Bakan Soylu’ya 'Söylemleri kadına şiddeti meşrulaştırıyor' tepkisi

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Pazar günü Kadıköy’de kadın cinayetlerini protesto etmek için toplanan kadınların devleti erozyona uğratmayı amaçladığını savunmuştu. Bu açıklamalara tepkiler gecikmedi

Kadıköy’de 8 Aralık Pazar günü Şilili kadınların dünyaya yayılan danslı protestosu ‘Las Tesis’in benzerini sergilemek için bir araya gelen kadınlara polis müdahale etmiş, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Sekreteri Fidan Ataselim ile Kadın Meclisleri Üyesi Ayşen Ece Kavas’ın da aralarında bulunduğu pek çok isim gözaltına alınmıştı.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Sekreteri Fidan Ataselim, Kadıköy’de gözaltına alınan kadınların sürecini takip eden avukat Tuba Torun, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Temsilcisi Gülsüm Kav ve Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu (KCDP) avukatı İpek Bozkurt, yaşananları Tükenmez Haber’den Nilay Göl’e değerlendirdi.

Ataselim, Torun, Kav ve Bozkurt, “Bu grupların dertleri ne kadın cinayetleri ne de kadına karşı şiddet. Devleti erozyona uğratmak. Oysa bu hepimizin meselesi. Meseleyi marjinalleştirmemek lazım. Buradan meseleyi marjinal hale getirip insanları kutuplaştırmak çok yanlış olur” ifadelerini kullanan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya tepki gösterdi.

 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

 

Ataselim: (Bakan Soylu) Kadınları birbirine kutuplaştırmaya çalışmaktadır

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Sekreteri Fidan Ataselim, Süleyman Soylu’nun, yaptığı açıklamayla kendisini marijinalleştirdiği görüşünde. “Soylu, bu tutumuyla kadınları birbirine karşı kutuplaştırmaya çalışmaktadır” diyen Ataselim, 6284 sayılı koruma kanunu ile İstanbul Sözleşmesi’ni uygulamayanların suçlu olduğunu savundu:

Biz bu yasaların uygulanması için, kadınların yaşaması için adliye adliye, meydan meydan geziyoruz. Bizler intihar süsü verilerek öldürülen kadınların, kadın cinayeti olduğunu açığa çıkartanlarız. Bu yüzden bizim kim olduğumuz, 10 yıldır süren kadın cinayetlerini durdurma mücadelemiz açık ve nettir. Bu tür söylemlerle, türlü saldırılarla kadınların, kadın cinayetlerini durdurmaktaki eşit ve özgür bir yaşama olan inançlarındaki umutlarına gölge düşüremeyecekler.

 

Fidan Ataselim. Tükenmez Haber.jpg
Fidan Ataselim / Fotoğraf: Tükenmez Haber

 

Torun: Bu (Las Tesis) müdahalenin kökeni İçişleri Bakanı’na dayanmaktadır

 Avukat Tuba Torun ise kadına yönelik şiddetin artma nedenlerini şöyle sıraladı:

Bir; yasalar, yasaların tam uygulanmaması, eksik bırakılması. İki; yöneticilerin, kitlelere hitap eden kişilerin, siyasilerin, başta siyasiler olmak üzere şiddeti meşrulaştırıcı söylemleri ve davranışları. Üç; medya şeklinde uzuyor... Süleyman Soylu’nun bu sözü tam olarak ikinci maddeye giriyor. Tam olarak şiddeti artıran, meşrulaştırıcı bir söylemdir. Ülkedeki şiddetin artışından Süleyman Soylu rahatlıkla kendini sorumlu tutabilir. Kadınların yanında olması gerekirken karşısında konumlandığının açık bir beyanıdır bu cümle. Kadınları ayrıştırmaya, terörist konumuna sokmaya çalışmaktadır.

Türkiye dışındaki hiçbir ülkede, polisin kadınların danslı protestosu ‘Las Tesis’a müdahale edilmediğini söyleyen Torun, “Bunun sebebi de İçişleri Bakanı’nın bizzat kendisidir ve bu zihniyetidir. Bu ayrıştırıcı, dışlayıcı zihniyetidir. Bu müdahalenin kökeni İçişleri Bakanı’na dayanmaktadır” dedi.

 

Avukat Tuba Torun. Tükenmez Haber.png
Tuba Torun / Fotoğraf: Tükenmez Haber

 

Torun, sözlerini şöyle sürdürdü:

Biz burada İstanbul Sözleşmesi uygulansın, önleyici tedbirlere yönelik politikalar üretilsin ve uygulansın diye bas bas bağırırken kadın katillerine ağırlaştırılmış müebbet dahi verilmemektedir. Bir de bunu dile getiren, kadına yönelik şiddete dikkat çeken kadınlara şiddet uygulayarak aslında hangi tarafta saf tuttuklarını açıkça göstermiş oluyorlar.

 

Nilay haber- kadın- ilk foto.jpg
Fotoğraf: Tükenmez Haber

 

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Temsilcisi Gülsüm Kav ise, “Bizim özel olarak bir çaba göstermemize gerek yok, 23 kere koruma altına alınmak isteyen ve yine de korunmayan Ayşe Tuba Arslan’ı yaşadık, Ceren Özdemir’i yaşadık” ifadelerini kullandı.

“Şiddet nedeniyle hemen her gün evlerinin kapısının önünde, evlerinde ya da sokakta kadınların kanı akıyor” diyen Kav, şöyle konuştu:

Hayatta kalanlar için de şöyle bir durum oluyor; şiddet tehdidinin kendisi. Tehdit altında yaşatmanın kendisi bir şiddet biçimi. Tüm kadın nüfusunun şiddet tehdidi altında yaşıyor olması ve devletin ona bu şiddeti uyguluyor konumunda kalması zaten devleti sorumlu kılıyor ve zan altında bırakıyor. Bizim o yüzden özel olarak bir şey yapmamıza gerek yok. Ne oldu? Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Ayşe Tuba Arslan’ın hayatını kaybetmesinin ardından (ihmali olan kurumlara kurumlara) soruşturma başlattı. Kadını korumakla hükümlü kurumlar, zaman zaman olumlu bir adım atarak kamu spotu yapıyorlar, Emine Bulut Genelgesi gönderdiler 81 ile, bunlar olumludur. Demek ki sorun var. İstanbul Sözleşmesi’ni uygulayın, 6284 uygulanmalı, kadınları korumakla hükümlü kurumlara, yetkililere sesleniyoruz. 

 

Kadınlardan Bakan Soylu'ya tepki. Tükenmez Haber..jpg
Fotoğraf: Tükenmez Haber

 

Gülsüm Kav, sözlerine şöyle devam etti:

Şili’deki kadınların şarkı sözü, Türkiye’de bazı gerçeklere işaret ediyorsa ediyordur, yok herkes ‘Görevimi çok iyi yapıyorum’ diye düşünüyorsa üstüne alınmamalıdır. Ama zaten ortada bizim işaret etmemize, yıpratmamıza gerek duymadığımız kadar açık gerçekler var. Bütün toplum ‘Asla yalnız yürümeyeceksin’ diyorken ve kadınları haklı mücadelesinde yalnız bırakmıyorken, bütün Türkiye nüfusunun hepsi mi marjinalmiş?  Marjinallik buysa marjinalliği de kabul ederiz. Kadınlar öldürülüyorken ne kadar marjinal olabilir? Can yakan sorunları bir dansla, bir şarkıyla ifade ediyoruz. Buna da marjinallik deniyorsa marjinaliz o zaman.

 

Gülsüm Kav. Tükenmez Haber..jpg
Gülsüm Kav / Fotoğraf: Tükenmez Haber

 

 

“Bu gösteriler anayasal hakkımız”

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu (KCDP) avukatı İpek Bozkurt ise “Anayasa’nın 34. maddesinde de barışçıl, şiddet içermeyen bütün gösteriler anayasal bir haktır ve serbesttir deniyor. Buna ilişkin Anayasa Mahkemesi’nin ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin de kararları var. O yüzden sadece dans etmek, şarkı söylemek hakkı kullanıldı. Herhangi bir şekilde marjinalleştirme söz konusu değil” dedi.

 

İpek Bozkurt. Tükenmez Haber.jpg
İpek Bozkurt / Fotoğraf: Tükenmez Haber

 

“Devlet hoşuna gitmeyen her şeye marjinal deniliyor”

Türkiye’de devletin hoşuna gitmeyen her şeye 'marjinal' denildiğini savunan Bozkurt, “Marjinal kime denir? Marjinal nedir” sorusunu sordu.

Gözaltına alınan iki kişinin, kadın hakları ve kadına karşı şiddet konusundaki davaların takipçisi olan Fidan Ataselim ile Ayşen Ece Kavas olduğunu hatırlatan İpek Bozkurt,şu sözleri söyledi:

2018 yılında kadına karşı şiddet verilerini açıkladı devlet. Devletin açıkladığı verilere ilişkin olarak çalışmalar yapan kadınları marjinalleştirmek de birazcık ironik!

 

Nilay- Kadın 2.jpg
Fotoğraf: Tükenmez Haber

 

“Kolluk kuvveti tekme atıyor, insanlar ters kelepçeleniyor”

Kadına karşı şiddetle mücadele eden insanlara şiddet uygulandığının altını çizen Bozkurt, sözlerine şöyle devam etti:

İnsanlar ters kelepçeleniyor, bilekleri morartılıyor, kolluk kuvveti tekme atıyor. Bu bir ironi aslında. Devletin politikasının söylediği şeyle uygulamasının farklı olması.

“Bir dans gösterisi devleti nasıl erozyona uğratabilir?”

Soylu’nun “Dertleri ne kadın cinayetleri ne de kadına karşı şiddet. Devleti erozyona uğratmak” sözlerini hatırlatan Bozkurt, “Devlet güçsüz değil ki, Türkiye Cumhuriyeti devleti egemen bir devlet. Bir dans gösterisi devleti nasıl erozyona uğratabilir? Şarkı söylemek devleti erozyona uğratamaz ki. Ve biz de bütün çalışmalarımızı hukuk devleti esasında yapıyoruz, yani hukukun içinde yapıyoruz, hukukun içinden konuşuyoruz.”

Bakan Soylu ne demişti?

Kadıköy’de Pazar günü gerçekleşen polis müdahalesini Hürriyet Yazarı Hande Fırat’a değerlendiren İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Polisin yüzüne bakıp ‘katil, tecavüzcü’ demek doğru değil. Hiçbir devlet buna müsaade etmez. Yüzlerce eylem oluyor, insanlar söyleyeceklerini söylüyor. Burada marjinal gruplar vardı. Bu grupların dertleri ne kadın cinayetleri ne de kadına karşı şiddet. Devleti erozyona uğratmak. Oysa bu hepimizin meselesi. Meseleyi marjinalleştirmemek lazım. Buradan meseleyi marjinal hale getirip insanları kutuplaştırmak çok yanlış olur. Çözüm üretecek olan sistemdir, sistem erozyona uğratılmamalı" ifadelerini kullanmıştı.

 

Independent Türkçe, Tükenmez Haber

 

DAHA FAZLA HABER OKU