İBB’nin Kanal İstanbul raporu: Olumlu bir husus söz konusu değil

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na sunulan raporun sonuç bölümünde “Kanal İstanbul projesine yönelik ekolojik sürdürülebilirlik, şehircilik ilke ve esasları açısından herhangi bir şekilde olumlu bir hususun söz konusu olmadığı açıktır” ifadeleri yer aldı

 

Fotoğraf: Independent Türkçe

Kanal İstanbul tartışması sürerken, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) söz konusu projenin çevreye olumsuz etkilerinin olacağı gerekçesiyle Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na rapor sundu.

Independent Türkçe'nin ulaştığı 56 sayfalık raporda, Kanal İstanbul projesinin doğaya, çevreye, ekolojik dengeye olası zararları kadar, deprem ve heyelan riskine de değinildi.

Raporda çözüm önerileri ve risklere ilişkin bölümler de yer aldı.

Heyelan tehlikeleri mevcuttur. Temel açma çalışması sırasında zeminde kaymalar oluşmuş ve bazı binalar oturulamaz hale gelmiştir. Deprem ve tsunami durumunda bunların aktif hale gelerek yıkıma yol açacağı açıktır.

 

 

 Raporun sonuç bölümünde ise şu ifadelere yer verildi:

Sonuç olarak, proje nedeniyle, Marmara Denizi ve Karadeniz’in kirlenme tehdidi ile karşı karşıya kaldığı açıktır. Projenin ddeniz ekosistemine, Karadeniz- Marmara dengesine ve iklime etkileri uzmanlarca en ayrıntılı bir biçimde araştırılmalıdır.

Kanal İstanbul ile Küçükçekmece Lagünü ekosistemi, Sazlıdere su havzası, Ağaçlı kumuşşarı, kuzey ormanları, mera, tarım ve hayvancılık alanları büyük zarar görecektir. Kanal İstanbul ve çevresinin yapılaşmasıyla birlikte, bu bölgede bulunan su havzaları ve tatlı su rezervleri azalacaktır. Bozulan yaşan dönünün yeniden kazanılması mümknü müdür ya da mümkünse ne kadar bir süre gerekecektir? Bu soru dahilinde, doğal çevreye ve ekolojik dengeye verebileceği tahribatlar daha dikkatli incelenmeli ve tabii afetler karşısındaki hassasiyeti titizlikle değerlendirilmelidir.

Proje, kentin tüm kuzey bölgesini ve hassas ekosistemlerini etkilediği gibi, kentsel, arkeolojik ve doğal sit alanlarını baskı altına alacak bir proje görünümündedir. Tüm bu yönleriyle Kanal İstanbul Projesi yöre halkının yaşam kalitesine zarar verecek, yöre halkını mağduriyete uğratacak tehditleri bünyesinde barındırmaktadı. 

 Toplumsal ve ekonomik sonuçları hangi grupları nasıl etkileyeceği titizlikle değerlendirilmelidir.

Kente bu boyuttaki müdahalelere karar verme süreçleri, disiplinler arası çalışmalar aracılığı ve doğru bilgilendirmelerle gerçekleştirilmelidir. Bu süreçler, doğru bir biçimde sürdürülmez ve proje, yukarıdaki soru işaretleri dahilinde gerçekleştirilirse, yapım gerçekleştikten sonra hatanın büyüklüğü anlaşılsa da telafisi olmadığından, yapılan tespit bir fayda sağlamayacaktır.

 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

 

Erdoğan'ın çılgın projesi: Kanal İstanbul

2011 senesinde dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Kanal İstanbul'u kamuoyuna "Çılgın proje" olarak tanıtmış, projeye destek olanlar kadar karşı çıkanlar da yer almıştı.  

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan’ın "Kanal İstanbul projesinde seneye kazmayı vuracağız” sözleri, Cumhuriyet Halk Partisi’nde (CHP) tepkilere neden olmuş, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, “İhanetin katmerlisi yapılıyor” ifadelerini kullanmıştı.

İBB Başkanı İmamoğlu'ndan Bakan Turhan'a: Ne bu acele? 

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ise İstanbul’un tehlikede olduğunu savunarak, “Koca gökdelenlerle bir rant projesi. İstanbul’un suyu, denizi tehlikede” demişti.

"Hangi devlet yetkilisi çıkıp size Kanal İstanbul projesini anlattı?" diye soran İmamoğlu, "Ne bu acele? 'Kazmayı vuracağız'! Ne kazması bu ya? Çocuk oyuncağı mu bu?" ifadeleriyle Bakan Turhan'a tepki göstermişti.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU