Erdoğan: Sayın Sisi nisan veya mayısta Ankara'ya gelecek

"Biz Mısır ile sadece aynı tarihi değil, aynı denizi de paylaşıyoruz ve o denizin küresel denklemdeki önemi her geçen gün daha da artıyor"

Fotoğraf: AA

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Mısır ziyareti sonrası uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı.

İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına ilişkin soruya yanıt veren Erdoğan şunları söyledi:

İnsani yardımların Gazze’ye ulaştırılması ile ilgili bazı olumlu gelişmeler söz konusu. Bu gelişmeleri özellikle Mısır Cumhurbaşkanı Sayın Abdulfettah es-Sisi ile de görüştük. İsrail’i bu konuda sıkıştırmaya devam edeceklerini söylediler.

Bizler de ağırlıklı olarak gerek Sayın Sisi'yle gerek Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres’le görüşmeler yapacağız. Amerika Birleşik Devletleri yetkilileri de bu konuda İsrail’e baskı yapmaya devam edeceklerini söylüyorlar.

Diğer taraftan İsrail’in Refah bölgesine saldırıları her zamanki vicdansızlıkları. Konuyu sayın Sisi ile de görüştük. “Oradaki insanların güvenliğinden taviz vermemiz mümkün değil” ifadesini kullandık. Düşünün, sivillere “şu bölgeye gidin orası güvenli” deyip oraya bomba yağdırmanın insani değerlerle, savaş hukukuyla, uluslararası hukuk ve insan hakları ile bağdaşır bir yönü var mı? İnsanlık, bu çığlığı bir an önce duymak zorundadır.

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda İsrail'in yalnızlığını gerek bizim, gerek dostlarımızın, gerekse dünyanın çeşitli yerlerindeki halkların tepkileri sağladı. Fakat gelinen aşamada akan kan durmuş değil. Hala İsrail’in vahşi saldırıları devam ediyor. Bizim bu saldırıların başladığı günlerde kurmaya başladığımız ve sürekli tekrarladığımız cümleleri, özellikle Batılı bazı ülkelerin yetkilileri yeni yeni dillendirme noktasına geldiler. Barış çağrıları ne yazık ki Amerika Birleşik Devletleri’nin olumsuz yaklaşımları sebebiyle sonuçsuz kalıyor. Amerika bazı üst düzey yetkililerini güya bu işi çözmek üzere bölgeye gönderdiğini söylüyor ama netice alınamıyor. Durum her ne kadar böyle olsa da biz yine ateşkesi ve barışı sağlamak için çalışmaya devam ediyoruz. Çünkü başka çıkış yolumuz yok.

“Sayın Sisi nisan veya mayısta Ankara'yı ziyaret edecek”

1Türkiye-Mısır ilişkilerinde yeni bir dönem başladı diyebilir miyiz?” sorusuna da yanıt veren Erdoğan, “Mısır’a bu ziyaretimiz Sayın Sisi'nin çok ısrarlı davetiyle gerçekleşti. Ben de kendilerine Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey Toplantımızın gerçekleştirilmesini, bu adımın atılmasını teklif ettim. Kendileri de bunu kabul ettiler. Dışişleri Bakanlarımız irtibatlarını devam ettirecekler. Büyük ihtimalle Sayın Sisi Nisan veya Mayıs'ta Ankara'ya gelerek iade-i ziyareti gerçekleştirmiş olacak” dedi.

“Mısır ile hem kültürel hem tarihsel anlamda birlikteliğimiz, köklü bağlarımız bulunuyor” diyen Erdoğan, “Biz Mısır ile sadece aynı tarihi değil, aynı denizi de paylaşıyoruz ve o denizin küresel denklemdeki önemi her geçen gün daha da artıyor. Diğer yandan dış politika, karşılıklı çıkar eksenli inşa edilir ve o zeminde yönetilir. Dolayısıyla iki ülkenin birlikte ve aynı istikamette senkronize adımları kuşkusuz çıkarınadır. Bizler de, Mısır tarafı da bu gerçekliğin farkında ve yeni dönem bu sağlam zemin üzerine bina ediliyor. Önümüzde çok kritik sınamalar var ve gelecekte dünyayı hangi öngörülemeyen zorlu süreçler bekliyor bilmiyoruz. Bu nedenle bugünden hem bölgemizde hem dünyada barışı ve huzuru korumak için bir arada olmak zorundayız. Önümüzde iki ülkeyi de kalkındıracak iş birliği alanları mevcuttur ve sırası geldikçe adımlar atılacaktır” ifadelerini kullandı.

“Barış arayışının peşini bırakmayacağız”

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in İstanbul müzakereleri ile ilgili açıklamalarını değerlendiren Erdoğan, “Biz sonuç odaklı çalıştık ancak barış bir şekilde tesis edilemedi. Fakat biz, buradan netice alamadık diye bırakıp gidemeyiz. Barış arayışının peşini bırakmayacağız. Barışın sağlanması için elimizden ne geliyorsa bunu yapmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

“KYB yönetimi defalarca uyarmamıza rağmen terör örgütüne kol kanat germeye maalesef devam ediyor”

Türkiye’nin Irak ile ilişkileri hakkında da değerlendirmelerde bulunan Erdoğan şunları kaydetti:

Türkiye dosta dosttur. Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan, Milli Savunma Bakanımız Yaşar Güler, MİT Başkanımız İbrahim Kalın arka arkaya seri bir şekilde Irak’a ziyaret gerçekleştirdiler. Bu ziyaretler Irak'taki bu olumsuz gelişmelerin oluşturduğu havayı yumuşattı ve Türkiye-Irak arasında gerek merkezi yönetim gerekse Kuzey Irak'la ilgili adımların atılması noktasında güzel gelişmeler oldu. Dürüstlük ve mertlikten taviz vermedikten sonra, özellikle sınırlarımızın dibinde bir teröristan kurulmasına müsaade edilmedikten sonra, biz bu bölgede her türlü adımı komşularımızla beraber atarız. Irak ve Suriye'nin toprak bütünlüğü noktasında bizim göstereceğimiz saygıyı kimse göstermez. Süleymaniye’nin bu olumsuz yaklaşımı ile ilgili defalarca uyarılar yaptık. “Burada yeni yeni, farklı bazı oluşumlar görüyoruz, bunlara fırsat vermeyin, yoksa yalnız kalırsınız.” dedik. Zira Süleymaniye her an her zaman elimizin üzerinde olduğu, soydaşlarımızın bulunduğu bir yer. Erbil yönetimiyle terörle mücadele konusunda yakaladığımız ivme olumlu bir istikamette ilerliyor. Fakat Süleymaniye, yani KYB yönetimi defalarca uyarmamıza rağmen terör örgütü PKK/YPG/PYD’ye kol kanat germeye maalesef devam ediyor. Şimdi yaptığımız görüşmede biz bu konuyu da gündeme getirdik ve uyarımızı yaptık. Kimse bizden farklı bir duruş beklemesin, gereken tepkiyi veririz. Bu meseleyi es geçemeyiz. Elimizden gelen adımları atıyoruz, atacağız. Birçok konuya tahammülümüz olabilir ancak konu bekamız ve milli güvenliğimiz ise müsamaha kapılarını sonuna kadar kapatır, gereği neyse yaparız. Amaç bize düşmanlık beslemek ise ona da verecek tepkimiz, alacağımız tedbirler vardır, daha sıkı adımlar atmaktan da çekinmeyiz.

“Soruşturmaların neticesine göre adımlar mutlaka atılacaktır”

Erzincan’ın İliç ilçesinde yaşanan maden faciası ile ilgili soruya yanıt veren Erdoğan, “Bugün itibarıyla İçişleri ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız olayları yakından takip ediyorlar, çalışmaların koordinesini üstlenmiş durumdalar. Bu heyelanın teknik incelemeleri, soruşturmaları başladı. Soruşturmaların neticesine göre adımlar mutlaka atılacaktır. Bu aşamada önceliğimiz madencilerimize ulaşabilmek” diye konuştu.

“Muhalefet özellikle mülteci meselesini gündeme getiriyor. Bunların hiçbirinden onlara ekmek çıkmaz, boşuna uğraşıyorlar”

Bir gazetecinin “Her seçim döneminde olduğu gibi seçimlere yaklaşırken belirli odaklar toplumsal huzuru bozma adına saldırıya geçti. Adeta aynı anda tuşlara basıldı. Farklı yapıdaki terör örgütleri saldırılar gerçekleştiriyor. Bu konuda tespitleriniz nelerdir?” sorusuna ise Erdoğan şu yanıtı verdi:

Bunlar her dönem, her seçim öncesi maalesef yaşadığımız olaylar. Öyle veya böyle ne yaparlarsa yapsınlar, her şey olacağına varacak. Şurada seçimlere iki ay bile yok. Artık geri sayım başladı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de partisinin grup toplantısında çok açık, net bazı hususları ortaya koydu. Aynı kanaatleri ben de paylaşıyorum. Muhalefet özellikle mülteci meselesini gündeme getiriyor. Bunların hiçbirinden onlara ekmek çıkmaz, boşuna uğraşıyorlar. 31 Mart kesinlikle bazılarının siyaset sahnesinden tamamen silindiğini göreceğimiz gün olacaktır. Nasıl ki 28 Mayıs'ta bazıları silindiyse, bazıları şu anda yarım yamalak ayakta durmaya çalışıyorsa bunların neticesi de benzer olacak. Bu bakımdan biz teşkilatlarımızla yoğun bir şekilde gerek büyükşehirlerde gerek illerde, ilçelerde Cumhur İttifakı olarak çalışmalarımızı yapıyoruz. Şimdi de meclis üyeleriyle ilgili çalışmaları arkadaşlarımız Ankara'da genel başkan vekillerimiz ile birlikte yürütüyorlar. İnşallah biz de kendilerine katılacağız.

“Buna da sessiz kalamayız”

Erdoğan, bir gazetecinin “FETÖ'yle irtibatlı olduğu gerekçesiyle 450 hakim ve savcı ihraç edilmişti. Danıştay 5. Dairesi bu 450 hakim ve savcıyı göreve iade etti. Bu skandala HSK'nın bir itirazı vardı. Danıştay bu itirazı değerlendirmeye almadı. Bu skandal kamuoyunda da çok ciddi tepki gördü. Bu konuda düşüncelerinizi ve tavrınızı merak ediyoruz” sorusuna şu yanıtı verdi:

FETÖ denen bu şer şebekesinin, terör yapılanmasının belini kırdık. FETÖ bataklığını kuruttuk ancak sinekleri temizleme işimiz daha devam ediyor. Biz FETÖ'nün iç yüzünü anlatmaya, onlarla her alanda mücadele etmeye devam edeceğiz. Mücadelemiz bitmiş değil. Son kukla da Türkiye'ye zarar veremez hale getirilene kadar devam edeceğiz. Yüzlerindeki değişik maskeleri yırtıp atıyoruz ve bunlar böylece meydana çıkıyor. Her kılığa giren bu iradesiz şarlatanların ensesinde olacağız. Fakat Danıştay'ın aldığı bu karara da sessiz kalmamız mümkün değil. Nasıl ki Anayasa Mahkemesi’nin aldığı bazı garip kararlarda Cumhur İttifakı olarak tepkisiz kalmıyorsak, bunda da sessiz kalamayız. Ayrıca Anayasa Mahkemesi’nin almış olduğu bu kararları hazmedemiyorum. Danıştay zaman zaman yapıyor, bu tür kararlarla bizi rahatsız ediyor ama Anayasa Mahkemesi’nin sık sık bu tür kararları alması bizi ciddi manada rahatsız ediyor. Mesela Anayasa Mahkemesi bir de BTK'yla ilgili bir karar almış. Hani bunun neresinden gireceksin? Nasıl böyle bir karar alınır? Biz de bu işin üzerine üzerine giriyoruz, gideceğiz. Danıştay'da da bu işin yine aynı şekilde takipçisi olacağız.

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU