Şırıngalı çikolata can alamaya devam ediyor: Umut’un hayallerini çaldılar

“Bu çikolataları üretenler, bunun zararlı olduğunu bilmiyor mu?” diye soran anne Gülşen Bilgi, “Bu çikolata değil, cinayet aleti. Sorumluların cezalandırılmasını istiyoruz. Oğlum doktor olacaktı ama hayallerini çaldılar” dedi

 

Şınırgalı çikolata, Ankara’nın ardından, Diyarbakır’da da 7 yaşındaki Miraç Umut Bilgi’nin ölümüne neden oldu.

Diyarbakır’ın Yenişehir İlçesi Seyrantepe Mahallesi’nde yaşayan 7 yaşındaki Umut Bilgi, 28 Kasım 2019’da okul çıkışında, okul yakınında bulunan bir marketten aldığı şırınga şeklindeki çikolatanın kapağının nefes borusuna kaçması sonucu ambulansla Diyarbakır Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne kaldırıldı.
 

2.jpeg
Fotoğraf: Independent Türkçe


9 gün yaşam mücadelesi veren 7 yaşındaki Umut Bilgi, 5 Aralık 2019'da yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti.

Independent Türkçe’ye konuşan anne Gülşen Bilgi, “Bu çikolataları üretenler, bunun zararlı olduğunu bilmiyor mu? Bu çikolata değil, cinayet aleti. Sorumluların cezalandırılmasını istiyoruz. Oğlum doktor olacaktı ama hayallerini çaldılar” dedi. 
 

1.jpeg
Fotoğraf: Independent Türkçe


Sivil polis hastaneye götürdü

Oğlunun akşam saatlerinde okuldan eve geldiğini söyleyen anne Gülşen Bilgi, yaşanan olayı gözyaşları içinde şöyle anlattı:

Oğlum eve girdiği sırada ben de yemek hazırlıyordum. Ancak evde ekmek olmadığı için oğluma ekmek alması için para verdim.

Bu sırada şırınga da oğlumun elindeydi ve çikolatasını yiyordu. Şırıngayı lavabonun üzerine bıraktı, parayı verdim çıkıp gidiyordu, kapının önündeydik.

İki merdiven aşağı indi sonra tekrar bana geri döndü, o sırada demek ki bu (şırınga çikolatanın uç kısmındaki küçük parça) boğazına kaçtı.

Bana döndü paniklemişti, nefes alamıyor zorlanmaya başladı, çırpınmaya çalıştı. Ne oldu dedim hiçbir ses çıkaramadı, nefes alamıyordu, konuşamadı da.

Şırınganın başındaki parça boğazına değil nefes borusuna kaçmıştı.


"O anda ben de ne yapacağımı bilemedim" diyen anne Bilgi, soğuk kanlı olmaya çalıştığını ve oğlunun nefes almasını sağlamak için başını eğip, sırtına vurduğunu söyledi.

Yaptığı müdahalenin hiç bir fayda vermediğini dile getiren Bilgi, şunları söyledi: 

Ayağıyla hala çırpınıyordu, kendisi de çıkarmaya çalışıyordu. Anne çıkar diye eliyle işaret ediyordu. Sırtına vurdum, olmadı; karnına bastırmaya çalıştım, kucağıma aldım, karnına bastım. O da olmadı, en son parmağımı ağzına kattım boğazına kadar götürdüm, hiçbir şey gelmedi.

Panikle bağırması sonucunda komşularının sesini duyup yardıma geldiklerini ifade eden anne Bilgi, çabalarının sonuç vermediğini anlattı.
 

3.jpeg
Fotoğraf: Independent Türkçe


Bilgi, "Caddede sivil bir polis vardı, telaşlandığımızı görünce hemen arabaya bindirip oğlumu hastaneye götürdüler. Ben de başka bir araçla hastaneye gittim. Hastaneye yetişmeye çalışıyorduk ama bütün kırmızı ışıklar bize durdu. Hastaneye yetişene kadar arada ne kadar zaman kaybettik bilmiyorum, ama ilk önce çocuk hastanesine gittik" ifadelerini kullandı. 

Oğlum 9 gün direndi ama küçük bedeni bunu kaldıramadı

İlk müdahalenin çocuk acilde yapıldığını belirten anne Bilgi, "mos mor olmuştu" dediği oğluna çocuk acilde yapılan tüm müdahalelere rağmen sonuç alınmadığını ve Dicle Üniversitesi’ne sevk edildiğini ifade etti.

Anne Bilgi, şunları anlattı: 

Ambulansla Dicle Üniversitesine götürdüler. Orada da tekrardan müdahale ettiler. Kulak burun boğaz doktoru geldi o da çıkaramadı, cihazlarla çıkarmaya çalıştılar çıkaramadılar.

Acilen ameliyata aldılar, ameliyatta ilk önce nefes borusunu delip nefes almasını sağladılar. Daha sonra kalbini çalıştırmışlardı, 1 buçuk saat ameliyat sonrasında o parçayı çıkardılar.

O sırada doktor 'nefes alamadığını, kalbinin de durduğunu' söyledi, 'oksijen beyne gitmedi' dedi. 'Hasar kaldı mı kalmadı mı bilmiyoruz' dediler, birkaç gün uyutacağız dediler, uyuttular ama hiçbir fayda etmedi.

Bilgi, "Oğlum 9 gün boyunca direndi, ama küçük bedeni bunu kaldıramadı. Kendi ellerimizle götürdüğüm oğlumun cenazesini teslim ettiler" dedi.
 


Bakanlığın onay verdiğini düşünmüyorum

Sağlık Bakanlığı ve çikolatayı üreten firmaya seslenen anne Bilge, “Allah aşkına bunun neresi çikolata, bu bir cinayet aleti. Böyle çikolata mı olur?!. Küçük çocuklara bu çikolata nasıl satılır?!. Onlar nereden bilsin ki bunun başında kapak var. Çikolatayı üretenler bunun zararlı olduğunu bilmiyor mu?.. Para için üretiyorlar, onlar için kim ölmüş kim kalmış önemli değil ki" diye tepki gösterdi.

Sağlık Bakanlığı'nın acilen bu tür zararlı şeyleri yasaklaması gerektiğini söyleyen acılı anne, "Başka anneler ağlamasın ve acilen bu çikolatayı yasaklasınlar" dedi.

Şırınga çikolatayı üreten firma hakkında dava açacaklarını belirten Bilge, "Sağlık Bakanlığı'nın bile bence bu çikolatadan haberi yok, yani bakanlığın onay verdiği bir çikolata değil. Biz bunu üreten fabrika hakkında dava açacağız. Yasal tüm haklarımızı kullanacağız. Sorumluların cezalandırılmalarını istiyoruz” şeklinde konuştu.
 

5.jpg
Fotoğraf: Independent Türkçe


Okuyup doktor olacaktı

Oğlunun derslerinde çok başarılı olduğunu belirten anne Bilgi, "Oğlumu 6,5 yaşındayken okula kaydını yaptık. Normalde ana sınıfına gitmesi gerekiyordu, ama öğretmenleri onun başarılı olduğunu gördüler ve 1. sınıftan başladı" dedi.
 

4.jpeg
Fotoğraf: Independent Türkçe​​​​​​​


Anne Bilgi Umut'u şu sözlerle anlattı:

Öğretmenlerini ve arkadaşlarını seviyordu. Evde matematik dersini birlikte çalışırdık. Çalıştığımız zaman problemleri çözünce acayip hoşuna giderdi.

Her problemi çözdüğünde beni öpüyordu, ‘bak ne kadar da kolay hemen yaptım’ derdi. Oğlum büyüyünce doktor olacaktı ama hayallerini çaldılar.


Geçtiğimiz günlerde Ankara'da 7 yaşındaki Mert Yağız Köksal’da kantinden aldığı çikolatayı yemiş, çikolatanın kapağı Yağız’ın nefes borusuna kaçmış ve yaşamını yitirmişti.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU