinayet ve felaket projesi olarak niteledi. Projenin hayata geçmesi durumunda İstanbul'da olası bir depremi tetikleyeceğini söyleyen İBB Başkanı, "Bilim insanları hepimizi ikaz ediyor. Akıldan ve bilimden uzaklaşan herkese Allah akıl versin" dedi.

Ekrem İmamoğlu, Erdoğan ile günlerdir tartışma yaşadığı proje ile ilgili "Ya Kanal Ya İstanbul" başlıklı bir basın toplantısı düzenledi. Toplantıda İmamoğlu, 15 başlık altında projenin şehre verebileceği zararlardan bahsetti.

"Kimlere ne söz verilmiş olursa olsun..."

Projeyi felaket ve cinayet olarak nitelendiren İBB Başkanı, İstanbul'un bu proje ile 8 bin 500 yıllık yer altı ve üstü su kaynaklarını kaybedeceğini söyledi.

"Kimlere ne söz verilmiş olursa olsun, ne rant vaat edilmiş olursa olsun iptal edilmelidir" diyen İmamoğlu, şunları söyledi:

Akıllı, mantıklı gerçeklerden uzaklaşmamış hiçbir siyasetçi böyle bir riskin varlığını, dünya iklim değişikliğini konuşuyorken bunu bile bile bu projenin inşaatını destekleyemez.

İmamoğlu,"En büyük tehlike Terkos Gölü'ne karışacak an tuzlu sudur" derken ifadeleri kullandı:

Terkos Göçlü ve havzası İstanbul için depolama alanıdır. Binlerce yıldır Avrupa Yakası'ndaki en büyük su deposudur. Bu muazzam su kaynağı yok olacak. Bu kadar basit. Proje ile Sazlıdere Barajı da devre dışı kalacak. Bir milli yatırım olarak değeri 2 milyar liranın üzerinde olan Sazlıdere'den bahsediyorum. Aynen apar topar kapatılan Atatürk Havalimanı gibi işlevsiz kalacak. Şu anda Sazlıdere İkitelli sistemi her üç kişiden birinin su ihtiyacını karşılıyor.

"Milyonlarca insanın ölümüne kapı açıyor"

Devlet Su İşleri'nin Kanal İstanbul ile ilgili hazırladığı rapora dikkati çeken İmamoğlu, şöyle devam etti:

Bölge zeminindeki kayalarda meydana gelecek kırık ve çatlaklar büyük bir felakete yol açacak. İstanbul var oldukça var olmaya devam edecek bir sorundur deprem. Bilindiği gibi Küçükçekmece Gölü'nden, üç sığ fay hattı geçiyor. Kanal güzergahında yapılacak yapılanma, deprem açısından risk taşıyor. Milyonlarca insanın ölümüne kapı açıyor.

Olası İstanbul depreminde 6 metre yüksekliğinde dalgalar oluşacağı konusunda açıklamalar olduğunu hatırlatan İBB Başkanı, "Bilim insanları hepimizi ikaz ediyor. Akıldan ve bilimden uzaklaşan herkese Allah akıl versin. Göz göze göze kendi elimizle, kendi bütçemizle niye felakete davetiye çıkarıyoruz? Neden bilimi aklı kendizzden uzak tutuyoruz?" diye konuştu.

"TEM ve E-5 sık sık trafiğe kapatılacak"

Uyarılarına madde madde devam eden İmamoğlu, projenin ulaşım konusunda yaşatacağı sorunları şöyle ifade etti:

Bu İstanbulluları trafikte perişan etmek demek. Köprülerle tadil edilmeye çalışılacak ulaşım hatları, yeni ulaşım talepleri demek. İstanbul adası Trakya'dan ayrılacağı için yeni bağlantı köprüleri demek. Çizgi ile çizdikleri köprüler inşaatın başlaması ile TEM ve E-5 sık sık trafiğe kapatılacak. Trafikteki boyut belirsiz, çile. Proje ile halen planlanmış olan metro hatlarını da derinden etkiliyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

 

Montrö açıklaması: Kanal açılırsa koruma ortadan kalkacak

Proje ile gündeme gelen Montrö Boğazlar Anlaşması ile ilgili de değerlendirme yapan İmamoğlu’nun açıklamaları şöyle:

Öncelikle Anayasamızın 90 maddesine göre uluslararası sözleşmeler kanun hükmünde. Denizsel ve karasal etkiler bizi 7 uluslararası sözleşme ile de bağlıyor. Dünyanın en önemli barışa dönük aktörüyüz. Biz bu coğrafyanın barışa dönük teminatıyız. Kimse bizim bu eksenimizi başka yöne kaydırmaya çalışmasın. Montrö Sözleşmesi anlatıldığı gibi olumsuz değil. Türkiye'yi ve diğer Karadeniz kıyısı ülkeleri koruyan bir sözleşme. Anlaşma sayesinde neredeyse 90 yıldır Karadeniz bir barış denizidir. Karadeniz'de kıyısı olmayan ülkelerin gemileri Karadeniz'de en fazla 21 gün kalır. Kanal İstanbul açıldığında bu koruma kalkanının ortadan kalkması söz konusu. Sözleşmenin 2. maddesine göre gemiler, Kanal İstanbul'dan geçişe de zorlanamaz. Kanal ile Türkiye para kazanacak savı uluslararası hukuk karşısında da geçersizdir, hayaldir. Siz rüya görebiliyorsunuz ama bizim işimiz gerçeklerle.


“Mevlüt Uysal, yetkisiz bir şekilde protokolü imzaladı”

İmamoğlu, İBB’nin Kanal İstanbul İşbirliği Protokolü’nden çekildiğini açıklamıştı. Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum da İmamoğlu’nun protokolden çekilmesi için tek taraflı yetkisinin bulunmadığını söylemişti. Kurum’a cevap veren İBB Başkanı, “O dönemki atanmış İBB Başkanı (Mevlüt Uysal) belediye meclis kararı olmadan yetkisiz imza atmıştır. İBB Başkanı 1 Ağustos 2018'de imzaladı, 12 Ekim'de meclis karar alma yoluna gidildi. İmza hukuksuz ve geçersizdir. Meclis kararı olmadan atılan imza, meclis kararı olmadan yetkimle geri çekilebilir” dedi.

"En büyük arazisi olan üç şirket Araplara ait"

Bölgedeki rant iddiaları hakkında da konuşan İmamoğlu, "2011’den bu yana Kanal İstanbul’da 30 milyon metrekare arsa hareketi olmuş. 30 milyon m2 Beyoğlu, Gaziosmanpaşa ve Bayrampaşa büyüklüğü demek. En büyük arazisi olan ilk üç şirket, Arap şirketi" diye konuştu.

İmamoğlu, konuşmasını şöyle sonlandırdı:

Akıldan ve vicdandan tamamıyla uzak olan bu projeyle, dünyanın gözbebeği biricik İstanbul’umuz yaşanamaz bir kent olacak. Temiz hava, su, altyapı ve trafik açısından çözülemez sorunlarla baş başa kalacak. Ne boğaz geçişi ne deniz trafiği geçişi ne de ekonomik olarak böyle bir ihtiyaç söz konusu değildir. Birileri para kazanacak diye, bu kadim şehrin doğal çevresinin, yaşam alanlarının ve su havzalarının yok edilmesine tüm hukuki mücadelemizi vererek izin veremeyiz, vermeyeceğiz. İstanbul’un güvenliğini, 16 milyonun canını ve Türkiye’nin stratejik güvenliğini riske eden Kanal İstanbul projesine kimse, 16 milyon insanı ikna edemez. Bizi hiç ikna edemez. Bu proje her yönüyle felaket, ihanet ve cinayet projesidir. Özetle diyoruz ki; ya Kanal ya İstanbul.

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU